Sorumlu davran BDP
Bugün Diyarbakır, Mersin ve Adana’da BDP mitingleri olacak.. Lice’de bir çocuk öldü.. (Ki Lice olayının perde arkasına dair önemli ipuçları vereceğim bu yazıda.) Bu hadise sonrası gerilim doruğa çıktı.. Aynı lokasyonda bir uzman çavuşumuz kaçırıldı.. Sağlığı için dua ediyoruz.. Herkes, hepimiz ayaktayız.. Böyle bir ortamda BDP miting yapacak..
Bugün BDP’ye düşen, tarafı oldukları çözüm sürecinin akamete uğramaması için sağduyulu davranıp, mitingleri ertelemektir.. Mitingleri ertelemek ve 21 Mart ruhuna uygun bir şekilde kaçırılan uzman çavuşumuzun evine dönmesi için aracı olmaktır..
Bu mesele, uzatmaya, siyasi pazarlık yapmaya, müzakere etmeye falan elverişli bir mesele değildir.. Bu kadar mesafe kat ettikten sonra, yol kazasına, Kürtlerin de-Türklerin de tahammülü yoktur, olmayacaktır..
Ya uzman çavuşumuzun zaman kaybetmeksizin evine dönmesi sağlanacak ya da BDP-PKK çıkıp bu işin arkasında kendilerinin olmadığını, oyunu bozmaya yönelik provokatif bir hareket olduğunu ilan edecektir. Ve bu ilan aynı zamanda kendi bildiğimiz metotlarla askerimizi geri getirmenin de kapısını açacaktır.. O vakit kimse çıkıp da “ama asker de silah kullanıyor” demesin.. Bakın bu hadisede, yani uzman çavuşumuzun kaçırılması hadisesinde “ne yapalım, anlaşmayı bozan taraf siz oldunuz” deme lüksümüz de yoktur.. Çünkü bu tavır, anlaşmanın bozulmasına rıza göstermek anlamına gelir ki, bu çok tehlikeli bir yere doğru götürür bizi.. Anlaşma bozulmamıştır, bozulmayacaktır..
KARAKOL YAPIMINA İTİRAZ NEDEN?
Bir kere en baştan söyleyeyim.. Devlet, karakol yapmak için sizden izin mi alacak? Sağlam, güvenlikli, görevini yapan vatan evlatlarına en iyi hizmeti verecek olan karakol binaları inşa etmek, bir devlet için hem meşru ve hem de zaruridir.. Bunu kimseyle tartışmaz da, pazarlığını da yapmaz..
Üstelik “Karakol yapamazsınız” demek buradan bakınca şöyle okunuyor: “Biz sizi vurmak istersek rahat rahat vurabilelim. Böyle yüksek güvenlikli binalar yaparsanız vuramayabiliriz..” Yok öyle yağma.. Gelelim karakol meselesinin aslına.. Çok açık ifade etmek gerekir ki; yeni karakol inşası gibi bir çalışma yok..
Hatta bölgede yaşayanlar daha iyi etüt edeceklerdir, mevcut sınır karakollarının sayısı aşağı yukarı yüzde 35 civarında da azaltılıyor. Geri kalan karakolların ise bir kısmı tadilattan geçiriliyor, bir kısmına ihtiyaca göre ilaveler yapılıyor, bir kısmı ise yıkılıyor ve aynı yerine başka malzeme kullanılarak bir daha yapılıyor. Önceki gün olayların yaşandığı karakol misal.. 2008’de basılmıştı.. O saldırıda iki vatan evladımızı şehit vermiştik.. Üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen ancak bugün saldırılara karşı korunaklı hale getiriliyor..
LİCE UYUŞTURUCU TERMİNALİ
Bir de Kayacık bölgesinin özel durumu var tabi. Son bir hafta içinde olayların yaşandığı bölgede çok büyük uyuşturucu operasyonları gerçekleştirildi.. Sadece elim hadisenin yaşandığı Kayacık’ta tonlarca uyuşturucu, binlerce kök hintkeneviri toplandı..
Toplam kaybın milyonlarca dolar olduğu biliniyor.. Karakol inşaatı baskınına katılanlar arasında da bu operasyondan zarar gören ailelerin olduğu bir gerçek.. Bugün çözüm sürecini bölgede istemeyenlerin, özellikle kurdukları tezgâh bozulacak diye istemediklerini zaten biliyorduk. İşte sonucu bu oldu..
Terörle mücadelede, şiddet eylemlerinin sonlanmasında her türlü adımı atalım, ama uyuşturucunun geçiş yollarına dokunmayalım.. “Hem karnım doysun hem de pastam dursun” diyorsun yani.. Öyle olmuyor canım bu işler.. Artık siz de bizim gibi meşru yollardan geçiminizi sağlamaya başlayacaksınız.. “Uyuşturucu ticareti yapmama izin vermezseniz karakol basarım, çadır yakarım, asker kaçırırım..” O işler geçti.. Kalın sağlıcakla..