CHP'nin İstanbul adayı Nurettin Sözen!
Ve mahalli seçimlere 6 ay kala düğmeye basıldı, seçim sath-ı mailine girildi bile. Partilerde adaylık heyecanı, daha doğrusu adaylık meydan savaşları başladı. Bazı partiler halka hizmet edecek adayları görücüye çıkarıyorlar, bazıları da yamyamları doyuracak olan adayları görücüye çıkarıyorlar. CHP’nin o eski Çankaya Belediye Başkanı’nın kulakları çınlasın. Veciz ifadesi ile CHP’nin röntgenini çekmiş ve kamuoyunun bilgisine sunmuştu. Şimdi aynı CHP yeniden ağır bir yenilgi almak üzere sahneye çıkıyor. Eee ne demişler, yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Geçen mahalli seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu bugün o partinin kaptan köşkünde ve partiyi seçimlere götürüyor. Dakka 1, gol 1. Sayın Kılıçdaroğlu, AK Parti döneminde 15 gün suların akmadığını söylüyor. Yani hazret Nurettin Sözen zamanında uyumuş kalmış. CHP’nin devr-i iktidarlarında plastik bidon satışlarında patlama yaşanmıştı, zira sular gerçekten 15 günde bir gelir, bu yüzden de insanlar teyemmümle abdest alırlardı. Çünkü evdeki bidonlar da ihtiyaca cevap vermezdi.
İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in tahsildarı İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel, hasılatları toplamaktaki başarısını bir de şehrin su problemini çözmekte gösterse idi problem çözülecekti. Hele o çöp dağları? İstanbul’un 7 tepesini 777 tepeye çıkarmıştı Sözen. Gerçekten başarılı idi çöp dağları oluşturmakta. Bu hususta kimse onunla yarışamazdı. Yine de bugünkü ön saflardaki Türkiye’yi CHP’ye borçlu olduğumuzu bilmeliyiz. Eğer Sözen, İstanbul’da başarılı olsa Allah-u alem onun yerine Recep Tayyip Erdoğan seçilemeyecek ve İstanbul’dan başlayıp Ankara’ya uzanan iktidar yürüyüşü akim kalacaktı. Kasımpaşalı önce CHP’ye, sonra da şiir okudu diye kendisini mahkum ettirenlere borçlu idi iktidarını. Türkiye’de belediye seçimleri yapılmış ve Refah Partisi’nin adayı İstanbul ve Ankara başta olmak üzere pek çok ili silip süpürmüştü, ama şaşı bakışlı medyamız bu durumu bir türlü içine sindirememişti. Kimilerinde “İstanbul Livaneli dedi” kimilerinde de “Kesici önde gidiyor” diyerek topu taca atan manşetler vardı, ama bir ortak yanları vardı, ortalıkta Recep Tayyip Erdoğan’dan bahis yoktu. CHP il merkezinde Zülfü Livaneli tebrikleri kabul ediyordu, öyle ya medyaya göre İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştu. İşin tuhafı 3 gün sonra 1. sayfanın alt sıralarında Erdoğan’ın Belediye Başkanı olduğu haberini 2 sütuna verebildiler ve o günden sonra da utanmadan-sıkılmadan gazeteciyiz ve de adamız diye sokaklarda gezebildiler. Üsküdar’da seçimlere 15 gün kala Erdoğan ve Üsküdar adayı Yılmaz Bayat Fıstıkağacı’ndan aşağı doğru 300 kişilik bir partili eşliğinde inerken Refah Partisi’nin seçim afişleri ile donatılmış sahaf dükkanımdan onlara baş parmağım ile zafer işareti yapmıştım. O bölgede aşağı yukarı herkes ANAP’lı idi ve beni ti’ye alıyorlardı. Anahtarcı olan bir komşum:
- Erdoğan ve arkadaşları İstanbul’u alacaklar diyorsun, dediğin mümkün değil ya, hasbelkader olursa İstanbul’u değil, Türkiye’yi terkederim, demişti.
Erdoğan’ın zaferi kesinleşince dükkanına girdim ve dedim k i:
- Komşu pasaportun hazır mı, hangi ülkeye yerleşeceksin?
Yutkundu, tek kelime söyleyemedi. Bu komşum her akşam çilingir sofrasını kurardı ve bu yüzden de Refah Partisi’ne düşmandı. İstanbul’da çöpleri toplayıp suları aktıracaklarsa ve bunu da Refah Partili belediye başkanları yapacaksa buna razı değildi, varsın ortalığı ok götürsündü. Erdoğan İstanbul’a çağ atlattığında her defasında “Ama” diye başlayan mazeretler ileri sürmeyi vatanseverlik sayarlardı. Bu yaptıklarının düpedüz nankörlük olduğunu bir türlü kabullenemediler. Üsküdar’daki o komşum da Erdoğan’ın gerek İstanbul’da gerek Türkiye’de kendisine sunduğu imkanları hatta benden fazla kullanmaya devam ediyor. Ve Erdoğan, onların gözlerinin kör, kulaklarının sağır olduklarını bile bile her seçimden sonra kendisini oy vermeyenlerin sebeplerini araştırmaya hasrediyor enerjisini.
Kimbilir başarısının sırrı belki de bu inatçı tavrındadır. Ben, “İstanbul’da 15 gün sular akmayan yerler var” diyen Kılıçdaroğlu’na bir aday öneriyorum. İstanbul’da yeniden Nurettin Sözen’i aday yapın ve şenlik başlasın!