Sen ne diyon Üsiyin?
Üsiyin’i kim tanımaz? Ana muhalefet liderinin yakın akrabasıdır. Belki de sırf bu yüzden milletvekili yapılmıştır.
Nereden mi?
Tunceli’den!
Gerçi kendisi “Dersim” olduğunu iddia ediyor ama, resmen Tunceli vekili. Bu fevkalade yetenekli, olağanüstü kabiliyetli ve de zekâ küpü vekili meclisimize tebelleş ettiği için Kemal Kılıçdaroğlu’na nasıl bir ödül verilmeli, bir türlü karar veremiyorum.
Meşhur Tunceli vekillerinden Kamer Genç şu sıralar ciddi sıkıntı içinde olmalı. Çünkü onun tahtını ele geçirmek üzere olan bir hemşehrisi (hemmezhebi de denilebilir) var.
Zırvalamak kelimesinin nasıl tecessüm ettirilebileceğini bugüne kadar bilen ve uygulayan bir kişi tanıyorduk. Şimdi ikincisi hızla geliyor. Ne de olsa sayın Genç ihtiyarladı. (Yaşı yetmişi geçeli kaç sene oldu?) Gerçi, Meclis’te en hızlı kürsüye fırlayan ve kürsü atraksiyonlarını büyük bir hızla yapmaya devam eden bir vekilden söz ediyoruz.
Yaş yetmişi aştı ama, bu yaşın yarıya yakını Meclis’te geçti. 1981’de askerlerin Danışma Meclisi’ne girdi; giriş o giriş. O tarihten bu yana bir dönem hariç hep seçildi. Parti mevzu bahis değil. Her türlüsü olabilir. Hatta militarist parti bile!
İster partili, ister bağımsız seçilmek. Bunu Türkiye’de kaç kişi başarabilir? Saşmaya hiç gerek yok. Sayın Genç’ten daha yeteneklisini bulmak gerçekten güçtür.
Daha doğrusu, Üsiyin’den önce böyle düşünmekten başka alternatifimiz yoktu. Saçmalama, zırvalama, hezeyan, üfürme, mevzularında bir numara kimdir sorusunun cevabını artık yeniden düşünebiliriz.
Baştan Sayın Genç’in hakkını teslim edelim. Devlet tecrübesi vardır. Bürokratik geçmişi yabana atılamaz. Bu yüzden bazı acayip hareketlerini gündemde kalmaya yorabiliriz.
Ya Üsiyin?
Onun isminin manasını bildiğinden bile şüpheliyim!
Bilse...Tarihini bilse...Sahibini bilse...Ama gerçekten bilse!
Hüseyin “küçük sevgili” demek. “Güzelcik” demek!
Bu Peygamber Efendimizin torunlarından birinin adı. Diğeri Hasan. İkisi de Hz. Ali’nin oğlu. Ne diyor koca Yunus Emre?
Tanrı Arslanı Ali sağında Muhammed’in
Hasan’ıla Hüseyin solunda Muhammed’in
Bir “Ehlibeyt” tasvirinin başlangıcı bu.. Hakkın, hakikatin, ezeli ve ebedi güzelliğin tasviri...
Alevilik olsa olsa, Yunus’un diliyle ve bu kadar güzel anlatılır. Ya Üseyin’in anlattığı ne? Aleviliğin zıddı neyse ol!
İslâm’dan nefret eden, Peygamberini tanımayan, Ehlibeyti’ne hörmet etmeyen, Alevî olabilir mi?
Asla ve kat’a! Olsa olsa Esedist olabilir!
Esed ve hempalarının yaptığı insanlık için ve İslâmlık için züldür elbette. Esedist olan, bütün mantığı ters yüz eder. Doğruyu yanlış, yanlışı doğru tanır. Güzeli çirkin, çirkini güzel görür.
Üsiyin’in son sözlerini ancak böyle bir yere koyabiliriz. Efendim yeryüzüne şamil gizli ve illegal İslâm devleti örgütü varmış! Her türlü fitne onun başından çıkıyormuş!
Sen çok yaşa Üsiyin! Bunu senden başka bilen de yok, her ne hikmetse! (Yoksa örgütün içinde casusların filan mı var?)
Üsiyin’e söyleyeceğim şu: Hüseyin ismi sana yakışmaz. Durmaz üstünde. Alisiz Aleviliğin şiarı şehitler serdarı Hüseyin’den uzak durmaktır. İsmini resmen Üsiyin yap! Hz. Ali’yi, evlatlarını ve ailenin büyüğü Peygamberimizi rahat bırak!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.