Fanatik Şiilere birkaç sual...
Dünkü yazıda “Şia fanatizmi”ne dikkat çekmiş, “Hz. Hüseyin’in temiz adı ve şanlı kıyamı”nı kirli emellerine alet etmeye haklarının olmadığını vurgulamıştım. Bugün konuya farklı bir açıdan devam etmek istiyorum.
Türkiye Şiilerinin lideri Selahattin Özgündüz’ün “Mehdi’nin 1179. doğum yıldönümü” etkinliğindeki sözleri, hakikatlerin anlaşılması için akla bazı sualleri getiriyor. Şöyle ki:
“Hilafet”in tekrar kurulmasını istiyor musunuz? Hilafet kurulur da bir “Ehl-i Sünnet alimi Halife olursa”, itaat eder misiniz?
Kendinize “Ehl-i Sünnet”i mi daha yakın görüyorsunuz, “Şia” içindeki “gulat” fırkaları mı? Sizce, mesela “Nusayri inancı”na sahip olanlar Müslüman mı?
“Ehl-i Sünnet üzere bir devlet” sizi rahatsız eder mi? Afganistan’da ve Suriye’de Ehl-i Sünnet Müslümanların İslam devleti kurmasına niçin yardımcı olmuyor da köstek oluyorsunuz?
“Ehl-i Sünnet Müslümanlara karşı savaşmak” sizin için “cihad” mı, “strateji” mi, yoksa “gaflet ve dalalet” mi? Cihad ise, küfür güçlerine karşı cihad etmezken, Ehl-i Sünnet kâfir mi ki Şiiler cihada çıksın? Strateji ise, Müslümanı öldürmeye varan bir strateji Kur’an’a uygun mu? Gaflet ve dalalet ise, derhal vazgeçmeli değil mi? “Vazgeçtik” deniyorsa, Hizbullah militanlarının ve İran’ın ajanları ile özel kuvvetlerinin Esed’in yanında savaşmaya son vermesi, Şia unsurlarının Esed’e desteğini çekmesi gerekmez mi? Afganistan’da ve Irak’ta yürütülen “kirli oyunlar”a son verilmeli değil mi?
Hz. Ebubekir’e ve Hz. Ömer’e niçin düşmansınız? Bu düşmanlıktan vazgeçtiğinizi ilan eder misiniz? Eğer düşman değilseniz, Şia kitaplarındaki bu iki sahabeyi “put” olarak tanımlayan ifadeleri açıkça reddedebilir, kitaplarınızdan çıkarabilir misiniz? Biz çocuklarımıza seve seve “Hasan”, “Hüseyin”, “Ali” isimlerini veriyoruz. Herhangi biriniz oğluna “Ömer” adını verir mi?
Bu olumsuz tavırla “Müslümanların vahdeti”ni nasıl sağlayacaksınız? Sahi, Müslümanların vahdetini sağlama derdiniz var mı? Varsa, bunu herkesi Şiileştirerek mi sağlayacaksınız?
“İran yayılmacılık yapıyor” diyenlere seslenerek, “İran hangi ülkenin toprağına girdi? Hangi ülkeye yayılmacılık yaptı?” diye soruyorsunuz. Peki, İran’ın Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de yaptıklarına ne demeli? Afrika’da İslam adı altında “Şia propagandası” yapmak da neyin nesi? Mezhebini anlatacağına İslam’ı anlatsana?
Asker gönderip Esed zaliminin yanında Müslümanlara karşı savaşmak, üstelik de sanki onlar Müslüman değilmiş gibi Hz. Hüseyin’in adını kullanarak ele geçirdiğin bölgelerde Müslümanların mallarını talan etmek yayılmacılık değil mi? Yayılacaksan, git gayrimüslim beldelerde İslam’ı tebliğ ederek yayıl ve bari onların da İslamlaşmasına vesile ol!
Türkiye’de ne kadar Şii nüfus var da, “en büyük Şii havzalarından biri”ni kurmak için yoğun bir faaliyet içindesiniz? Alevi dedelerini İran’a götürüp Hamaney’le görüştürmek ne anlama geliyor? Bunlar, “Şah İsmail’in yayılma politikası”nı diriltmek anlamına gelmiyor mu?
“Şii camileri” açarak cemaatinizi ve ibadethanenizi Müslümanlardan ayırıyorsunuz. Buna son vermeyi düşünüyor musunuz? Ehl-i Sünnet bir imamın ardında namaz kılar mısınız? Tahran’a Ehl-i Sünnet Müslümanlar için cami yapılmasına taraftar mısınız?
İslam’ı anarken bile abdest gerekmezken, Şiilik İslam’dan daha mı üstün ki “Şiilik, abdestsiz ağızların telaffuz edeceği bir kelime değil” diyorsunuz? “Şiilik”in Türkçesi’nin “Alevilik” olduğunu söylerken, nazarınızda “Kemalist”, “demokrat”, “Laik”, “bînamaz”, “Şeriat düşmanı” ve bilumum “İslam karşıtı inanç, söylem ve eylem”lerin taraftarı olan bir kısım Aleviler de Müslüman mı? Müslümansa, nasıl ve neye göre?
Sizde Müslümanlara karşı bile kullandığınız “takıyye” imanın şartları arasındayken, “İran benim ülkeme göz dikmişse, yayılmacı, emperyalist emeller besliyorsa, ülkeme saldırıyorsa.... biz İran’la savaşacağız” sözünüze nasıl inanacağız? İnanmamızı istiyorsanız, İran’ın “Şia yayılmacılığı”na, Ehl-i sünnet Müslümanları Şiileştirme faaliyetlerine karşı çıkın; bunu yapabilir misiniz?
Sadece “Müslüman” olmak yetmiyor mu da, “Ben Müslümanım, ben Aleviyim, ben Caferiyim, ben Mehdeviyim” diyerek bunları birlikte söyleme gereğini hissettiniz? Yoksa bu sözler, İslam’ı “Alevilik, Caferilik, Mehdevilik”ten ibaret görme anlayışının bir ürünü mü? Bugünkü biçimiyle “Şiilik”, iddia ettiğiniz gibi, Rasulullah’ın hangi sözünde, Kur’an’ın hangi ayetinde yer alıyor? Bildiğimizin dışında başka bir Kur’an mı var? Allah’tan gelen, Rasulullah’ın tebliğ edip yaşadığı “İslam” mı, yoksa “Şiilik” mi? Yoksa bu ifadeleriniz, içinizde taşıdığınız bir “ideal”in dışavurumu niteliğindeki “Bütün alemin kralıdır Şiilik” sözünüzün gereği mi? Bütün alemin kralı olmaya çalışan, “yayılmacı” olmaz da ne yapar?
Şimdilik bu kadar... Bu suallerin cevapları, aramızdaki “güven sorunu”nu gidermek için de önemli. Cevap bekliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.