Şeytanın Askerleri Tunus’ta
Uluslararası emperyalizmin Mısır üzerindeki çıkarlarını korumak ve Mısır’ın, siyonist işgal devletinin tampon gücü görevini sürdürmesi amacıyla halkın iradesine karşı artık dünyada bütün toplumların gayrimeşru olarak gördüğü ve kesin bir şekilde reddettiği bir metodu yani askeri darbe metodunu kullanarak iktidara el koyan Korg. Sisi, arkasına aldığı işbirlikçi medyanın da yardımıyla kavramlar üzerinde oyun oynayarak zihinleri bulandırmaya çalışıyor.
Gayri meşru darbe metodunu reddederek meşru yönetimin geri dönmesine imkân verilmesi talebiyle meydanları dolduran milyonların yaptığı “kara terör”müş; göstericileri namaz esnasında hunharca katleden kendisi ise normalde askeri darbe yapmamış 30 Haziran’da iktidara tepki gösteren halkın devrimini gerçekleştirmiş. Gerçekte ise 30 Haziran’da planladıklardı sivil darbeyi gerçekleştirmek için yeterli kalabalığı oluşturamadıklarından askerî darbe planlarını devreye sokma ihtiyacı duyduklarını olayları az çok takip eden herkes biliyor. Bütün dünya Mısır’da halkın cuntayı reddettiği ve meşru yönetimin geri dönmesini istediği için 25 günden beri milyonları bulan büyük kitlelerle meydanları doldurduğunu görürken, kendisinin yaptığı bir çağrıya bazı darbe şakşakçılarının vereceği desteğe güvenerek “halkın nerede durduğunu göreceksiniz” diyebilecek kadar pişkin olabilmesi ise gerçekte arsızlıkta ne kadar ileri gidebildiğinin bir göstergesiydi. Üstelik böyle bir çağrı için Bedir zaferinin yıl dönümünü istismar edebilecek kadar da yüzsüz olabiliyordu. Ama Bedir’in aslanlarının izinden gidenler yine milyonluk kitlelerle “cuntayı devirme Cuma’sı” adıyla gerçekleştirilen büyük mitinglerde yerlerini alırken, Sisi’nin çağrısına destek verilmesini isteyen Ortodoks Kıpti papaz olmuştu.
Mısır halkının değil bu ülke üzerinde hesapları olan güçlerin çıkarlarına hizmet eden Sisi, halkı tehlikeli bir gerginliğe doğru çekmeye çalışırken onun askeri darbesine zemin hazırlayan “temerrüt savaşı”nı finanse eden fitne merkezlerinin bu kez Tunus’u karıştırma çabası içine girdikleri görülüyordu.
Birkaç gün önce bazı Arapça kaynaklarda, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Mısır’da askerî darbe gerçekleştirilmesi sebebiyle orayı artık cunta yönetimine bırakıp Tunus’a geçme ve orada da bir fitne topu patlatmak için plan kurma sonra da başlatılacak fitne savaşını finanse ederek buradaki mevcut siyasi iktidarı çökertme niyetinde olduğuna dair haberleri okuduğumda biraz şaşırdım. Bazı kaynaklarda iddiayla ilgili tartışmalara da yer verilmişti ve Mısır’da başardığını Tunus’ta başaramayacağı, çünkü bu ülkede dikta rejiminin belini doğrultmasına ve ortalığı karıştırmasına imkân verecek bir altyapısının kalmadığı, Bin Ali rejiminin derin organlarıyla birlikte çöktüğü ve ülkede yeniden yapılanma merhalesi başlatıldığı yönünde yorumlar yapılıyordu.
İddianın ne kadar doğru ve Mısır’dakine benzer bir “temerrüt savaşı”nın Tunus’ta ne kadar mümkün olduğu tartışmaları daha medya organlarına yeterince yayılmadan bu ülkede sol muhalif liderlerden Muhammed el-Berahimi’nin karanlık bir cinayetle öldürülmesi düşündürücü bir gelişme oldu. Fitne ateşini tutuşturmak isteyen şeytanın adamları fitili ne yönden sokacaklarını iyi biliyorlar. Fitili ateşledikten sonra da hemen alevin hızla yayılmasını sağlamak amacıyla çeşitli bahanelerden yararlanarak benzin dökmeye başlıyorlar.
Tunus’ta fitne ateşini tutuşturmak amacıyla bundan yaklaşık altı ay önce 6 Şubat 2013 tarihinde de Şükri Beliyd isimli bir komünist lideri benzer bir karanlık cinayetle öldürmüşlerdi.
Tunus’taki İslâmi hareketin bu cinayetleri onaylamadığı, izlediği politikaya aykırı bulduğu ve normalde de iktidarın birinci ortağı olması sebebiyle sonuçlarından birinci derecede onun olumsuz etkileneceğinin bilindiği halde onun mahkûm edilmesi aslında fitne ateşinin arkasında duranların kurduğu planın en önemli amacıdır.
Tunus’ta Muhammed el-Berahimi cinayeti ve ardından yaşanan olayların tahrik edilmesi, şeytanın Mısır’da amaçlarını gerçekleştirdiklerini düşünen adamlarının Tunus’a geçmeye hazırlandıklarına dair haberleri ve tahminleri ne yazık ki doğru çıkarmış görünüyor. Ama biz ümit ediyoruz ki onların bütün bu oyunları kendi başlarına dönecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.