2004 Darbe Yılı değil miydi?
Taraf Gazetesi dün manşetten 2004’te imza altına alınan bir MGK Kararı’nı yayınladı.. Bu karar meğer Fethullah Gülen’i bitirmek için yapılan anlaşmanın belgesiymiş.. Bugün dershanelerle ilgili atılan adımların da temeli işte 2004’teki o MGK kararında saklıymış.. Akıllara takılan bazı sorular var elbette. Bunlardan biri Cemaat’in yaşadığı kafa karışıklığına ilişkin.. Dün dershaneleri bitirme kararının Oslo’da PKK ile yapılan görüşmelerde alındığına inanan Cemaat bugün, bu kararın aslında daha evvel askerle ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile ittifak halinde alındığına mı inanıyor?..
O YILI EN İYİ TARAF BİLİR
Söylemek gereksiz ya, yazıldığı için söylenmesi lazım, 2004 konjonktürü konusunda Türkiye kamuoyunu aydınlatan gazete de Taraf Gazetesi hatta bizzat bu haberin sahibi olan Mehmet Baransu’ydu.. Konjonktür, açık ifadesiyle şöyleydi; “2004 bir darbe yılıdır”… Bu kadar basit ve açık ve de net.. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının iktidar olduğu ancak vesayetçi yapıyı kıramadıkları bir dönemdi.. MGK’ya girerler ve o imzayı atmak durumunda kalabilirlerdi elbette.. Tıpkı 28 Şubat 1997’deki MGK’da, Necmettin Erbakan’ın kendi ipini çeken kararın altına imza atmak zorunda kaldığı gibi..
YASA OLMUŞ MU, UYGULANMIŞ MI?
MGK Kararları MGK kararı olarak kalırsa sorun yok.. Çünkü onlar birer tavsiye kararıdır.. Ama Bakanlar Kurulu’na gelir de yürütmeye girerse hep birlikte tartışalım.. Peki Erdoğan ve arkadaşlarının 2004 MGK’sında imzaladıkları o belge yasaya dönüşmüş mü?.. Herhangi bir tasarruf yapılmış mı o kararlarla ilgili olarak?.. Dahası seçilmiş iktidarın, millet iradesinin o gün o imzayı atmak zorunda kaldıkları konjonktürden ülkeyi, AK Parti ve Cemaat elele verip çıkartmadı mı?.. Askeri vesayet kırıldıysa, seçilmişler ülkeyi yönetmeye başlamışlarsa, süngü tehdidiyle MGK’lar yapıp, Cumhurbaşkanını da arkalarına alarak bir takım kararlar dayatmıyorlarsa artık hükümetlere, bu beraberce alınmış bir mesafedir.. Tadını çıkartsak ya birbirimizin canını yakmaktansa..
AK PARTİ NELERLE UĞRAŞIYORDU?
2004’te iki darbe ve bu darbelere zemin hazırlayacak dört farklı isyan denemesi atlattık. 2004’ten itibaren yakın bir geçmişe kadar aralarında Hrant Dink’in de olduğu onlarca siyasi cinayet ve provokatif eylem sahnelendi. 2007’de AK Parti, düzmece belgelerle kapatılmak istendi, Abdullah Gül’ü Köşk’e çıkarmamak için legal-illegal her türlü yola başvuruldu.. Ben mi anlatayım Cemaat’e bunu.. Hepsiyle, bugün Hükümet’i yerden yere vuran medyasıyla aslanlar gibi savaştı. Taraf Gazetesi bilmeyecek de 2004 ortamını benden mi öğrenecek sanki?.. Bu ülkeyi “MGK” yönetmiyor diye bas bas bağıracaksınız sonra da MGK kararını alıp yürütmenin fonksiyonunun yerinde sayacaksınız. Bu çok da hakkaniyetli değil..
BİLMEM NE İŞE YARAYACAK?
Bakın bu MGK kararlarıyla ilgili 24 Şubat 2012’de yine Taraf Gazetesi’nde çıkan bir yazı var.. Alper Görmüş’ün yazısı.. O günlerde demek editoryel ekip farketmemiş bu yazıyı, yazı olarak kalmış gitmiş.. Kendi gazetelerini okumuyorlarsa demek.. O yazıda Alper Görmüş, Özden Örnek Günlükleri’nden bu MGK ile ilgili alıntı yapıyor; “…… 24 Haziran 2004: Fethullah Gülen konusunda Genelkurmay Başkanı oldukça ağır bir konuşma yaptı ve hükümeti suçladı. Eğer siyasi irade konulup bu konunun üstüne gidilmezse bir felaket olacağını belirtti…… 25 Ağustos 2004: Fethullah Gülen ve teşkilatı ile ilgili olarak geçen toplantıda yapılan görüşmeden sonra bu adamın faaliyetlerinin yakından takip edilmesine karar verilmişti, onunla ilgili tavsiye kararı bugün imzalandı. Bilmem ne işe yarayacak?” Alper Görmüş’ün naklettiği sözün sahibi de soruyor; “bilmem ne işe yarayacak?” bak gördün mü, Gülen’i bitirmeye yaramayacakmış ama bak bu işe yarayacakmış, değil mi?.. Kalın sağlıcakla.