İshak Özen

İshak Özen

Sızı

Sızı

Bugün oruç, yolcudur. Geldi, evlerimizi, şehirlerimizi, sofralarımızı, gönüllerimizi bir ay boyunca olanca zenginliği ve cömertliğiyle donattı ve işte gidiyor. Yürekte ister istemez bir sızı var. Ayrılış sızısı…

Madem ki, ayrılış saati çaldı ve elde buna çare yok, öyleyse bütün iş, onu unutmamakta. Giderken, bizden, dünyamızdan hangi haberi ve ne götürüyor; geldi ve bize ne bıraktı, bunu düşünmeli, bunun hesabını yapmalı. Ve bir yıl sonra tekrar dönünce bizi nasıl bulacak, bunun şimdiden hazırlığına girişmeli. Giden oruca yol azığı ve öteye armağan olarak ne verdik, bunu bir bir zihinden geçirmeli. Onun giderken çıkarttığı ayak sesine hangi sesi ekleyebildik, işte bunu iyi düşünmeli.

Ayasofya’nın avizelerini bu Ramazan’da da ısıtamadık; bunu unutmamalı.

Oruç, giderken bizi her bakımdan bir nefis muhasebesine çağırarak gidiyor. Bunu yapmadıkça tuttuğumuz orucun eserinin gönlümüzde kalacağını ummak doğru olmaz, işte bunu bilmeli.

Tarih içinde İslam varlığının en çetin şartlarda olduğu bu yüzyıl ve bu dönemlerde oruç ayı gelir ve bir zırh gibi bizi korur. Şimdi o gittikten sonra, onu, yani oruç mefhumunu ve onunla birlikte var olan bütün İslam mefhumlarını, İslam hayatını korumak da bize düşüyor.

Bir Müslümanın eli öbür Müslümanın eline, onun eli de bir başka Müslümanın eline, böylece bütün Müslüman eller birbirlerine kenetlenecek, Horasan’la kaynaşmışçasına kaynaşacaklar ve bütün Müslüman dünya, kopmaz, yıkılmaz bir bina kuracak. Evlerden evlere barış taşınacak, muştu götürülecek, yüzleri Kur’an neşesi saracak. Her Müslüman, Kur’an’dan bir ayet gibi kalbini öbür Müslümanlara götürecek. İşte bu eşsiz bayram, yalnız bizimdir.

Bayram ki, taştan değil, rüzgâr çizgilerinden değil, bir medeniyet esintisinden, bir tarih ilhamından, Müslümanların aydınlık gönüllerinden gelen bir şuur hafifliğidir, geliyor ve bizi ak çeşmelerin ışığıyla dolduruyor.

İşte o ulu geçmişimizden elimizde bir bu bayramlar kaldı. Onlara sıkı sarılalım da hiç olmazsa bu son Peygamber armağanını olsun elden kaçırmayalım.

*Üstad Sezai Karakoç’un “Samanyolu’nda Ziyafet” adlı eserinden derlenmiştir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İshak Özen Arşivi