Faruk Köse

Faruk Köse

Futbol terörünün öteki yüzü

Futbol terörünün öteki yüzü

Beşiktaş-Galatasaray maçında yaşanan “Futbol Terörü”nün asıl müsebbibi ve faili, “Laik-Kemalist rejim/sistem”dir. Hem de “kurumsal ve hukuksal yapı”sıyla, ürettiği/oluşturduğu “sosyal ve kültürel doku”yla, insanları ve toplumsal bütünlüğü içine iteklediği/sürüklediği “esas manevi kurallar/duygular”dan arındırılmış “tatmin biçimleri”yle...

“Hoppalaa...” diyenleri duyar gibiyim. “Kafayı rejimle bozmuşsun, her şeyi tutup rejime bağlama paranoyasına mı tutuldun?” diyenler olacaktır. Ancak önce bir sabredin; lafın nereye varacağını görün, ne diyecekseniz ondan sonra deyin.
Futbol sadece bir “spor”dur. Birileri çıkar sporunu yapar, birileri de onları izleyip vakit geçirir. Hepsi bu kadar... Bunun daha ötesinde bir anlamı, önemi, niteliği var mı futbolun? Hayatın olmazsa olmazı mı yani? Futbol olmazsa hayat mı durur, yaşamak çekilmez bir hal mi alır?
Futbolun ülkemizde kazandığı anlam ise çok vahim bir manzara arz ediyor. Zira ülkenin bunca meselesi varken, bunları konuşanı, hal çaresi arayanı göremezsiniz. Çünkü sabahtan akşama futbol konuşulur. Takımlar, teknik adamlar, futbolcular, hakemler, oyunlar, skorlar, galibiyetler, mağlubiyetler... aklınıza gelen her şey... Yediden yetmişe herkesin ağzında futbol vardır. İki takım çıkar oyununu oynar, kulüpler ve oyuncular dünyanın parasını kazanır, ama bütün bir toplum işini-gücünü bırakıp bununla meşgul olur.
İnsanlar futbolla meşgul oldukları kadar ülkenin eksik kalan, aksayan yanlarının nasıl düzeltileceği, sorunların nasıl çözüleceği hususunda meşgul olsalardı, çok daha iyi bir noktada olurduk.
Niçin böyle? Çünkü insanların “beyin faaliyetleri” önlenmek istenmiş. İnsanlar düşünmesinler, fikir sahibi olmasınlar, üretmesinler istenmiş. “Önlerine oynayacakları, oyalanacakları bir meşguliyet atalım, onlar onunla oyalanadursun, biz arkaplânda malı götürmeye, egemenliğimizi sürdürmeye bakalım” diyen bir zihniyetin oyununa gelmişler. Sonunda, bir spor müsabakasını devasa bir kavgaya dönüştüren, rakip takımın taraftarlarına karşı düşmanca saldıran, etrafı yakıp yıkan, birbirlerini öldüren “insan sürüleri” oluşmuş.
Çocuklarımızın ağzında bile futbol var. Daha güçlü, daha müreffeh, daha bilgili ve kültürlü, daha gelişmiş, sorunlarından arınmış bir ülke için hazırlanmıyor çocuklarımız; böyle bir donanımla yetiştirilmiyor.
Tuttuğu takımın yedeklerine varıncaya kadar takım kadrosunu sayan çocuklarımız, mesela ilk dört Halife’nin, ya da tarihimizde iz bırakmış -birkaç tane olsun- ecdadımızın adını bilemiyor; böyle bir düşünce tarzından haberi bile yok. Ülke yanmış, yıkılmış, toplumsal bağlar kopmuş, gelecek karanlığa gebe halde içinden çıkılamayacak sorunlarla boğuşuyoruz; bütün bunlardan bütün bir toplum bîhaber.
İşte girişte söylediğim noktaya buradan varıyoruz. Çünkü, ülkemizde âmir olan “Laik kemalist Rejim/Sistem”; bu toplumun her bir bireyini ve toplumsal bütünlüğü bütün kültürel ve manevi değerlerinden uzaklaştırdı. Bu ülkenin insanını “insan” yapan, “toplum” kılan, “duyarlılık”ını biçimlendiren, “şahsiyet”ini teşkil eden, “varlık”ına anlam katan ne kadar “asli değer” varsa, onları alaşağı etti. Bütün kültürel değerleri... Bütün sosyal değerleri... Bütün hukuki değerleri... Bütün siyasi değerleri... Bütün iktisadi değerleri... ve bütün bunların dayandığı “inanç esasları”nı, o inanç esaslarının biçimlendirdiği hayat tarzını... Ne varsa silip süpürdü, yerine oradan-buradan kopya edip ufak cilalarla biçim verdiği “şey”leri boca etti.
Böylece insanların vicdanlarındaki “polis” öldürüldü; “manevi tatmin ve otokontrol noktaları/değerleri” yok edildi. İnsanların, boşalan vicdanlarını, sıfırlanan manevi tatmin ve otokontrol noktalarını bir şeylerle ikame etmeleri gerekiyordu. İşte bunlardan biri de, özgürce bağırabildiği, slogan atabildiği, hatta küfrederek boşalma ihtiyacını giderebildiği Futbol oldu. Takımını “din” olarak lanse edenler bile çıktı.
İnsanların en hassas oldukları; dinleridir, inançlarıdır, manevi tatminlerini sağlayan her ne ise, odur. Siz, insanların vicdanlarından, gönüllerinden, kafalarından İslam’ı çekip alırsanız, yerine de onları çekip-çevirme, kontrol edip sömürme adına, mesela futbol gibi şeyleri doldurursanız, insanlar, “din” ve “manevi tatmin aracı” edindiği o değerlerini o kadar yüceltir ki, basit bir spor müsabakasını devasa kavgalara götürürler. Çünkü insanlar, “ana değerler”i için kavgadan kaçmazlar, “ölüm”ü göze alırlar.
Laik-Kemalist Rejim/Sistem, İslam’ı silip yerine başka değerleri koyunca, bunlardan biri olan futbol da “insanların isyanlarını izhar edebilecekleri bir hal”e dönüşünce, işte bir futbol müsabakası kocaman bir kavgaya dönüşür. Bunun sorumlusu da rejim/sistem olur.
Toplumu “asli kimlik ve kişilik değerleri”ne, yani “İslam”a döndürmeden ve rejimi/sistemi de İslam’a dönüştürmeden, “futbol terörü” de, başka terörler de bitmez; hiçbir sorun da çözülmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Faruk Köse Arşivi