Mustafa Sarıgül’ün diğer sıradan belediye başkanlarından farkı nedir, anlayabilmiş değilim.
Medyada bir Sarıgül gündemidir gidiyor.
CHP’ye geçti geçecek de…
İstanbul’dan aday oldu olacak da…
Falancayla filancayla biraraya gelmiş de…
CHP’nin başına geçebilir de…
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül işte.
Hepi hepi o kadar.

Buna rağmen bu derece gündemde tutulması, bu derece gözlerde büyütülmesi;
Günümüz muhalefetsizliğinde Erdoğan’a rakip oluşturma gayreti gibi geliyor bana.
Sarıgül’ün öne çıkan özelliği ne ki, İstanbul’a Başkan olsun; Türkiye’ye Başbakan olsun?..
Boşa kürek çekiyorlar.

Bunu kendileri de biliyorlar da, “acaba bir rüzgar oluşturabilir miyiz” ümidindeler.
CHP’li Sarıgül rüzgarı!
Eser mi?
Sıfır ihtimal.
Buradan çıksa çıksa CHP’den ikinci bir parti çıkar, o kadar.
O da mevcudu büyütmeyeceği gibi bölerek, küçültür.
Ve bence Türkiye’nin hayrına olur bu.

Bu CHP’den Türkiye’ye bir hayır gelmeyeceğine dair düşüncelerimi kaleme alırken, Akit’ten gözüme ilişen bir haberle, “al işte” dedim.
Akit’in “Viski şişesine hokus pokus” başlıklı haberine göre,
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, CHP Milletvekili Aydın Ayaydın ile bayram tatilinde Bodrum’da biraraya gelmiş.

Ayaydın’ın instagram hesabından paylaştığı fotoğrafta ikilinin önündeki viski şişesi ile viski dolu bardaklar dikkat çekmiş.

CHP’li vekil sonradan ayıkıp, fotoğraftan viski şişesi ve bardaklarını kaldırmış.
Eee hem de şu mübarek bayram gününde içki içmek…
Vatandaş yadırgar da oy vermez sonra!
Haksız mıyım Allah aşkına, bu CHP’den ülkeye hayır gelmeyeceği düşüncesinde?

Sarıgül’e yeniden dönecek olursak,
Hakkındaki o ilginç iddiaya değinmeden geçemeyeceğim.
Hem de mensubu olduğu partililerce dillendirilen bu iddia TBMM Arşivleri’ndeki yerini koruyor.

Toplamda 38 askerin şehit olmasına yol açan ve kamuoyunda “uçan tabut” olarak adlandırılan CASA uçaklarının alımında bir dizi yolsuzluk yapıldığı, bu yolsuzluklara o dönem SHP Milletvekili olarak Meclis’te bulunan Mustafa Sarıgül’ün adının da karışması olayıyla ilgili bir iddia.

İddiaya göre, “CASA uçaklarının alımıyla ilgili soru önergesi Sarıgül’ün baskısıyla geri çekildi.”

Olay şöyle gelişiyor:
Dönemin SHP milletvekili Tevfik Koçak, TBMM Başkanlığı'na 30 Ekim 1989 günü CASA uçaklarının alımıyla ilgili bir soru önergesi veriyor.

Ancak Koçak'ın önergesi 2 gün sonra, 1 Kasım günü sahte imzayla geri çekiliyor. Bunu yapanın, o günlerde SHP milletvekili ve CASA komisyoncusu Zeynel Abidin Erdem'in yakın arkadaşı olan Mustafa Sarıgül olduğu iddia ediliyor.

SHP’li Tevfik Koçak, bununla ilgili olarak 22 Mayıs 2001 tarihinde şu açıklamayı yapıyor:
"Dönemin Milli Savunma Bakanı Sefa Giray kuliste yanıma geldi, CASA uçaklarını askerlerin istediğini söyledi ve önergeyi geri çekmemi talep etti. Ayrıca Turgut Özal, ANAP milletvekili Mehmet Kahraman'la haber gönderip bu konuyu benimle görüşmek istedi. Fakat denk gelmedi ve görüşemedik. Bunlar olurken, ben önergemin sahte imzayla geri çekildiğini bilmiyordum. Bunu 3 ay sonra öğrendim ve Meclis Başkanı Kaya Erdem'e gidip durumu anlattım. Bürokratlarını çağırıp araştırdı ve bana 'Meclis'in itibarı var. Bu işin üzerine gitme. Ben gerekeni yaparım' dedi. Hiçbir şey yapılmadı. Ben önergeyi vermiştim. Hemen ardından Mustafa Sarıgül beni Hilton'da kahvaltıya çağırdı. Orada beni CASA uçaklarının komisyoncusu Zeynel Abidin Erdem'le tanıştırdı. Zeynel CASA uçaklarını övdü. Her ikisi de benden önergeyi geri çekmemi istediler. Ben de, bu konuda ikna edildiğim takdirde çekebileceğimi söyledim. Sonra önergenin sahte imzayla çekildiğini öğrenince, biz SHP olarak Mustafa Sarıgül'den kuşkulandık. Sarıgül inkar etmedi.’’
Aynı günlerde CASA uçaklarının alımındaki yolsuzlukları takip eden bir başka isim olan dönemin SHP Edirne Milletvekili Erdal Kalkan da, Sarıgül'ün sahteciliği konusunda şunları söylüyor:

"Partili arkadaşım Tevfik Koçak'ın CASA olayıyla ilgili Meclis Başkanlığı'na verdiği soru önergesi, yine kendi milletvekilimiz Mustafa Sarıgül tarafından imzası taklit edilerek geri çekildi. O zaman anladım ki, bu iş sandığımdan da büyük…"
Evet iddialar böyle.
İddiaların sahipleri de ortada.

Yine de kimsenin günahını almak istemem.
Sarıgül “casa”sını doldurdu mu doldurma mı bilemem.
Bir açıklaması olsa gerek.
Gönderirse yayınlarız.
Bekliyoruz.