Onlar bizim annelerimiz (4)
Efendimiz’in (s.a.v) kerime zevceleri olan annelerimizi tanımaya devam ediyoruz. Geçen 3 yazımızda, 11 annemizi tanımaya çalışmıştık; bugün ise bu annelerimizden sosyal statüleri açısından farkları olan 2 annemizi daha tanımaya çalışacağız. Bu 2 annemiz Kur’an’ın; “Ma meleket eymanuküm / Sağ elinizin altında olanlar” diye ifade ettiği cariye sınıfındandırlar. Cariyelik nedir? Nasıl başlamış, nasıl bitmiştir? Hukuku nasıl şekillenmiştir? Bugün Kur’an içerisinde geçen cariyelik ile alakalı ayetler nasıl anlaşılmalıdır? Ve daha nice sorular aslında cevaplanması gereken sorulardır. Ama biz bu konu ile alakalı düşüncelerimizi başka yazılarımıza havale ederek, cariye statüsünde olan 2 annemizin hayat defterlerini yine kimlik bilgileri bağlamında açmaya çalışacağız.
Bu noktada şöyle bir itirazda bulunulabilir: Efendimiz’in diğer 11 hanımı içerisinde de savaş esiri olarak alınan hanımları mevcuttu. Mesela; Cuveyriyye validemiz Benî Mustalik Gazvesinde, Safiyye validemiz Hayber Gazvesinde, savaş sonrası esir olarak alınmıştı. Normal şartlarda onların statüsü de cariyelikti. Peki, neden bu 2 validemiz cariye olarak sayılmaz da, Reyhane ve Mâriye validelerimiz cariye olarak sayılır? Bu, çok önemli ve yerinde bir sorudur. Bunun sebebi ise şudur: Efendimiz Cuveyriyye ve Safiyye validelerimizi önce azat etmiş, hürriyetlerine kavuşturmuş; sonra da onları nikâhı altına almıştır. Ama Rehyane ve Mâriye validelerimizi ise bazı özel nedenlerden dolayı bir müddet cariye statüsünde bırakmış, bu konuda rivayetler farklı olsa da Rehyane validemiz kendi isteği ile cariye olarak kalmış, Mâriye validemiz ise İbrahim’i doğurduktan sonra hürriyetini elde etmişti. Bu önemli ayrıntıyı belirttikten sonra annelerimizden olan Reyhane ve Mâriye validelerimizi tanımaya başlıyoruz:
•
12) Reyhane binti Zeyd: Reyhane validemiz Hicret'in 5. yılında gerçekleşen Benî Kurayza Gazvesi sonrasında esir olarak alınmıştı. Efendimiz bu gazvede elde edilen ganimet ve esirleri Müslümanlar arasında paylaştırırken, Reyhane validemiz de, kendi payına düşmüştü. Efendimiz hemen orada Reyhane validemize İslâm’ı tebliğ etmiş, Yahudilikten vazgeçip, Müslüman olmasını istemişti. Ama Hz. Reyhane bunu kabul etmemiş, kendi dini üzerine kalacağını beyan etmişti. Bunun üzerine Efendimiz hiçbir zorlama ve baskıya kapı açmadan onu, ümmü Münzir’in evine göndermişti. Bir müddet bu evde kalan, Müslümanları ve İslâm’ı daha yakından tanıma fırsatı yakalayan Reyhane validemiz, en sonunda İslâm’ı kabul etmişti. Efendimiz bu müjdeyi sahabeden Salebe bin Sâye’den alınca çok sevinmiş ve Reyhane validemize evlilik teklif etmişti. Reyhane validemiz de bu teklifi kabul ederek, nübüvvet evinin sultanlarından biri olmuştu.
Kabilesi: Benî Kurayza
Evlilik Yaşı: 19
Evli Kaldığı Dönem: 5
Vefat Tarihi ve Yaşı: Hicri 10, 24 yaşında.
•
13) Mâriye binti Şem’ûn el-Kıbtiyye: Hudeybiye antlaşmasının getirdiği barış ortamını çok iyi kullanan Efendimiz, o yıl dünyanın dört bir tarafına davet mektupları göndermişti. Bu mektuplardan birisi de Mısır Hükümdarı Mukavkıs’a gidecekti. Sahabeden Hâtib b. Ebû Beltea, Mısır diyarının hükümdarına bu davet mektubunu ulaştırınca, Mukavkıs kendisini çok iyi karşılayacak, Müslüman olmayacaktı ama çeşitli hediye ve memnuniyet mektubu ile Hâtib’i geri gönderecekti. İşte o hediyeler içerisinde Mısır sarayında cariye olan 2 güzel kız kardeş de bulunuyordu. Bunlar Şem’ûn’un kızları Mâriye ve Sîrîn’den başkası değildi. Mısır’dan Medine’ye gelen bu cariyeler, adeta 5000 sene önce aynı yoldan ve aynı konum ile Hicaz topraklarına gelen Hacer’i andırıyorlardı. Hacer, Hz. İbrahim’in hanımı olacak ve ona İsmail’i doğuracaktı; Mâriye ise Efendimiz’e hanım olacak ve O’na İbrahim’i doğuracaktı. Yol boyunca Hâtib b. Ebû Beltea bu iki kız kardeşe İslâm’ı anlatacak ve onlar daha Medine’ye varmadan yolda iman edip Müslüman olacaklardı. Medine’ye geldiklerinde ise, Efendimiz Mâriye validemizi kendi nikâhı altına alacak, Sîrîn’i ise büyük şair Hassan bin Sabit’e verecekti. Mâriye validemiz, Hz. Hatice’den sonra Efendimiz’e çocuk doğuran bahtiyar bir hanım olacaktı. Hz. âişe validemiz bu bahtiyarlığı şöyle dile getirecekti: “Allah (c.c.) Mâriye’ye çocuk bahşederek onu mükâfatlandırdı. Biz ise bundan mahrum kalmıştık.”
Kabilesi: Babası: Mısırlı Kıptî, Annesi: Grek asıllı Hıristiyan
Evlilik Yaşı: Bilinmiyor.
Evli Kaldığı Dönem: 4
Vefat Tarihi ve Yaşı: Hicri 16, yaşı bilinmiyor.
•
İşte Nübüvvet evinin sultanları olan annelerimiz bunlardır. Bir de o eve gelin olarak gir(e)meyip de, yine de annelerimiz sayılması gerekenler var; onları da inşallah bir dahaki yazımızda tanımaya çalışalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.