Çözüm Süreci’nde ikinci aşama için BDP, “Hükümet adım at” mitingi serisine başladı.. Başlama takviminin Lice’deki hadiseyle çakışması nedeniyle eleştirmiş ve sorumlu-sağduyulu davranmaya davet etmiştim BDP’yi.. O işin başka tarafı. Ama mazrufu değerlendirecek olursak söylememiz gereken bazı şeyler var.. Her durumda da siyasi partilerden ameliyathane hemşiresi gibi sorumlu ve dikkatli davranmalarını bekleyemeyiz.. Sonuçta partidir bunlar ve oy isteyecekler seçmenlerinden.. Zira Gezi işgali sürecinde BDP’nin de, MHP’nin de fırsatçılık yapmadığını, olabildiğince sorumlu davrandığını gördük zaten.. İkinci aşama tartışmasında biraz meydanlarda konuşmasını da anlamamız lazım..

GEZİ TUZAĞINA DÜŞMEDİLER

21 Mart ruhunun gerektirdiği şekilde bir organizasyonun sürdüğünü ve artık bu organizasyonda önemli açılımların kamuoyuyla paylaşılmasının vaktinin geldiğini görmemiz lazım.. Bize bunu göstermek istemeyen güçler, İstanbul’u işgal ederken, Lice’de kanlı tezgâhı sergilerken bize düşen süreci akamete uğratmadan yol yürünmesini sağlamak.. Bakın Gezi işgali sırasında, örgütün, zaten barışa da karşı olan Alevi kanadı dışında sahnede kimse yoktu.. Ve durumu kontrol altında tutmaya çalışan bazı BDP’li milletvekilleri dışında.. Zira orada Öcalan posterleri açılmış, “bize bu yapılıyorsa, Kürt kardeşlerimize yıllardır kim bilir neler yapılmıştır” türü kışkırtma mesajlarıyla Kürtler oyuna çekilmeye çalışılmıştı.. BDP’nin de bu ortamda kontrollü biçimde olayların içinde olması gerekiyordu. Bunu yaptı..  Şimdi ise BDP çıkıp; “artık ikinci aşamaya geçildiği halde neden adım atılmıyor?” diye soruyor..

ÇEKİLME TAMAMLANDI MI?

Aşamalardan kastedilenin ne olduğunu artık hepimiz anlıyoruz galiba. Önce PKK çekilmesini tamamlayacak, ardından da yasal-siyasal süreç işleyecekti.. Bunlar adı konmamış biçimde kategorize edilmişti. Hükümetin önündeki raporlar bizim önümüzde yok. Ve orada açıkça deniyor ki; “daha çekilme tamamlanmadı”..  Şimdi bu değerlendirmeyi yapmak için istihbarat verilerine ihtiyaç yok. Zira zaten BDP-DTK ekibi de zaman zaman çekilmenin 1 Eylül’e kadar sürebileceği yönünde açıklamalar yapıyorlar. Demek oluyor ki, o cephede, ikinci aşamaya geçiş için öncelikli eşik, çekilmenin tamamlanması değil.. Ki “Hükümet adım at” derken de, “çekilme tamamlandı, şimdi sıra sizde” demiyorlar zaten. O vakit daha dikkatle değerlendirmemiz lazım olan biteni.. Acaba, çekilmenin yüzde15’inin tamamlandığı, yüzde 80’lik bir hareketin olduğu bugünler için, hükümetin bir siyasi adım atması değil de bir niyet beyanı tazelemesi kâfi olabilir mi ki? Mesela çok basit elbette TMK ya da Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik yapmak.. Ama değişiklik yapmakta acele etmek yerine, bir siyasi beyanat olarak; “biz Anayasa’da da, TMK’da da gerekli değişiklikleri yapacağız” türü bir açıklama süreci rahatlatmaz mı?

YERLİ BİR SÜREÇ

Takvimin tam da beklendiği gibi ilerlediğini gören ve bu durumdan rahatsızlık duyanlar olduğunu biliyoruz. Bunu bozmak için her yolu deneyecekleri de ortada.. Milli bir duruş sergileyerek tamamen yerli bir akılla, 35 yıldır dökülen kanın durdurulmasını, kavga evresinden müzakere evresine geçilmesini hazmedememeleri çok doğal.. Tıpkı Lice’de olduğu gibi “oturarak, konuşarak olmaz, yeniden sokağa çıkın” demeye çalışan devlet içinde de, PKK içinde de derin güçler varlıklarını sürdürüyorlar.. Buna rağmen bizim, inatla barışa şans vermeye devam etmemiz gerekiyor. Kalın sağlıcakla..