Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Say’maca, Say’dırmaca, dil üstünden kaydırmaca!

Say’maca, Say’dırmaca, dil üstünden kaydırmaca!

İşe bakın, “Ruhat yenge”yi tamamen unutmuştum; oysa 28 Şubat’ın her hamlede yüzlerce mürteciyi bertaraf eden bu dişi cengâveri unutulabilir mi?

“Eş durumundan yazar” yengemiz 28 Şubat’ın ruhunu en derinlemesine kavrayan ve bu yüzden irticaya amansız savaş açan, laiklik için bedenini siper eden çok sıkı Atatürkçülerdendir.
Biz onu unutmuştuk çoktan beri. Dönem sona erdiği için kalemini kalemliğine yerleştirip hanım hanımcık işlerle uğraşıyor sanıyorduk. Meğer öyle değilmiş. “Vatan” nam gazetede çiziktiriyormuş hâlâ.
Zırvalama tasnifinde 28 Şubat devrinde bir hayli yazar vardı. Ruhat yenge de maaşallah, bu klasmanda iyi yerlerde idi. Fakat köprünün altından çok sular akdı. Bir zamanlar Atatürksüz, laikliksiz, irticasız yazı yazamayanların birçoğu bu kelimeleri unuttu, doğru düzgün şeyler yazmaya yöneldi.
Ruhat yengemiz de maaşallah hafıza kuvvetli! “Unutturamaz hiçbir şey 28 Şubat’ın ballı günlerini, hatta unutulsa bile o!”
O zaman da her mevzuda, bilir bilmez ahkâm keserdi. Mesela hukuk, mevzuunda kestiği ahkâmlar unutulmaz. Neredeyse hukuk katliamı mezbahası kurmuştu. Dinî mevzularda da ondan geri kalmazdı. Maaşallah onu okuyan İslâmi ilimleri yutmuş sanırdı!
İşte yine saymaca Fazıl’ın müdafaası bâbında saçmalama sınırlarını aşarcasına ahkâmlar kesmiş,
Efendim, sanki Allah müslüman mıymış?
Bu soruya cevap vermek bile küfre götürebilir insanı. Allah, kullarına din olarak İslâm’ı seçmiştir, bunu da Kitab’ında beyan etmiştir: “Allah katında din İslâmdır!”
Seçim insanındır. İster hak yola gider, ister bâtıla meyleder.
“Allah müslüman mı” sorusu saçmadır ama, “Ruhat müslüman mıdır?” sorusu her zaman sorulabilir!
Yine de biz bu soruyu sormuyoruz. Neyse ne!
Kimseden müslüman olmasını beklemiyoruz, adalet üzere olsun, hakşinas olsun istiyoruz. Buna da hakkımız var.
Şunu önce tesbit edelim: İnsanların kutsal saydığı şeylere, ille de Müslümanların kutsallarına değil, Hıristiyanın da, Budistin de ve hatta Atatürkçülerin de kutsallarına, kutsallığına saldırmak, hakaret etmek, tahkir ve tezyif etmek insanlık mıdır?
Müslümanın ölçüsü: “Senin dini sana, benim dinim bana!” Senin dinine inanmam ama, ona saldırmam da!
Ruhat yenge mantık perendeleri atarak bizi avlamaya çalışıyor. Allah’la ilgili sorusu perendebazlıkta nasıl merhaleler kat ettiğini gösteriyor.
Buradan çıkardığı ahkâm şu: Say’ılı piyanist Allah’a hakaret etmişse, bu hukukun işi değildir, cezasını o verir. “Kısacası, dava baştan yanlış açılmıştır, karar da aynı yanlışın devamıdır!”
Ne kadar makul ve mantıklı değil mi?
Peki, muhteşem yenge hazretleri! Bugüne kadar binlerce insan Atatürk’e hakaretten mahkûm oldu. Esasen birçoğunun hakaret ettiği filan da yok. Mesela bir yazar “Atatürk’ün cenaze namazı kılınmadı” diye yazdığı için hapsedildi. Atatürk’ün cenaze namazının kılınmadığını iddia etmek neden Atatürk’e hakaret olsun? Kaldı ki, yazar ertesi gün kılındığını, fakat Dolmabahçe avlusunda, az sayıda görevlinin iştirak ettiğini yazarak düzeltmede bulundu.
Bu hukuku kesmedi!
O sıralar siz de aynı fikirde idiniz.
Diyelim ki, Atatürk’e hakaret edildi. Bunun hukukça cezalandırılması gerekmez mi?
Sizin mantığınızdan bu çıkıyor. “E Atatürk’e hakaret edilmişse, cezasını niye hukuk veriyor?”
Süper mantık buraya kadar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi