Deniz Bey niçin avukatlığı üstlendi?
Bülent Ecevit'in genel başkan olduğu dönemde CHP evrensel anlamda az buçuk solcuydu. En basit ölçüt, Sosyalist Enternasyonal toplantılarına katılmasını kimsenin yadırgamaması, ihraç ihtimalinin gündeme gelmemesi...
Bugünün CHP'si ise, sol ve solculuk kavramlarının uzağından yakınından geçmediği için, o toplantılara zoraki giriyor.
Adamlar tereddütlü.
Hadi bu sefer de gelsinler bakalım diye lütfediyorlar.
***
O yüzden, partinin, Sosyalist Enternasyonal dışında bırakılmasına dair gündem maddesi bulunmayınca sevinebiliyor CHP'liler.
Yaşasın, bu defa da katılabildik!
Tamam, yaşasın da kim yaşasın?
Sosyalist Enternasyonal mi, yoksa CHP mi?
***
Bugün CHP yöneticilerinden bir "sağcı parti" tanımı yapmalarını istesek, ortaya koyacakları tablo en çok hangi partiye benzer dersiniz?
Kıvırtmadan tanımlayacak olurlarsa, kendi partilerinin ölçüleri çıkar.
Eğer kafalarına göre bir tanım ortaya koyarlarsa, ancak o zaman başka partileri anlayabiliriz.
öyle bir durumda da eh ne yapalım durum böyleyken böyleymiş, demek ki bu adamlar hakikaten solcuymuş hâlâ diye kanacak değiliz.
O takdirde biz de tutar bilim adamlarından aynı tanımı objektif bakış açısıyla talep ederiz.
***
Merhum Ecevit'in dilinde tüy bitmişti Kontrgerilla hakkında konuşmaktan.
ömrünün son çeyreğini en fazla meşgul eden konulardan biriydi Kontrgerilla.
Bugünse bakıyoruz, çeteler meteler konusu ortaya atılınca Deniz Bey avukat kesiliyor.
***
Demek Uğur Mumcu'nun kim tarafından ve niçin öldürüldüğünün ortaya çıkarılması, gerçekten istenmiyor.
Abdi İpekçi cinayetinin etraflıca aydınlatılması, Sabancı suikastindeki sır perdesinin kaldırılması önemli değil demek.
Anlaşılan o ki Bahriye üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Eşref Bitlis, Hrant Dink'e kadar bütün üstü örtülü suikastler ve faili bilinmeyen ya da açıklanmayan cinayetlerin açığa kavuşması sakıncalı.
***
Demek Susurluk hakkında söylenilen onca söz, atılan onca nutuk sırf gösterişten ibaretmiş.
Laf olsun torba dolsun diye konuşuyorlarmış.
Akşamları saat dokuzdaki ışık oyunları birer görsel gösteriymiş demek.
Boğaz Köprüsü'nün ışıklandırılması gibi bir şey işte!
Ayıp oluyor Deniz Bey, vallahi ayıp oluyor.
Keşke şu Ergenekon davasının fahrî avukatlığını üstlenmeseydiniz.
Sessiz kalsaydınız yeterdi.
Anlayan anlardı.
Vay derdik, anasını derdik, geçerdik.
***
Oysa şimdi milletin kafası, Deniz Bey niçin terör örgütünün avukatlığını gönüllü üstlendi sorusu ile meşgul.
Gizli kapaklı kalmış davaların açığa çıkmasını niçin istemiyor sorusu ile boğuşuyor zihinler.
Kafalarda oluşan bu karmaşıklığı nasıl gidereceksiniz Deniz Bey?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.