O (s.a.v) ne diyorsa o!
‘Size bir şeyi yasakladıysam ondan kaçının; emrettiğim bir şeyi de, gücünüz yettiği kadarıyla yerine getirin.[1]
Açıklama:
İslam dininin tek bir giriş kapısı ve onlarca da çıkış kapısı vardır… O giriş kapısında kelime-i şehadeti kalben ve inanarak dili ile ikrar edenler bu dine kolayca girerler… İkrar ettikleri kelime-i şehadetin ikinci cümlesi olan ‘ Şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve resulüdür’ sözleşmesine baktığımızda ‘Muhammed ismi ve resul sıfatını görürüz…
Muhammed ve resul… Resul kelimesine baktığımızda ‘kendisine kitap gönderilen’ tanımıyla karşılaşırız… Demek ki İslam dinine giren her bir kişi Muhammed ismi üzerinden gönderilen kitabın muhatabıdır… O zaman önümüzde iki ayrı dosya olmuş oluyor: Kitap ve Muhammed ismi…
Muhammed ismi bedensel olarak aramızda değil… Bu asırda bir Hıristiyan ya da herhangi bir dine mensup olan bir kişi İslam dinine girmek istemiş olsa Muhammed isminden ne anlaması gerekir acaba? Bu dinin mensuplarının elindeki kitaba ulaşmak kolay… Peki, Muhammed ismine nasıl ulaşılacak? Muhammed isminin tek görevi kitabı insanlara ulaştırmak ise eğer, bu görevi layıkıyla yaptı deriz fakat şu soruya engel olamayız: Bu asırda Muhammed isminin önemini nasıl anlayacağız? Bu ismi bilmek neyi gerektirir? Niçin islamın girişinde bu isim telaffuz ediliyor?
Elimizdeki kitabın her harfi Allah’a ait… Ve bu kitabın insanlarla buluşma tarihi çok eskilere dayanıyor… Bin dört yüz küsur sene önce söylenmiş sözlerin bu asırda da harfiyyen anlaşılmasını beklemek yanlış olur kanaatindeyim… Bu gerçeği Allah-u teala şöyle dile getiriyor:
‘’… Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun.’’[2] Bu ayet, okuyucusunun islamın bazı hükümlerini ya da bazı ayetlerin muradını anlayamayacağını ve bunu normal karşıladığını hatırlatıyor… Yani bazı ayetlerimi sizler anlayamayabilirsiniz… Bazı ayetleri anlamak için geniş bir ilme sahip olmanız gerekir…’ gibi…
Okumuş olduğum bir ayeti anlayamadığım zaman neden araştırın demiyor da bir bilene sorun diyor?
Araştırın demiş olsaydı ne tür sorunlarla karşılaşırdık acaba? Bir anlık kaynaklara uzanamayan bir insanın herhangi bir ayetin anlaşılması için araştırmaya başladığını hayal ediyorum… O ayetin tefsirini hangi kaynaktan bulacak? Akidesi bozuk bir kaynağa müracaatını kim engelleyecek? O tefsirin kaynaklarına nasıl ulaşacak? Çok zor…
Allah’ın muradını en iyi anlayan kişiye ulaşmamız lazım… Ancak ve ancak o kişi bizi Allah’ın dediği ve dilediği şekilde aydınlatır…
Bu isim kim?
İslam dininin giriş kapısında bulunan kişi şüphesiz ki islamın içini en iyi bilen kişidir… Konuklarına yer gösteren bir görevli gibi… İşte o isim İslam dairesi içinde olanlara sanki şöyle diyor: ‘ Bu dini en iyi anlayanınız benim… Allah’ı ençok zikredeniniz ve Allah’ı ençok seveniniz de benim… Allah-u teala benim üzerimden sizlerle konuşur ve sizlere en güzel ne şekilde yaşayacağınızı bildirir…
Her harfi bana geldiği gibi sizlere aktardığım ayet ve hadislerle önce ben amel ettim.’ diyor… Şu ayet bu tezimizi doğrular nitelikte: ‘’ De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.’[3]
Evet… Allah ile insan arasında bir köprü görevi verilen Muhammed ismi (s.a.v) vahyi tüm insanlardan daha iyi anlar ve anlamalı… Şu sonuca ulaştığımızı düşünüyorum; islamın herhangi bir hükmünü anlayamadığımız durumda başvuracağımız en garanti adres Muhammed Aleyhisselam ismidir…
Elimizdeki kitabı incelediğimizde açıklanmaya ihtiyaç hissedilen onlarca ayetle karşılaşırız… Üstü kapalı olan bu ayetin açıklayıcısı şüphesiz ki Muhammed (s.a.v) ismidir… Yine elimizdeki kitabı dikkatlice incelediğimizde Muhammed ismini adım adım izlememizin emredildiğini görüyoruz…
Muhammed ismi İslam dairesinde olanların vaz geçemeyeceği bir isim olma özelliğini kıyamete kadar koruyacaktır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.