Müslümanlar “el fitnesi” sonucu yine “el eli”yle birbirinin kanını akıtmaya devam ediyor.

Suriye kan gölü…
Mısır kan gölü…
Lübnan kan gölü…

Türkiye’de de kan akmasını arzulayan çevreler var, hem içimizde hem dışımızda.
“Türkiye de bir Mısır, bir Suriye gibi olsun” peşindeler.
“İçtekiler”in ne kadar “bizdenliği kalmış” tartışılır.
“Dıştakiler” zaten “dıştalar”.
Çıkarları farklı farklı olabilir; hedefleri aynı: Türkiye de karışsın.
İslam ülkelerine; tüm dünya Müslümanlarına “ağabeylik” yapabilecek Türkler de birbirini yesin ki, başını kaldırıp bakamasın, kardeşlerinin hali nice!

Dünyada yürüyen örtülü bir “savaş” var.
Perde gerisinde ki Hilal-Haç mücadelesi.
Daha doğrusu Haç’ın Hilal’e savaş açmış olması.

Suriye’de, Mısır’da yaşanan olaylar buna son örnekler.
Bu ortamın baş mimarı Batı Medeniyeti.
Batı Medeniyeti’nin gücü ele geçirdiği son yüzyılda dünyada hakim kıldığı; Müslümanların mahkum edildiği “değerler”!

Dünyayı günden güne daha bir maddeleştiren; insanları insanlıktan çıkaran o “değerler”…
O “değerler” ki, sadece ve sadece “güçlü”nün hizmetinde; Müslüman’ın her durumda karşısında.

İşte laiklik örneği:
Beşiği Fransa’da nasıl, Türkiye’de nasıl uygulandı yıllarca ve Batı’nın bu çifte standardı seydi…

İşte insan hakları örneği:
Dillerinden düşürmezler fakat iş kendilerinin Müslümanlara ikinci sınıf insan muamelesi yapmalarına gelince, güçlüler ya, nasıl da çirkefleşip, faşizan argümanlar geliştirirler; zeytinyağı gibi üste çıkarlar!..

İşte demokrasi örneği:
Bu değeri “oturtma” adına milyonlarca Müslümanın ölmesine ortam hazırlarlar da, seçimle işbaşına gelen bir Müslüman ise, darbe ile alaşağı edilmesini teşvik ederler…

İşte milliyetçilik örneği:
Ülkelerindeki Müslümanların dinini, dilini, kültürünü yaşamalarına binbir zorluk çıkarırken, bir Müslüman ülkede bir azınlık mensubunun burnu kanasa ortalığı ayağa kaldırırlar.

İşte terör örneği:
Bu “değerler”in Müslümanlara karşı birer silah olarak kullanılıyor oluşuna karşı durabilenleri “terörist” ilan edip, dünyayı bu insanlara/gruplara zindan ederken, aynı zamanda İslam’a karşı mücadele veren PKK gibi terör örgütlerini yaşatmak için ellerinden geleni yaparlar… Kendileri “terörist” ilan ettikleri bir Müslümanı “gebertmek” için koca bir ülkeyi yakıp yıkıp binlerce masum Müslümanın ölümüne neden olabilirken; o Müslümanı savunmasızken, küçücük çocuklarının gözleri önünde param parça edip, ceset parçalarını denizin dibine atabilirler! Fakat onbinlerce Müslümanın ölümünden sorumlu bir İslam karşıtı hükümlü cezaevinde öksürse bile “teröristin hakları”ndan söz ederler.

İşte protesto hakkı örneği:
Örneğin ABD’de, İngiltere’de yönetimin bir uygulamasını protesto eden grup, polis tarafından silahı çekip vurmaya varan püskürtme yöntemleri ile zapturapt altına alınabilirken, bunun adı “kamu düzeni”dir; ama protesto bir İslam ülkesinde ise “ağaç sevgisi” ve “hayvan hakları hassasiyeti” adları konup, grup kutsanır; “dağılın” diyen yönetim de “diktatör” ilan edilir.

Tüm bu değerler için…
“Gücün hukukuna boyun eğmeyiz” deyip, Batı’nın bu “değerleri”ni elinin tersiyle iten de anında “çağdışı” ilan edilir; hatta potansiyel terörist olarak görülür! O “değerlerden” olan “demokrasi” için “madem öyle tamam” deyip, oyunu kuralına göre oynayan Müslüman galip gelmişse yine “yanlış” yoldadır!
O iş bilmez!
O örümcek kafalıdır!
O nerede bir Hıristiyan, nerede bir Yahudi görse ümüğünü sıkmak ister!

Değerli okurlar,
Müslümanların baş sorunu bunlardır, bu Batı değerleridir.
Daha doğrusu bunların Müslümanlar üzerinde çok ama çok farklı amaçlarla işletilmesidir.
Peki ne yapmalı?
Şu aşamada ciddi anlamda bir karşı duruş sözkonusu olamayabilir.
Çünkü “oyunu” kuranlardan yönetenlere ve hatta hile durumunda müdahale edecek olanlara kadar her kademede onlar var.
Tabi bu hep böyle gitmeyecek elbette.
Bir gün devran dönecek.
Müslümanlar bu inançla bir olup, daha çok çalışmalı, her alanda günden güne güçlenmek için gayret sarf etmeli.
Sonrasını Yüce Yaradan’a bırakmalı.
O’nun da bir hesabı var elbet.

Özetle:
Son yüzyılda Batı’nın ürettiği fikirler, değerler insanlığa çare ol(a)madığı gibi… Müslümanların katledilmesine, ikinci sınıf muamelesi görmesine gerekçe kılındı/kılınıyor.
İslam ülkeleri, Müslümanlar ihtilafları değil ittifaklarını öne çıkararak, bir olup, güçlenip; insanlık için yeni değerler oluşturmalı.