Üniversiteler çözüm sürecinde süs biberi mi?
Bu ülkede 30 yıldır terör var ama üniversiteler sus-pus...
Bir kaç bireysel çalışma dışında, üniversiteler terörün bitirilmesi süreciyle ilgili olarak gıklarını bile çıkarmadılar. Baş örtülü kızlar üniversitelere girmeye kalktığında ciyak ciyak bağıranlar, terörü besleyen sosyal yapıyla ilgili, bir tek bile proje üretmediler.
28 Şubat sürecinde ve daha sonraki zamanlarda ota çöpe bildiri yayınlayan 28 Şubat artığı rektörler vardı. İşi gücü bırakıp miting miting koşan, personelini mitinglere katılmaya zorlayan rektörler gördü bu ülke... Gırtlakları yırtılırcasına Onuncu Yıl Marşı’nı söyleyen rektörler az değildi...
Son aylarda, Türkiye yeni bir sürece girdi. İktidar, attığı cesur adımlarla terörü bitirmekte kararlı. Âkil İnsanlar Heyeti, bütün engel olma çabalarına rağmen, harıl harıl çalışıyor. Başbakan’ın en önemli gündemi, terörü bitirmek...
Âkiller Heyeti ve Başbakan gecelerini gündüzlerine katarak bir şeyler yapmaya çalışıyor. Basın mensuplarının büyük bir kısmı çözüm süreciyle ilgili yazılar yapıyor, konuşmalar yapıyor...
Bu hengâmede susan iki kitle var. Biri Ak Parti teşkilatı, diğeri de üniversiteler. Ak Parti teşkilatını Başbakan’a havale edelim ve masaya üniversiteleri yatıralım...
Üniversiteler, bilimsel bilgi üreten akademik kurumlardır. Bu millet, bunca imkânı üniversitelere, yan gelip yatmaları için vermiyor; bilgi üretsin, sorunlara çözüm ve çare üretsin diye veriyor.
28 Şubat sürecinde, it gaz tahliye ettikçe bildiri yayınlayan üniversiteler vardı. Şimdi üniversiteler sütre gerisine çekilmiş ve “vaziyeti kollama” durumda.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, toplantılarda, gazetelerde, televizyonlarda, “çözüm sürecine ünivesite katkısı” diye yırtınıyor ama hâlâ üniversitelerden tık yok!... YÖK Başkanı, “Üniversite üniversite dolaşacağım ve üniversiteleri çözüm sürecinde fikir üretmeye dâhil edeceğim.” diyor ama maşallah, bizim üniversitelerin üzerine ölü toprağı serpilmiş.
Hani rektörleri Ak Parti seçtirmiş ve tayin ettirmişti?...Hani üniversite yönetimleri hep Ak Partili’ydi?... Hani Ak Parti üniversiteleri politize etmişti?...
Bunca ithâma rağmen, bu üniversiteler, terörün bitirilmesi sürecinde niye suskun?...
Hani nerede çözüm projeleri ve uygulamalar?...
Hani nerde kampüslerde akademik toplantılar?... Hani nerde Türk ve Kürt öğrencilerin el ele tutuşup kardeşlik türküleri söylenen toplantılar?
Yoksa üniversiteler, temkinin dibine vurup “Yarın durum değişirse zorda kalmayalım.” düşüncesiyle oportünist bir tavır mı takınıyorlar?
En dinamik insan kitlesini kampüslerinde bulunduran üniversitelerde, yöneticiler ve akademisyenler niye bu kadar suskun?...
Hadi, uzun vadeli projelerden vaz geçtik, üniversiteler bugünlerde niye gümbür gümbür çözüm sürecine destek bildirileri yayınlamazlar?... Bugünlerde, üniversite üst yönetimleri niye fil dişi kulelerinden çıkıp sahaya inmezler?... Terörün bitmesiyle ilgili olarak kararsızlık eşiğinin aşıldığı şu günlerde, üniversiteler bu ülkeye niye Marslı muamelesi çekerler?...
Üniversiteler, akıllarını başına devşirip Türkiye’nin geldiği seviyeden geri düşmemeli; tam tersi, 2023 vizyonuna giden yolda motor güç olmalıdırlar. Çünkü üniversiteler, bu ülkenin süs biberi değil, elini taşın altına koyması gereken kurumlardır.
Not: Sürece katkıda bulunmak üzere bildiri yayınlama konusunda, öncü rol üstlenen Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesini kutluyorum. Üniversitemizin bu tavrı, tarihe geçecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.