Olmasaydı da olur muyduk, oldu da ne olduk?
Doğrusunu isterseniz, kısacık bir reklam metninin bu kadar ses getirmesi, mevzunun iki kelimeyle bu kadar net biçimde ifade edilebilmesi çok ilginç. Bunu yapan “akıl” ve o aklın ürünü “Sancaktar” tebrik ve takdiri haketmez mi?
Sancaktar, “olmasaydı da olurduk” demiş. Doğrudur, olmasaydı da olurduk da, “nasıl bir halde”, “hangi şartlar içinde”, “ne durumda” olurduk; meselenin objektif ve net biçimde açıklığa kavuşturulabilmesi ve “90 yıldır belli bir biçimde işlenen zihinler”in hakikatleri algılayabilmesi için buna da “ciddi ve derinden” bakmak lazım.
Sanırım reklamı veren Sancaktar bunu yapacaktır, bu saatten sonra yapması da lazımdır. Ancak konu açılmışken, “olmasaydı da olur muyduk?”tan önce, “oldu da ne/nasıl olduk?”a bakmalıyız kanaatindeyim.
Yalnız, bu noktada lütfen “duygusal yanlılık”ları bir kenara bırakalım. Hadi “bilimsel” düşünelim, konuya “bilimsel düşünüş”ün ilkelerinden olan “bilmediğini varsaymak”la yaklaşalım ve “oldu da ne/nasıl olduk”a dair bazı örnekleri birlikte hatırlayıp, ondan sonra kendi değerlendirmemizi onun üzerine oturtalım.
Oldu, milyonlarca kilometrekarelik vatan toprağı 783 bin kilometrekareye indi. İddia edildiği gibi “vatan/yurt” toprakları düşmanlardan tamamen temizlen(e)medi, elde küçük bir alan kaldı. Hatta, sözü çok edilen “Misak-ı Milli sınırları” içindeki Batum’la beraber tüm Kafkasya, Musul ve Kerkük’le beraber içinde Filistin’in de bulunduğu bütün Arap toprakları, Batı Trakya ile beraber hemen hemen tüm Ege Adaları kaybedildi. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, İslam ümmetinin birlik ve beraberliğini, siyasi-idari varlık ve iktidarını temsil eden Hilafet kaldırıldı. Müslümanlar paramparça oldu, Batı emperyalizminin saldırıları karşısında yapacak bir şeyleri kalmadı. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, Allah’ın dini İslam, Allah’ın kitabı Kur’an, “Allah Rasulü’nün İslam’ı yaşama biçimi” Sünnet; birey, toplum ve devlet hayatını belirleyip biçimlendirme anlamında engellendi. İslam’ın hükümleri, Kur’an’ın ahkâmı, Rasulullah’ın Sünneti; birey, toplum ve devlet hayatına âmir olmaktan çıkarıldı. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, Allah’ın hükümlerine dayanan Şeriat yasaları yasaklanarak, yerine “Laik-kâfir Batı”nın dinsiz ya da “hıristiyanlık ideolojisi”yle biçimlenmiş yasaları alınıp müslüman topluma dayatıldı. Buna itiraz edenler de “Takrir-i Sükûn Yasası”yla susturuldu, hâlâ susmayanlar “İstiklal Mahkemeleri”nin hukuksuz kararlarıyla cezalandırıldı, onbinlerce kalifiye insan idam edildi. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, Kur’an alfabesi yasaklandı. Alfabe değiştirilerek dilinden de, tarihi birikimlerinden de uzak, onlara yabancı, onları anlayamayan bir nesil yetiştirildi. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, Kur’an’a karşı her türlü hakaret yapıldı. Kur’an, “toplumsal algı”da “okunan ve yaşanan” değil, “süslü kılıflar içinde baş köşede asılı”, ama “hükümleri itibariyle hiçbir değeri ve bağlayıcılığı olmayan” bir “kutsal metin” haline dönüştürüldü. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, Rasulullah’ın önderliği kalmadı. “Rasulullah” algısı, “baldırı çıplak bir Arap düşünürü”ne dönüştürüldü. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, pek çok cami ve mescidle beraber Tekke ve Namazgâh yıkıldı, satıldı, depo, ahır, silo, yatakhane, marangoz atölyesi, konut ve benzeri türden başka amaçlarla kullanıldı. İbadethaneler hedef alınarak İslam’ın “toplumsal”lığı imha edildi. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, Ezan yasaklandı; “Allahuekber”den “Tanrı uludur”a dönüştürüldü. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, kültürümüz terkedildi. Toplumun inançlarına ve geleneklerine dayanan kültürün yerine “Batı kültürü” ikame edilerek toplum özünden koparıldı, kendi tarihi ve kültürel mirasına yabancı ve hatta düşman bir nesil üretildi. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, “müslümanca kılık-kıyafet” yasaklandı. Yetmedi, “müslümanca giyinenler” cezalandırıldı. Daha da ileri gidilip, kadınlarımızın “namus timsali tesettür”ü açıldı. Ar ve hayâ kalmadı, “namus” kavramı yok edildi. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, toplumun asli “ahlâki değerler”i ve “sosyal yapı”sı bozularak, Avrupa’nın gayriislami ahlâki değerleri ve sosyal yapısı alınıp topluma zorla benimsetildi. Artık biz, bize değil düşmanlarımıza benzer olduk. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Oldu, İslam fert, aile, toplum ve devlet ölçeğinde; siyasal, sosyal, hukuki, iktisadi vb. alanlarda hayattan tamamen uzaklaştırıldı. Olmasaydı bundan beteri mi olurdu?
Hadi “önyargılar”dan, “duygusal tarafgirlik”ten sıyrılıp bunu düşünelim.
“Hakikatler”e bakıp cevapları önce kendimize verelim. Neden, o olmasaydı da bir başkasının, belki “daha iyi bir başkası”nın olabileceğini düşünmek istemiyorsunuz? Millet bütün varlığını “bir kişi”ye borçlu olamaz, değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.