Serdar Demirel

Serdar Demirel

Cemaat de görüyor..

Cemaat de görüyor..


Üniversite imtihanlarına hazırlanan İmam Hatip son sınıf talebesi oğlumla Samanyolu Haber’i izliyoruz. Konu tabii ki dershaneler. Üniversiteye yerleşebilme amacıyla dershaneye de giden oğlum dershanelerin kapatılmasına karşı.

Eğitim sistemi değişmeden dershanelerin kapatılmasının - kapatılması diyorum çünkü o dershanenin propaganda etkisinden olsa gerek öyle görüyor; hükümet kapatma yok, dönüştürme var dese de - kendisi gibi gençlerin aleyhine olacağını düşünüyor.
Biz bu minvalde konuşurken Samanyolu Haber kanalında verilen bir haber gülüşmemize sebep oluyor. Bir dershanede küçük bir kız çocuğu hocasına sarılmış, “Kimse beni hocamdan ayırmasın” yakarışları eşliğinde gözyaşları döküyor. Kanal mizansen görüntüsü veren bu haberi zoomlayarak tekrar tekrar yayımlıyor.
Bizim oğlan hükümeti karalama kampanyasının bu düzeye düşmesine tepki veriyor. ‘İnandırıcılıklarını yitiriyorlar baba’ diyor.

17 yaşında hem de dershanelerin devamından yana tavır koyan bir delikanlının bile bakışı buysa eğer, Cemaat’in yayımlarında kullandığı üslûp ve aşırı ajitasyon sebebiyle halkın büyük çoğunluğunun bundan “irrite” olduğunu söyleyebilirim.

Elbette bu meselede taraf olduklarından muhalif yayımlar yapabilirler. Halka kendi duruşlarının sebeplerini anlatabilirler. Hükümet üzerinde bir toplum baskısı oluşturmaya çalışabilirler. Bütün bunlar onların hakları, eyvallah.. Ancak hakikati incitirseniz karikatüre dönüştürürsünüz esprisini de gözardı etmemek gerek.

“Hakikati incitirseniz karikatüre dönüştürürsünüz” sözünü uzun yıllar önce Zaman yazarı Ahmet Turan Alkan’dan okumuştum. Bunun muhtevasını sayın Alkan’a sorabilirler.
Ben meseleye bakışımı, aslolanın eğitim sistemini ıslah etmek diye son yazıda teenni ile izah etmiştim. Her ne kadar Hizmet cenahından epey sitemler gelse de kanaatim aynıdır.
Maalesef meselenin ele alınış  tarzı dershaneleri aşan muhtevasına işaret ediyor. Derin yapılar gelişmeleri sadece zevkle seyretmiyorlar, ihtilafları derinleştirmek üzere hem dışarıdan hem içeriden operasyonlar da yapıyorlar.

Gidişatın buraya ve ötesine doğru evrileceğini uzun bir süredir görüyorduk. “Söz vucût bulur” fehvasınca da Eylül ayına kadar bunu dillendirmedik. Bu köşede vuku bulan bu kavganın ne Hükümet’e ne de Cemaat’e hizmet etmeyeceğini 1 Eylül 2013 tarihli “Hizmet ve hükümet; böl yönet” başlıklı yazımızda dillendirmiştik. 

Orada Cemaat ve Ak Parti arasındaki gerginliğe sözü getirerek uyarı amacıyla şunları yazmıştık:

Bazı meselelerde diyalog eksikliğinden kaynaklanan karşılıklı yanlış anlamaların bunda etkili olduğunu söylemek mümkün. İki yapı arasında perspektif farklılığından kaynaklanan önemli bazı ihtilafların olduğu da vârittir. Bunları objektif olarak tahlil etmek elbette gerekir.

Ancak  biz, iyi çalışılmış ve adım adım hayata geçirilen bir senaryonun bunda daha etkili olduğunu düşünüyoruz. Bu iki kesimi ağır ağır birbirinden uzaklaştırmak ve sonrasında aralarına öfke yerleştirmek şeklinde uygulanan bir proje bu.

Oysa içinden geçtiğimiz bu kritik aşamada iki yapı da birbirine muhtaç. Bölgemiz ateş çemberinden geçerken ve Türkiye’de Gezi türü kalkışmalar planlanmaktayken bu iki kesimin karşı karşıya gelmesi ancak karanlık güçlerin işine yarar.

Ak Parti’yi zayıflatmak sadece bu partiyi değil Türkiye’yi ve bölgeyi zayıflatmak manasına gelir. Eğer bunu başarırlarsa Hizmet hareketi de bundan büyük zarar görecektir. Onların da bunu gördüğüne kuşku yok.

O yazıda dillendirdiğim, “Onların da bunu gördüğüne kuşku yok” tesbitimde umarım yanılmamışımdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Serdar Demirel Arşivi