T.C. 19 Mayıs!
Oldum olası bu “T.C.” ibaresine takarım!
Adam talebe yurdu açmış. Kocaman bir tabela: “T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Bilmem ne Öğrenci Yurdu”
Tabela kocaman ama, “özel” küçücük! Görmeseniz daha fazla memnun olacaklar!
Özel okullarda böyle, dershanelerde böyle…
Bu özel teşebbüs bildiğiniz gibi değil, müthiş T.C. meftunu.
Anlayacağınız, T.C. her yerden kaldırılsa, bu yurtlardan, dershanelerden ve özel okullardan kalkmaz!
T.C.’yi mesele edinenler de hasretlerini onların tabelalarını seyr ü temaşa ederek giderirler.
Peki ben niye bu tabelalara takıyorum?
Türkiye’deyiz değil mi? Şüphe yok, öyle... Öyleyse, neden T.C. diyoruz? Sanki S.C., İ.C. veya I.C. olacak hali yok ya.
“Bu rümuzlar da ne?” demeyin. Suriye Cumhuriyeti, İran Cumhuriyeti (İslâm’ı da vardır), Irak Cumhuriyeti…
Türkiye’de böyle tabelalar olabilir mi?
Olmaz değil, olur. Mesela, elçilik kapısında, konsolosluk kapısında…
Türkiye’nin yurtdışındaki kurumlarında da böyle tabelalar olur. Elçilikler ve konsolosluklara son yıllarda TİKA, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi gibi kurumlar da eklendi.
Bana sorarsanız, Türkiye’de T.C. vurgusuna ihtiyaç yok. Ama şu sıralarda kaldırılması da yanlış yorumlanabilir. Bunu geçelim. Biz böyle düşünüyoruz ama, bazıları dumanlı havalar oluşturarak işlerini yürütmeye çalışıyorlar. Bazı partiler, bazı dernekler, bazı gazeteler…bunu mesele edinmişler.
Bunlar T.C. muhibleri!
Yanlış anlamayın, Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek muhibleri olduğunu söylemiyorum, tabelalardaki T.C. muhibleri!
“Tabelan için ölürüm T.C.!”
Tabelacılıkta öylesine ileri gitmişler ki, 19 Mayıs kutlamalarına kendilerince bir yenilik getirmişler.
Kocaman T.C. levhaları taşıyarak gösteriler yapıp, Anıtkabir’e yürümüşler!
Bir bu noksandı: “T.C. 19 Mayıs!”
Böyle bir gelenek başlatılırsa, “T.C. 30 Ağustos”, “T.C. 29 Ekim”i de beklemek lâzım!
En acayibi, “T.C. Kabotaj Bayramı” olur her halde!
Şunun şurasında ne kadar zaman kaldı Kabotaj Bayramı’na?
Yaklaşık bir ay.
Şimdi okuyucularımızın “bu ‘kabotaj’ da neyin nesidir?” Diye sorduklarını tahmin ediyorum. Bilmemek ayıp değil, değerli okuyucularım. Bu “sabotaj”a çok benzeyen kelimenin anlamını o bayramı kutlayanlar da doğru dürüst bilmez!
“Kabotaj”, ülkenin sahillerinde, denizlerinde kendi gemilerini yüzdürmek demek!
Gücün yetiyorsa yüzdürürsün!
Yetmiyorsa? O zaman da bayramını yaparsın!
Gel de Ege’de Kabotaj bayramını kutla!
Gemi açılır açılmaz Yunan karasularına giriyor!
Adalar denizini Yunan’a kaptırmışsın, hatta yüzlerce yıllık “Adalar denizi”ni bırakıp “Ege denizi” demişsin. İsimde bile Yunan’ın adlandırmasını kabul etmişsin…
Ben unutmamak için şimdiden 1 Temmuz T.C. Kabotaj bayramınızı kutlarım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.