Faruk Köse

Faruk Köse

M. Kemal’in adını da silecek misiniz?

M. Kemal’in adını da silecek misiniz?

Devlet her konuda “açılım” yapıyor. Ama bir konu hariç...

Müslümanların hak ve özgürlükleri...
İşte gördük, “Kürt açılımı” yapıldı. “Niyet ve beklenti” farklı da olsa, “netice”de bu açılım “PKK”yı ve “paralel devlet örgütlenmesi KCK”yı aklayıp pakladı, meşrulaştırdı ve “Ayrılıkçı Kürt Hareketi”, idealleri güçlenmiş ve “önemli mevziler kazanmış” olarak bir sonraki aşamaya hazır hale geldi.
“Alevi açılımı” da epeydir devletin gündeminde. Şimdi gelinen yeni aşamada, Alevilerin rahatsız olduğu hususlarda nihai kararın ne olması gerektiği Alevilere sorulacak. İlk adım olarak, İstanbul Kurtköy’deki havaalanının “Sabiha Gökçen” olan adının değiştirilmesi gündemde. Bunun “Alevilere sorulması” kararlaştırıldı.
Sadece bu değil. Hükümet, üçüncü köprüye “Yavuz Sultan Selim”in adı verildi diye koparılan gürültünün altında öyle bir ezilmiş olacak ki, bir yandan her fırsatta “kasıt yok” diye ezilip büzülerek özür beyan ediyor, bir yandan da “Alevileri hoşnut etmek için” ne gerekiyorsa yapmak için düğmeye basmış bulunuyor. Bu kapsamda Tunceli Üniversitesi’nin adının “Pir Sultan Abdal Üniversitesi”, Nevşehir Üniversitesi’nin adının da “Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi” olarak değiştirilmesi düşünülüyor. Bütün bunları yapması için kurulan komisyon, çalışmalarını yürütürken “Alevi kesimin önde gelen isimleri”yle görüşmeler yapacak ve hangi adımların atılacağına bu şekilde karar verilecek.
“Alevilere sorma” işi önemli. Çünkü bu ülkede kimin borusunun öttüğünü, kimin adam yerine konulup kimin konulmadığını gösteriyor. Sünni kesimin oylarıyla iktidara gelenlerin, iktidar olduktan sonra nasıl oy verenleri bir kenara itekleyip, oy vermeyenleri taltif ve hoşnut ettiklerini gösteren önemli bir gösterge.
Yavuz Sultan Selim meselesi de önemli. Tarihi hatırlayın: Aleviler, ülkenin önemli bir bölümünü koparıp Safevi İran’a bağlamak için ayaklanmışlar, terör estiriyorlar. O sırada devletin başındaki Yavuz Sultan Selim ne yapsaydı? Öylece sarayında oturup, Anadolu’nun devletten koparak İran’a yamanmasını mı seyretseydi? Tabiî ki yapması gerekeni yaptı ve ayaklanmayı bastırdı. Bu esnada ölenler oldu, yakalanan suçlular idam edildi. Şimdi çıkmışlar, “Yavuz Sultan Selim Alevileri öldürdü” diyorlar. Peki, sen niye ayaklandın da ülkeyi bölüp İran’a bağlamaya çalıştın? Ülkesini korumak isteyen bir devlet adamı mı suçlu, ülkeyi bölüp başka bir devlete bağlamaya çalışan isyancı Aleviler mi?
Şimdi bu ayaklanmanın elebaşılarından Pir Sultan Abdal’ın adının Tunceli’deki üniversiteye verilmesi, Abdullah Öcalan’ın adının Diyarbakır’daki üniversiteye verilmesi ile aynı anlamı taşımıyor mu? Öyle ya, ikisi de bölücübaşı.
Gelelim “Alevilere sorma” konusuna... Havaalanının adının değiştirilmesi Alevilere niçin sorulacak? Alevi isyanını bastırmak için Dersim’i bombalayan uçaklardan birinin pilotu Sabiha Gökçen de onun için.
İşte bu noktada önemli bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Sabiha Gökçen, Mustafa Kemal’in manevi kızı ve Türkiye’nin ilk kadın pilotu... Dersim’i bombaladıktan sonra “ulusal kahraman” ilan edildi. İlk kutlayanlar Başbakan İnönü ve Cumhurbaşkanı M. Kemal idi. Hatta M. Kemal’in, “Seninle iftihar ediyorum Gökçen!” dediği rivayet edilir.
Şimdi Sabiha Gökçen’in adının, bu gerekçeyle havaalanından silinmesi doğru mu? Bu, “cambaza bak” derken, “asıl suçlu”yu gözlerden kaçırma değil mi?
Sabiha Gökçen’i ve yaptığını savunuyor değilim. Havaalanına isminin verilmesi de memnuniyetimi celbetmiyor. Ama böyle bir gerekçeyle ismini silmeyi ve bunu da Alevilere sormayı yanlış buluyorum. Çünkü...
Sabiha Gökçen bir sabah kalkıp, “Yav, bugün gidip şu Dersim’i bombalayayım” mı dedi? Kendi kararıyla mı gidip orayı bombaladı? Hayır!... Ona biri emir verdi değil mi? Ona emri veren kim, ona baksanıza! Emri alan bir asker, buna itaat etmeme hakkına ve yetkisine sahip mi? Emri yerine getiren asker suçlu sayılır mı? Hadi sayıldı diyelim. Madem “emir eri”nin yaptığı suç ve bunun için onun adını bir yerlerden siliyoruz, o zaman “emir âmiri” ondan daha büyük suçlu olmaz mı? “Asıl fail”in, “emri veren”in, “uygulamayı başlatan”ın suçu daha büyük olmaz mı? Peki, “emir âmiri”nin adını niye bir yerlerden silmiyoruz?
Sabiha Gökçen’e emir veren de, sonrasında kutlayan da M. Kemal ise, M. Kemal’in adını da bir yerlerden, mesela Yeşilköy’deki havaalanından silecek misiniz? Bunun için de Alevilere soracak mısınız?
Gerçi, sorsanız da Aleviler silinmesine razı olmazlar. Ne yaman çelişkidir ki, kıyım emrini verenin takipçisi olurlar da, o kıyımda kullanılan figüranlara, emir erlerine düşman kesilirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Faruk Köse Arşivi