Ergenekon, Derin Sol ve Ülkücüler
Ergenekon bombası patlayıncaya kadar, derin devlet denildi mi akla ‘Ülkücüler’ gelirdi. Abdullah Çatlı’dan hareketle ‘Ülkücüler’ bütün pis işlerin faili olarak görülürlerdi. Her karışık işin zanlısı önce Ülkücülerin arasında aranır, sonra diğer adreslere bakılırdı.
Bu anlayış durup dururken olmadı. Ülkücü gençliğin cevval yapısı, onları yöneten lider kadronun sevk ve idaredeki kifayetsizliği ile birleşince ortaya her ülkücüde suçlu arayan bir anlayış çıktı.
İşin doğrusu, ‘Ülkücülükten geçinen’ bazı menfaatperestlerin davranışları da bu anlayışı besledi. 12 Eylül’e kadar ‘Ülkücülüğü’ bir ahlak ve iman davası olarak gören anlayış, yerini ülkücülüğü siyasi bir pozisyon olarak gören anlayışa bırakınca ‘Ülkücüler’ derin örgütlerin avı haline geldi.
Bahçeli’nin ‘Ülkücü’ gençliği sokağın dışında tutma tavrı doğrudur. Ama sokağa çıkmamak, kavganın tarafı olmamak bir gençliğin yegane hedefi olamaz. Gençliği milli kültürümüzün, mukaddeslerimizin tornasından geçirerek onları ‘milli kimliğimizin’ taşıyıcısı haline getirmek, yüksek bir ahlak ve seciye ile donatmak da kavganın tarafı olmamak kadar önemlidir.
Ergenekon iddianamesi, ‘Ülkücülerin’ bu kaos örgütüne malzeme vermediğini ortaya koymakla kalmıyor, Çatlı ile ilgili bilinenlerin de gerçek olmadığını gözler önüne seriyor. Düne kadar Çatlı tarafından öldürüldüğü iddia edilen Kürt iş adamlarının (mafyasının) aslında Tarık Ümit ile Nurettin Güven organizasyonu tarafından öldürüldüğü anlaşılıyor. Ocaklardan yemlenemeyen örgüt avcıları çareyi ‘mafya’ çetelerinde adam devşirmekte bulmuşlar. Ama daha önemlisi örgütün omurgasını meydana getiren kadronun kimliğidir. Örgütü yönetenlerin neredeyse tamamı, sol bir ideolojik geçmişten geliyor. Aralarında Maoculukla, Lenincilikle özdeşleşmiş isimler var. Örgütün adı Ergenekon olmasaydı bu isimlere dışarıdan bakan biri ‘solun çeşitli fraksiyonlarının’ barış çubuğu tüttürerek bir araya geldiğini, yeni bir siyasi oluşuma gittiklerini düşünebilirdi.
Operasyon, derin yapılanmalarla ilgili bugüne kadar bildiklerimizi berhava etmiştir. Eğer bu yapıya derin devlet diyeceksek, derin devletin aslında derin sol olduğunu da söylememiz gerekiyor. CHP’nin panik dolu çıkışları, biraz da ‘bu ideoloji’ kardeşliğinden kaynaklanıyor.
Deliller medya’ya düştükçe daha ‘çok şey’ değişecektir. Yakın geçmişle ilgili bilgilerimizin, yargılarımızın çoğu çürüyecek, karşı karşıya olduğumuz derin yapılanmanın cesameti daha iyi anlaşılacaktır.