Bugün içinden geçmekte olduğumuz çözüm sürecine yönelik sert eleştirilerde bulunanlar için 1993 ve 1999 hatırlatması yapmak çok önemli.. Başbakan Erdoğan öyle önemli bir nokta vuruş yaptı ki, o dönemle ilgili olarak “ama şöyleyken böyle oldu, böyleyken şöyle oldu” diyenlerin yanıt verecek takati kalmadı.. “biz görüşmedik devletin kurumları görüştü” diyen Bahçeli’ye “siz mi Genelkurmay’a bağlıydınız, yoksa Genelkurmay mı size bağlıydı?” diyerek MHP’nin elindeki en önemli argümanı çürüttü Erdoğan.. isterseniz gelin, Başbakan’ın söz ettiği o ünlü 1999 sürecini, tanıkların tanıklıklarıyla hatırlayalım..

SAVAŞ BURAYA KADARDI

Abdullah Öcalan diyor ki; “Buraya gelmemle barış görüşmeleri hızlandı. Barış ve kardeşlik sürecine doğru gidiliyor. Devlet buna yönelik.. Ben de bütün gücümle bunu istiyorum. Savaş buraya kadardı. Bundan sonra demokratik çözüm. Bütün Kürtlerin dostluğunu kazanan Türkiye güçlenecektir” tarih; 29 Mart 1999.. Öcalan’ın o dönem avukatlığını yapan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’da bu görüşmenin (moda tabirle) tutanağı var..

BU DA PAZARLIK MADDESİ

Görüşmede yapılan pazarlık(?) da Muş Milletvekili Sırrı Sakık tarafından TBMM’de açıklandı.. Ben ısrarla bu görüşmeye “pazarlık” denmemesi gerektiğini savunduğumdan, bu dönemde de olsa, o dönemde de oysa yürütülen merdiven stratejisinin etik dışı tabirlerle itibarsızlaştırılmasını doğru bulmuyorum.. Neyse sonuçta o dönem varılan anlaşmaya göre, silahlı güçler sınırdışına çıkacak idam cezası kaldırılacak.. Nitekim 12 Ocak 2000 tarihli koalisyon protokolü biliniyor. Ünlü, Öcalan’ın idamının ertelendiği protokol.. Ecevit gibi, Yılmaz gibi Sayın Bahçeli’nin de altında imzası olan protokol.. Eleştirmek için ifade etmiyorum bunu.. En doğru karar verilmiş.. O günkü koşullarda Öcalan idam edilmiş olsaydı, şu anda ya da şu anda değil herhangi bir dönemde şiddeti sonlandırmak için kimle ya da kimlerle görüşmemiz gerekecekti, kim bilir..  

500 MİLİTAN NEDEN BIRAKILDI?

İmralı ile görüşmelere yeniden dönecek olursak.. Öcalan’ın avukatı İrfan Dündar’ın KCK davası dolayısıyla verdiği ifadede müzakerelerin nasıl sürdüğü açıkça yazıyor.. İrfan Dündar, 1999’da Öcalan’ın yakalanması sonrasında yargılama süreci ve devamında soruşturma komisyonu adı altında resmî bir komisyon kurulduğunu anlatıyor. Dündar’ın iddiası, komisyonun dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu tarafından görevlendirildiği yönünde.. Bunu bilmiyorum.. Gerisini ifade tutanağından aynen aktarıyorum; “Bu komisyon Öcalan ile Eylül 2001’e kadar görüştü. Komisyonda ağırlıklı olarak asker kökenli görevliler bulunuyordu. Komisyon ile Öcalan görüşmelerinde PKK’nın silahlı militanlarının büyük bölümünün Kuzey Irak’a çekilmesi ancak 500 kadarının Türkiye’de kalması konusunda anlaşmaya varıldı. Öcalan bana, 500 PKK militanının Türkiye’de kalmasını askeri yetkililerin istediğini, gerekçe olarak da ‘Türkiye sınırlarının tamamını PKK militanlarından arındırırsak bu bölgeleri diğer terör örgütleri ele geçirebilir ve bölge kontrol edilemez’ dendiğini söyledi.”

O 500 KİŞİ İŞE YARADI

Sonuçta 99 süreci, 1 Haziran 2004’te sona erdiğinde, bahse konu 500 silahlı gücün neden bırakıldığını da anlamış olduk.. Zira Ergenekon’un darbe hazırlığı yaptığı dönem ile PKK’nın yeniden silaha sarıldığı dönemin aynı dönem olması “tesadüf” ile açıklanacak bir durum değil.
.
İLK DEFA ÇEKİLİYOR

Bu meseleyle ilgili son not.. Herkes bir tutturmuş “bu kaçıncı ateşkes” diye.. Yanlış değil.. Çok ateşkes ya da eylemsizlik kararı alındı.. 1993’de, 98’de, 99’da, 2006’da defalarca ateşkes ya da eylemsizlik kararı alındı-bozuldu.. Ama bilmeyenler için ifade edelim.. 35 yıllık tarihinde PKK ilk defa çekiliyor.. Bu durum hepsinden çok farklı.. Kalın sağlıcakla..