Gezici TMMOB’lu bilirkişilerin rant oyunu
İdeolojik saplantıları, iflah olmaz başörtüsü takıntıları pek çok kez haberlerimize konu olmuştu.
Gezi sürecinde de kendilerini seçilmişlerin yerine koyup, hükümetin isteklerini yerine getirmemesi halinde eylemlerini artırarak devam ettirecekleri tehdidinde bulunmuşlar ardından daha da ileri gidip başta 3. köprü, 3. havaalanı, Kanal İstanbul, AOÇ ve HES’ler gibi projelerin durdurulmasını, beğenmedikleri vali ile emniyet müdürlerinin görevden alınmasını istemişlerdi.
Yani Başbakan’ın yurtdışında oluşunu fırsat bilerek bir nevi kelle isteyip hükümete karşı muhtıra vermişlerdi.
Geçtiğimiz hafta yine haberlerimizden takip ettiniz.
Hızını alamayan bu odak bu sefer de sayıları 72 bini bulan ve aralarında katsayı mağdurlarının da bulunduğu teknik öğretmenlerin mühendis yapılmasına karşı çıkıyordu.
Oysaki YÖK’ün almış olduğu bir kararla söz konusu mağdurlar düzenlenecek bir sınavla asli mesleklerine dönebilme imkânına kavuşacaklardı.
Hemen karşı çıktılar, bildiri yayınladılar.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği TMMOB’dan söz ediyorum.
TMMOB bildirisi aynen şöyleydi: “TMMOB uyarıyor: YÖK, bu bilim dışı kararını geri almadığı takdirde, karşısında hem mühendisleri hem de mühendislik fakültelerinde eğitim gören öğrencilerimizi örgütlü olarak görecektir.”
Peki, neden rahatsız olmuştu TMMOB, Anayasa’daki fırsat eşitliğine dayanarak yapılmak istenen bu uygulamadan?
Haber merkezimizden arkadaşlarımızın yaptığı kısa süreli araştırmadan sonra birliğin bu tavrının altından; 28 Şubatçıların yürürlüğe koyduğu katsayı uygulamasıyla mağdur edilen meslek lisesi kökenli teknik öğretmenlere mühendislik hakkı tanınıyor olması çıktı.
Yani TMMOB’un derdi başkaydı.
Bu zamana kadar engellenen 72 bin Anadolu çocuğunun mühendis olup ilgili STK’larda görev alabilecek olması TMMOB’u tedirgin etmişti.
Nasıl tedirgin olmasınlar?
Öyle bir düzen kurmuşlar ki; bu çarkın bozulmasından, Anadolu çocuklarının kendileriyle aynı statüye kavuşmasından, değirmenin suyunun kesilmesinden endişe ediyorlar.
Değirmenin suyu deyince…
Bakın yine TMMOB’un yer aldığı ilginç bir rant çarkından bahsedeceğim size…
Biliyorsunuz; devlet birtakım hizmetleri gerçekleştirirken şahıslara ait bazı taşınmaz mülkiyeti kamulaştırmak zorunda kalıyor.
Peki, bu işlem nasıl yapılıyor?
Maalesef mülk sahiplerinin büyük bir kısmı kendi işlerine de geldiği için avukatlar ve TMMOB’lu bilirkişilerin kurdukları tuzağa düşüyor.
Devletin teklif ettiği emsal bedeli kabul etmeyip mahkeme yolunu tutuyor.
Mahkemede de 2942 sayılı kamulaştırma kanunun 15. maddesine göre bilirkişi tayini yapılıyor.
Bilirkişi tayini için ilgili madde şöyle: “Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı ihtisas odalarının her biri, üyelerinin oturdukları yeri göz önünde bulundurarak her il için beş ila on beş; il merkezleri için il, ilçeler için ilçe idare kurullarınca bu bölgelerde oturan taşınmaz mal sahipleri arasından on beş bilirkişi her yıl Ocak ayının ilk haftasında seçilerek isim ve adreslerini bildiren listeler valiliklere verilir.”
Peki, sonra ne oluyor?
Bakın oyunun nasıl oynandığına dair size tek bir örnek vereceğim.
Sonra haksız biçimde elde edilen rantın nasıl korkunç boyutlara ulaştığını siz hesap edin…
Belediyelerimizden birisi yaklaşık 10 ayda TMMOB’li bilirkişilerin biçtiği 816 milyon 322 bin liralık değer karşılığı (eski parayla 816 trilyon 322 milyar) kamulaştırma gerçekleştiriyor.
Oysa ki; söz konusu kamulaştırılan taşınmazların emsal değeri yaklaşık 136 milyon lira (eski parayla 136 trilyon) civarında…
816 trilyon nereee, 136 trilyon nere?
Yani TMMOB’lu bilirkişiler, emsal değerden tam 6 kat daha fazla değer biçmişler bu taşınmazlara.
Özel şahısa satınca 1, devlete satınca TMMOB aracılığıyla 6 misli daha fazla kazanıyor fırsatçı taşınmaz mülk sahibi.
Korkunç bir rant kapısı oluşturulmuş orada.
Bu kamulaştırma paraları kimin cebinden çıkıyor peki?
Hiçbir şeye itiraz etme hakkı olmayan gariban vatandaşın vergilerinden…
Çözüm mü?
O kadar kolay ki;
Biliyorsunuz 2012’nin başında 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği ile merkezi takas kuruluşları bu kanuna tabi kılındı.
Sözün özü; seçilecek bilirkişi kurullarına SPK lisanslı gayrimenkul değerlendirme firmalarından, ticaret odalarından ve üniversitelerden de üyelerin alınmasıyla, bilirkişi kurullarının çalışmalarının daha objektif olması sağlanacaktır.
Bütün şaibeler ortadan kalkacaktır.
Sanırım bu düzenleme Bayındırlık ve İmar Komisyonu’nun sadece 2 saatini alır.
Başkan İdris Güllüce’ye duyurulur…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.