Güney Afrika’dan Bir İyilik Şehidi
29 Nisan Pazartesi günü Fatih Camisi’nde Güney Afrikalı bir değerli kardeşimize gıyabi cenaze namazı kıldık. Mustafa Wilson adlı bu kardeşimiz, Güney Afrika Müslümanlarının özel hukukuna dair dava ve dosyalara bakan, aynı zamanda bu ülkedeki İslâm âlimlerini bir araya getiren Muslim Judicial Council (Müslüman Yargı Konseyi) üyesiydi. Baas zulmünün perişan ettiği Müslümanlara yardım elini uzatmak ve onların yaralarını sarmak amacıyla Güney Afrika’dan kalkıp gelen ve Türkiye üzerinden Suriye’ye geçen heyetin içinde yer alıyordu. Heyetteki kardeşlerimiz İHH ile de yardımlaşma içinde Suriye’deki mağdurlara yönelik insani yardım faaliyetlerini yürütürken bir trafik kazası geçirdiler. Kazada heyette bulunanlardan iki kişi ağır yaralandı, Mustafa Wilson kardeşimiz de hayatını kaybetti. Yüce Allah’tan bu hayırlı hizmet esnasında gerçekleşen ölümünü şehadet kabul etmesini, mekânını cennet eylemesini ve bütün bu hayırlı çalışmalarında ona destek veren, yardımcı olan ailesiyle cennette buluşturmasını diliyoruz.
Bu kardeşlerimiz aynı zamanda Kudüs ve Filistin davasının Güney Afrika’da sözcülüğünü yapmalarıyla, orada bu davayı insanlara anlatma ve davaya desteğin artmasını sağlama amaçlı etkinlikleriyle tanınıyorlar. Bu amaçla Müslümanların yoğun olduğu Cape Town şehrinde Kudüs Vakfı adında bir kuruluş kurdular. Bu kurum aynı zamanda merkezi Beyrut’ta olan ve benim de Mütevelli Heyeti içinde yer aldığım Uluslararası Kudüs Müessesesi’nin Güney Afrika temsilcisidir. Müslüman Yargı Konseyi’nin başkanlığını yapan ve bu ülkedeki Müslüman azınlığın önderi olarak bilinen saygın ilim adamlarından Mevlana İhsan da Uluslararası Kudüs Müessesesi’nin Mütevelli Heyeti üyesi olduğundan kendisiyle bu kurumun kongrelerinde bir araya geldiğimiz gibi Kudüs davasıyla ilgili daha başka uluslararası toplantılarda ve etkinliklerde buluşup görüşme imkânım oldu. Yardımcılarından bazılarıyla da yine bu vesileyle görüşüp tanışma fırsatım olmuştu.
İçinde bulundukları Muslim Judicial Council hem devlet tarafından tanınmış hem de ülkedeki Müslüman topluluk tarafından sahiplenilmiş bir başvuru makamıdır. Bu yönlerini iyi değerlendirmeye ve faaliyetlerinde ülkedeki bütün Müslümanların bir ortak mercii olarak kalmaya büyük özen gösteriyorlar. Ülkedeki tüm Müslümanları muhatap alan etkin faaliyetlerinde hem onların meseleleriyle doğrudan ilgilenen hem de kendilerini bilgilendirmeyi amaçlayan yoğun çalışmalarına rağmen kendilerini yaşadıkları ülkenin ulusal sınırlarına da kapatmayıp ümmet bilinci içinde tüm İslâm âlemiyle köprüler inşa etmeye, Müslümanların dertleriyle dertlenmeye çalışıyorlar. Kudüs davasıyla ilgili gayretleri de ümmetin öncelikli ve merkezi konumdaki davasına öncelik veren duyarlılıklarından kaynaklanıyor.
Suriye’deki Baas zulmünün ve katliamlarının bu ülkedeki halkı perişan etmesi ve dağıtması üzerine onların yaralarını sarabilmek ve kendilerine yardım ellerini uzatabilmek için kapsamlı bir kampanya başlattılar. Zulüm rejiminin açtığı yaraları sarmak ve mazlumları sahip bırakmama çabalarına katkıda bulunabilmek için yollara döküldüler. Yardımlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırma amacıyla faaliyet yürütürken geçirdikleri trafik kazasında da bir değerli üyelerini ahirete yolcu ettiler.
Bu değerli insanlar ümmet bilinciyle ve kardeşlik duyarlılığıyla, Suriye’deki mağdur ve mazlum Müslümanların yaralarını sarmak için yollara dökülürken, Güney Afrika’dan kalkıp Suriye’ye kadar giderken, birtakım çıkar hesaplarına göre siyaset geliştirenler o mağdur ve mazlum insanların yaralarına tuz dökmeye, katil Baas rejimini kaybetmemek için Müslümanları katletmeye devam ediyorlar.
Katil Baas rejimi de bu destekten aldığı cesaretle adeta “bu ülke benim hâkimiyetimde olmayacaksa kimsenin olmasın” dercesine tükenirken tüketmeye çalışıyor ve insanları topluca imha etme amaçlı saldırılar düzenliyor. Dün ekmek kuyruğunda toplananları hedef alıp topluca katlederken bugün de mülteci kamplarındaki çadırları hedef alarak toplu katliamlar yapıyor.
Uluslararası güçler ise Baas rejiminin kimyasal silah kullanmasıyla ilgili laf kalabalığı yaparken hunharlığın üzerine gitmek için hiçbir girişimde bulunmuyor. Tam aksine onun bu tükenirken tüketme çabasından, Suriye halkının biraz daha yıpratılması amacıyla istifade etmeye çalışıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.