Kim aptal, kim değil?
Meşhur “Kürt büyükleri”nden Dengir Mir Mehmet Fırat, “Kürtler aptal mı ki, bölünmeyi istesinler” demiş.
Önce ismi çözümleyelim: İsm-i âlilerindeki “Dengir”, “konuşan, söz sahibi” mi demek acaba? “Mir” malûm, “emir”den geliyor. Arapça “bey” demek. Anadolu’da değilse de, Türkistan’da Türkler de bu kelimeyi kullanmışlardır. “Mir Alişir Nevaî” mesela... Türkistan’ın büyük şairidir.
Mehmet/Mehemet/Muhammed bu herkesin malûmu. “Fırat” soyadı da, Şeyh Said ailesinin kullandığı bir soyadı... Acaba, hazretin bir ilgisi var mı?
Mehmet Fırat bey, daha önceki kabinede bakanlık mı yaptıydı? Hafızam beni yanıltıyor olabilir. Değilse bile AK Parti genel başkan yardımcılığı yapmış olmalı. Peki neden, bu dönem partide bir görevi yok, hatta seçilmedi?
Neyse bu bahisleri kurcalamayalım! Mehmet Fırat Bey, akıllı bir adam. Sözü nasıl söyleyeceğini biliyor. Onun aptal olmadığının tasdike filan ihtiyacı yok. Fakat bütün “Kürt büyük”leri onun gibi mi?
Bana sorarsanız, en akıllıları değirmene yoğurt öğütmeye gidiyor!
Fırat’ın hele de şu sözü muhteşem: “Türk ırkçılığı Kürt ırkçılığını yaratmıştır ama Kürt ırkçılığı Türk ırkçılığına nazaran daha ilkeldir.”
Irkçılık, etnikçilik eski kavim kabileciliğin azmış şekli, ideolojiye büründürülerek ilaç niyetine yutturulmuş hâli.
Fransız ihtilalinden sonra Avrupa’yı ve bütün dünyayı taun gibi sardı. Her etnik topluluğa bir devlet iddiası Avrupa’da çıktı. Kendilerine göre öyle yapmaya çalıştılar. Fakat bu mümkün müdür? İngiltere etnik olarak mütecanis bir devlet midir? Ne olacak o İskoçların, İrlandalıların hali? Ya Belçika? Daha ötesi, İsviçre?
Evet! Bu ülkelerde güçlü etnik topluluklar var. Fakat, milli devlet olarak varlıklarını sürdürüyorlar. Peki, Arapları ne yapacağız? Yemen’den Fas’a kadar kaç Arap devleti var Allah aşkına? Hani her millet bir devlet idi?
Modern efsaneler, hurafeler zihinlerimize kazındı. Ferdileşip kimliğimizi doğru okuyamadan etnik sürü kimliğine teslim olduk.
Türkler bunu en geç yapanlardan. 20. yüzyılın başında Balkanlar’da yükselen milliyetçiliklerden Türkler de sonunda nasibini aldı. Bunda Kürtlerin, en azından Ziya Gökalp’ın rolü inkâr edilebilir mi?
Türk’ü etnik, kavmi anlamda inşa süreci, Türkleri aptallaştırdı, bu aptallık Kürt milliyetçiliğini tetikledi. Ülke aptallar ülkesine dönüştü!
Şimdi aklımızı başımıza alıp, etnik akılsızlıklardan, inancın, tarihin, coğrafyanın aklına ve hissiyatına yükselmemiz gerekiyor.
“Çözüm süreci” böyle bir fırsat sunabilir, sunmalıdır. Kan ve ateş aklı devreden çıkarır. Normal düşünce imkânsızlaşır.
Şimdi durup düşünme zamanı. Düşünme sükûnet ister. O günlere yaklaşıyoruz. Aklımız başımıza avdet ediyor.
Böyle mi gerçekten?
Şiş göbek Kandil şeflerini dinlerken “Acaba?” diyorum!
Aysel Tuğluk nam madamayı dinlerken “acaba”larım artıyor. Diğerlerini saymıyorum!
Türkiye, bütün Türklerin, Kürtlerin, diğer etnik unsurların elhasıl bütün Müslümanların iftihar edeceği bir ülke olmalı. Bu ülke bütün âlem-i İslâma rahmet olacak bir güce erişmeli. Bu sağlandığı zaman, Türk’ün davasının, Kürd’ün davasının, Arab’ın davasının hükmü kalmaz.
Ortak davamız, bütün insanlığın geleceği davasıdır. Âdil bir dünya davasıdır.
Bunu görüp söylemeyen akıllı sayılabilir mi? İster Türk olsun, ister Kürt!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.