Diyarbakır Buluşması
Tarih okumayan insanlarla laf anlatmak çok zordur. Olayları, başladığı anda fark edenler, tarihî süreci bilmediklerinden, içi boş ve hiç bir sorunu çözmeyen âfâkî yorumlar yaparlar.
Bir kaç günden beri Diyarbakır bulışmasıyla ilgili olarak yazılanları, konuşulanları takip ediyoruz. Ulusolcular, liberal solcular, Baasçı Türkçüler ve PKK uzantıları, Erdoğan-Barzanî buluşmasından çok rahatsız oldu. Vizyonel bakıştan mahrum olanların yapacakları şey, zaten olanı eleştirmektir; proje üretmek değil.
Barzanî’nin Diyarbakır’a gelip törene katılması, Türkiye açısından son derece başarılı bir diplomatik operasyondur.
Tarih bilmeyenler için, olay sadece Barzanî’nin gelmesinden ibarettir. Fakat tarihî açıdan kazın ayağı öyle değildir işte.
Rahmetli Özal, Kuzey Irak’ta siyaset yapan liderlere Türkiye pasaportu vererek onların dünya ile bağlantılarında Türkiye patronajı kullanmıştı. Sonraki dönemlerde böyle bir imkânı hiç kullanamadık. Şimdi tekrar aynı patronaj imkânını yakaladık.
Böyle bir durumu tarih bize zorluyor.
Kürt halkının en uzun süreli birlikteliği hep Türk siyasî yapısı içinde gerçekleşmiştir. Taa Gaznelilere Selçuklulara kadar gider bu birlik sağlama. Lozan, Türkiye’nin kolunu kanadını kırdığı kadar, Kürtleri de 4 parçaya ayırmıştır. 1920’lere kadar İran Kürtleri hariç, Türkiye, Irak ve Suriye Kürtleri, Osmanlı siyasî sistemi içinde bir aradaydı. Lozan, kristal parçalar gibi Ortadoğu coğrafyasını parçalarken, Kürtleri dörde bölme ve ileride bu bölünmüşlüğü kullanma hesabının yapıldığı bir siyaset belgesidir. Adamlar 1923’te dayattıkları belgenin hesabını kapatmaya kalkıyorlar şimdi. Kürt poitikasının patronajında Türkiye olmazsa, İngiltere ve ABD olacak; Fransa ve Almanya da bunları destekleyecek.
Irak, Türkiye ve Suriye Kürtleri kendi içlerinde muhtelif siyasî partilerle organize olmuşlardır. Her parçada, her partinin etki gücü vardır. Türkiye, bu partilerden, Barzanî’nin partisini Türkiye’nin menfaatlerine en yakın bir oluşum olarak gördüğünden, şu anda onunla iş birliği yapıyor. Yarın öbürgün, Kuzey Suriye’deki siyasî boşluğu da Barzanî’nin doldurmasını istiyor ve destekliyor. Diyarbakır buluşmasının sebebi bu. Ve bu siyaset gizli kapılar ardında değil, açık bir şekilde, göstere göstere yapılıyor.
Elbette başta PKK ve uzantıları, ulusolcular, liberal solcular ve Baasçı Türkçüler olmak üzere, Türkiye’nin patronajlığından rahatsız olacaklardır. Çünkü, her birisinin gönlünde farklı farklı arslanlar yatıyor. Kimisi ipin ucunu kaçırdığı için, kimisi beslendiği gerilim ortamı sona ereceği için, kimisi de Barzanî dışındaki Kürt siyasetçileri desteklediği için, Erdoğan-Barzanî buluşmasından rahatsızlar.
Bırakın Gazneliler zamanını, 1990’ları okuyabilirseniz, Diyarbakır buluşmasının büyük bir avantaj olduğunu anlarsınız. Anlamak istemeyenlere ise değil davul zurna, mehter takımı bile az gelir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.