“Siyasal İslam”ın bir günü
İslam’ın, “siyasal” olan ya da olmayan diye kategorize edilemeyeceğini biliyor olmalısınız. İslam bir bütün olarak fert, aile, toplum ve devlet hayatını; siyasi-idari, hukuki-adli, iktisadi-mali, sosyal-kültürel, imani-ameli vb. her alanda kuşatan, belirleyip biçimlendiren bir hayat nizamıdır ve nihayetinde Allah’a hesap vermeyi esas alır.
Ancak, hayatı Kur’an ve Sünnet hükümlerinin egemenliğinden kaçırıp “Laik ideoloji”ye göre biçimlendirenler, sadece şerre çalışan akıllarıyla birden çok İslam kategorisi ürettiler; sonra da inanan insanı bu kategorilere göre tanımlayıp yönlendirmeye kalkışıyorlar.
Asabımı bozan, İslam ile uzaktan yakından hiçbir alâkası olmayanların, üstelik bir de İslam’a, Kur’an yasalarına, Allah’ın egemenliğine itiraz edip düşmanlık yaptıkları halde, İslam hakkında söz söylemeye, İslam’ı kategorize etmeye kalkışmaları. Onlara göre İslam’ın siyasal olanı var, olmayanı var; siyasal olmayan İslam iyi, siyasal olanın başı ezilmeli. Böyle inandıklarından, hukuk nizamını, adli sistemi, siyasi-idari rejimi/yapıyı buna göre kurgulamışlar.
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ü bilirsiniz. Hani, popüler olmak için PKK ile anlaşıp kendini kaçırtmış, serbest kalınca teröristlere övgüler sunmuştu. İşte, teröriste methiyeler sunan, her fırsatta alevi inancının propagandasını yapan bu vekil, “Siyasal İslam’ın 1 günlük bilânçosu” başlığı altında esip gürlemiş yine. Bakalım neler demiş:
“Hizbullah Lideri Hacı İnan, yargılandığı davada beraat etti” diyor. Ancak, Hacı İnan’ın niçin illâ da ceza alması gerektiğini açıklamıyor. Öyle ya, beraat ettiğine göre, demek ki suçsuzmuş. Suçsuzsa, niçin 10 yılı aşkın süredir tutuklu kaldığını sorgulamıyor da, beraat ettiği için sadistçe hayıflanıyor. Bu arada, yasal sınırlar içinde, sadece STK faaliyetlerinde bulundukları halde, 15 Hizbullahçıya verilen 113 yıl hapis cezasına değinmiyor; “yasal” da olsa, bunun “hukuki” olup olmadığını sorgulamıyor.
“Camilere yardım üzerindeki denetim kalktı” diyor. Ancak, vatandaşın, hür iradeleriyle camilere yardım yapmasında ne sorun var, değinmiyor. Camileri yapanın da, yardım edip yaşatanın da vatandaşlar olduğunu, Devletin camilere 1 kuruşluk yardımı-katkısı olmadığını hesaba katmıyor. Sana ne vatandaşın, kendi yaptığı camiyi nasıl yaşatacağına, ne zaman ne kadar yardım edeceğine!...
“Başbakanın eşi Emine Hanım ‘başka bir modele gerek yok, Mekke ve Medine’yi model alıyoruz’ dedi” diyerek, Mekke ve Medine’nin model alınmasını eleştiriyor. Eğer Emine Hanım bunu söylemişse, doğru söylemiş. Aygün’e sormak lazım: “Medine modeli”nin ne olduğunu hiç inceledin mi? “Medine Vesikası”nı bir kez okudun mu? Orada nasıl hak, adalet ve özgürlük üzerine bir sistem kurulduğundan haberin var mı? Ama hayır, senin itirazın, hakkın da, özgürlüğün de, adaletin de sadece İslam ile gerçekleşebileceğinin her geçen gün daha fazla anlaşılmasına... Bunun üstünü örtmeye, hakkın nurunu söndürmeye çalışıyorsun. Ama nafile, başaramayacaksın!
“Duman adlı müzik grubunun Diyarbakır’da vereceği konseri protesto eden Hizbullah’a yakın 49 derneğin protesto gösterisinde ‘Yaşasın Kafirler İçin Cehennem’ sloganı atıldı” diyor. Kur’an ayetiyle dalga geçen rezil gruba itiraz etmenin nesi yanlış? İslam’a düşmanlık yapan herkes niçin seni cezbediyor, desteğini alıyor? Bu İslam ve Müslüman düşmanlığı nereden ve niçin kaynaklanıyor? Bu arada, “kâfirler için yaşasın Cehennem!” sözüne takmışsın. Oysa Cennet’e de, Cehennem’e de iman etmiyorsan, bu seni neden rahatsız etti? Yok, eğer iman ediyorsan, o zaman “Duman”a itiraz edip, İslami gelişmelerden rahatsızlık duymamalı, bilâkis hoşnut olmalısın, değil mi? Hem, o cümle Bediüzzaman Said Nursi’nin sözüdür, Hizbullahçıların değil.
“....Parti arkadaşım, yoldaşım İlhan Cihaner’e Yargıtay tarafından zorla getirme emri çıkarıldı” diyerek bunun yanlış olduğunu söylüyor. Suç işleyenin, milletvekili oldu diye suçunu görmezden mi geleceğiz? Cihaner’in Yargıtay’a zorla getirilmesi emri çıkarılmasına itiraz eden sen, Merve Kavakçı’nın zorla Meclis’ten dışarı atılmasına ne diyorsun peki? O zaman da çıkıp bunun yanlış olduğunu söyleseydin ya. Ucu sana dokununca ciyak ciyak bağırmadan önce, takipçisi olduğun zihniyetin uyguladığı zulmü bir hatırla; belki duygusuz yüzünde bir utanma duygusu belirir de kendine çekidüzen verirsin.
İşin esası şu: İslam’ın bir günü, onların bir ömründen daha bereketli, daha huzurlu, daha güzeldir. Peki niye bundan rahatsızlık duyuyorlar? Çünkü onlar pisliğe alışmış; temiz ortamda yaşayamayacaklarından endişe etmeleri gayet doğal!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.