Yener Dönmez

Yener Dönmez

‘Türkiye’nin parası bereketli’

‘Türkiye’nin parası bereketli’

Çok değil on yıl önce ne haldeydiler?  

TCDD, TOKİ, THY, PTT, TİKA, TRT çürümeye yüz tutmuş, kendi iç sorunlarıyla boğuşan kuruluşlardı.
Mesela TİKA’yı kim bilirdi?
Trenle yolculuğu, TCDD’yi kim tercih ederdi?
Havayoluyla kimler seyahat edebilirdi?
TOKİ ne iş yapardı?
TRT’yi kim izlerdi?
Soruları çoğaltabiliriz…
Ancak son on yılda bu kuruluşlar parlayan birer yıldız, yurt dışındaki emsalleriyle kıyaslandığında yüz akımız haline geldiler.

Bugün PTT, THY, TRT özel sektördeki rakiplerine fark atıyor.

Moğolistan seyahati öncesi Ankara Temsilciliğimizde TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i ağırladık. İbrahim Şahin öyle istatistikler paylaştı ki bizimle; değil Türkiye’deki rakipler bütün dünyayı kıskandıracak sonuçlardı bunlar. Şahin’in verdiği bilgiye göre, TRT Haber rakiplerinin açık ara önünde. TRT Çocuk ise yayına başladığı günden beri birinciliği hiç kaptırmamış. TRT’nin diğer kanalları da özel sektördeki rakipleriyle kıyasıya bir yarış içerisinde.

TCDD’ye gelince…
İnsanımız ilk kez Genel Müdür Süleyman Karaman döneminde tanıştı Yüksek Hızlı Tren’le…
Karaman gazetemizi ziyaretinde hedeflerini Avrupa’daki emsallerin seviyesine göre belirlemediklerini aktardıktan sonra eklemişti: “Tamamen yerli üretime geçiyoruz. Çok sayıda yeni yurtiçi hattın yanında 2023’te İstanbul-Medine demiryolu projesi de bitmiş olacak. Hedef dünyanın en iyisi olmak.”
Bir vatandaş olarak insanı onurlandıran projeler bunlar…
Fakat, “Elin tavuğu bir yumurta yumurtlar, yedi mahalle duyar; bizim kısrak küheylan doğurur, hiç sesi çıkmaz…”

İşte buna örneklik teşkil edecek kuruluşlarımızdan biri de TİKA…
Dün gazetemizi ziyaret eden TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam’ı Ankara Haber Müdürümüz Fatih Akkaya ile birlikte ağırladık.

Biz sorduk, Başkan da, sorularımıza; bir sunum niteliğinde cevaplar verdi…
Sohbetimizin ayrıntılarını haber sütunlarımızdan takip etme imkanınız olacak.
Ancak hayli dikkatimizi çeken bazı istatistiki bilgileri buradan paylaşmak istiyorum.
Biliyorsunuz TİKA’nın asli vazifesi dış yardımları koordine etmek.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere bağımsızlığını kazanan devletlerin değişim, uyum ve kalkınma ihtiyaçlarına cevap vermek üzere 1992’de kuruldu.

Fakat son yıllarda faaliyet alanını genişleterek Afrika’sından Latin Amerika’sına kadar dünyanın dört bir tarafına yardım ulaştırıyor. İlk yıllarda Kafkasya ve Orta Asya’ya yoğunlaşan TİKA, 2002’den sonra faaliyet coğrafyasını başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere kalkınma süreci içinde bulunan Balkanlar, Orta Doğu ve Afrika ülkelerini kapsayacak şekilde genişletti.

Başkan Çam, 2002’den bu yana 3 kat büyüdüklerini vurgulayarak şunları aktarıyor: “Sayısal olarak bakıldığında 2002 yılında TİKA Program Koordinasyon Ofisleri’nin sayısı 12 iken 2013 Nisan ayı itibariyle söz konusu sayı 31 ülkede 35’e ulaşmıştır.”

Yine Çam’ın verdiği bilgilere göre, 2011 ve 2012’de pek çok ülke dış yardımlarını azaltırken Türkiye ise 2012’deki dış yardım tutarını yüzde 98.7 oranında artırmış.
Türkiye 2012 yılında tam tamına 2.5 milyar dolar dış yardımda bulunmuş. STK’ların yaptığı yardımlarla birlikte bu tutar 4.5 milyar dolara ulaşmış.

Başkan Çam, “Ülkemizin yaptığı yardımlarda yüzde 98.7 oranındaki artışla dünya rekoru kırmıştır” dedikten sonra şu bilgileri paylaşıyor:  “OECD tarafından yayınlanan verilere göre, içerisinde ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya, Kanada’nın da bulunduğu DAC üyesi ülkelerin yapmış olduğu resmi kalkınma yardımları 2012 yılında yüzde 4 azaldı. G-7 üyesi ülkelerin yaptığı yardım da ise yüzde 3 azalma var. 15 AB ülkesinden yapılan yardım ise yüzde 7,4 oranında azaldı. Yardımlardaki bu düşüş 1997’den bugüne görülmüş en yüksek düşüş oranı. Türkiye’nin yardımlarında ise yüzde 98,7’lik bir artış var.”

TİKA’nın bu faaliyetlerini Batılılar da büyük bir ilgiyle takip edip, elde edilen başarının nedenini merak ediyorlarmış.

Çam, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor: “Bu işler sadece maddiyatla olmuyor. Maneviyatla da bağlantılı. Samimi de olmak gerekiyor. Ve Türkiye’nin parası temiz ve bereketli. Çok az miktarda paralarla müthiş işler yapıyoruz. Yabancı ülke büyükelçileri kıskanıyor bizleri. Ülkemize gıpta ile bakıyorlar. İyi niyetli olunca hayırlı hizmetler ortaya çıkıyor. Batı’nın örneğin Afrika’ya geliş amacı tamamen duygusal (ekonomik)... Biz ise kalıcı hizmetler bırakıyoruz. Artık Afrikalı kimin ne niyetle geldiğini biliyor. Bunun farkındalar.”

Ne diyelim.
Türkiye farkı işte…
Osmanlı’nın bıraktığı yerden devam…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Yener Dönmez Arşivi