Ahmet Varol

Ahmet Varol

Fırsat bu fırsat tahrikçiliği

Fırsat bu fırsat tahrikçiliği

Aslında Mayıs ayının son günleri ve Haziran’ın ilk günleri Türkiye’de önemli bazı olayların yıl dönümü münasebetiyle planlanan etkinliklerin dönemiydi. 29 Mayıs tarihi İstanbul’un fethinin 560. yıl dönümüne denk geliyordu ve bu vesileyle çeşitli etkinlikler düzenlendi. İstanbul’un İslâm coğrafyasındaki yeri ve önemi bir kez daha gündeme getirildi. 31 Mayıs gecesi siyonist işgalin Mavi Marmara katliamının üçüncü yıl dönümüydü. Bu vesileyle düzenlenen etkinlikler Mavi Marmara yolculuğunun amacının ve mesajının bir kez daha dünyaya duyurulması açısından önemliydi. Etkinliklere katılım ve destek heyecanın  korunduğunu, Kudüs ve Mescidi Aksa davasındaki kararlılığın sürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.

Dün gece isra ve mirac gecesi olarak ihya edildi. Siyonist işgalcilerin Mescidi Aksa’yı tehdit eden planlarını hayata geçirme konusunda iyice cüretkâr hareket etmeye başladıkları bu dönemde isra ve mirac gecesinin aynı zamanda Mescidi Aksa’ya sahip çıkma bilincinin canlandırılması amacıyla değerlendirilmesi gerekiyordu. Bu vesileyle çeşitli hatırlatmalar da yapıldı.
Fakat ne yazık ki Taksim’de yaşanan olaylar ve bunlarla bağlantılı olarak Türkiye’nin farklı şehirlerinde düzenlenen protesto eylemleri söz konusu etkinliklerin büyük ölçüde gölgede kalmasına neden oldu. Çünkü olaylar, kamuoyunu yönlendirme çabası içindeki bazı medya organları açısından büyük önem taşıdığı için sürekli bu olaylar üzerinde yoğunlaştılar, Mavi Marmara katliamı yıl dönümü münasebetiyle Fatih Camisi’nin her tarafını dolduran, Edirnekapı Şehitliği’ne doğru yürüyüşte de bir ucu Edirnekapı’ya ulaştığında bir ucu hâlâ Fatih Camisi önünde olan kalabalığı görmezden geldiler. Çünkü bu kalabalık sadece sivil bir gösteriyle sesini duyurmaya, mesajını dünyaya ulaştırmaya çalışmıştı. Belediye otobüslerinin camlarını parçalamamış, kimsenin dükkanının vitrinlerini dağıtmamış, yol kenarlarına park eden araçları ateşe vermemiş, kısacası Fatih’le Edirnekapı arasındaki güzergâhı savaş alanına dönüştürmeye kalkışmamıştı.
Ertesi gün, Mavi Marmara’da Diyarbakır’ı temsil eden kardeşlerimizin başını çeken ve dokuz şehidimiz arasında yer alan Ali Haydar Bengi adına kurulmuş olan Şehid Ali Haydar Bengi Derneği (Hayder) tarafından “Amed - Mescidi Aksa Buluşması” adıyla düzenlenen anma törenlerine iştirak için Diyarbakır’da idim. Programın haftalık tatil gününe denk gelmesine rağmen büyük bir kalabalığın iştirak ettiği ve katılanların da gayet heyecanlı olduklarının gözlendiği bu etkinlik de çok verimli geçti. Ama İstanbul’da Fatih - Edirnekapı arasındaki güzergâhı dolduran kalabalığı göremeyen medyanın Diyarbakır’daki bu heyecanlı kalabalığı görmesi mümkün değildi. Çünkü onlar da kimsenin camını kırmamış, arabasını ters çevirmeye kalkışmamıştı. Sadece tekbirlerle ve attıkları sloganlarla “bizi de duyun” demeye çalışmış, Ali Haydar Bengi’nin ve diğer Mavi Marmara şehitlerinin yolunu sürdürdüklerini, Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya sahip çıkma konusundaki kararlılıklarından vazgeçmeyeceklerini duyurmaya çalışmışlardı.
Fakat sadece Diyarbakır’da bulunduğum gün içinde, telefonumun açık olduğu saatlerde beni Türkiye dışından üç ayrı medya organından arayarak Taksim olayları hakkında yorum yapmamı istediler. Bu olayların iddia edildiği gibi ağaçlara sahip çıkma, çevreyi koruma veya Taksim’in tarihi görünümünü muhafaza etme amacıyla düzenlenen eylemler olmadığı, sadece fırsat bu fırsat tahrikçiliğinin yol açtığı kargaşadan ibaret olduğu ama oyunun tutmayacağı çünkü buradaki tahrikçilerin Mısır’daki black block fitnesinin arkasında duranlardan farklı olmadığı görüşümü burada da tekrar etmek istiyorum.
Uluslararası Kudüs Yürüyüşü
Yarın yani 7 Haziran Cuma günü Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya destek amacıyla Uluslararası Kudüs Yürüyüşü düzenlenecek. Bu amaçla Cuma namazı sonrasında dünyanın değişik ülkelerinden ve farklı merkezlerden Kudüs’e destek amaçlı yürüyüş için yola çıkılacak. Türkiye’de de İstanbul Fatih Camisi’nden yine Cuma namazı sonrasında harekete geçilecek. Bu yürüyüşün herhangi bir ülke yönetimiyle ilgisinin olmadığını tamamen sivil toplum kuruluşlarının ortak organizasyonuyla düzenlendiğini, her türlü şiddetten uzak sivil bir yürüyüş olacağını da hatırlatalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi