Mustafa Çelik

Mustafa Çelik

İnsanın ihyası İslâm’ın ihyasıyla mümkündür

İnsanın ihyası İslâm’ın ihyasıyla mümkündür

İslâm, insanı imha etmek için değil, ihya etmek için gelmiş olan bir dindir. İslâm, vusul için usûl der. İnsanın ihyası vusul, İslâm’ın ihyası usûldür. Çünkü insan ihya olunursa maksad-ı İslâm’ın vusul olduğu anlaşılacaktır. İslâm bir bütün olarak Rasûlüllah (sav)’in örnekliğinde ve önderliğinde ihya olunmadan, uygulanmadan, hayata dönüştürülmeden cahiliye düzenleri tarafından meyyiti müteharrik haline getirilmiş olan insanoğlunun ihyası mümkün değildir. Rabbimiz buyuruyor:

“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” (En’am Sûresi/ 24)

İslâm; hayat almaz, hayat verir. İslâm, zürriyet ve hürriyet emniyetidir. İslam, insan hakları konusunda rakipsizdir. İslam, her insanın onurunu, haysiyetini, şerefini, namusunu, zürriyetini, hürriyetini, dinini, malını, canını, geçimini ve işini garanti altına alır. Şayet İslâm’ın bütün zamanlarda ve zeminlerde geçerli olacak bir tarifinin yapılması isteniyorsa bilinsin ki; İslâm, insanın ihyasıdır. Genelde dünyada özelde İslâm topraklarında İslâm’ın devlet haline gelmesine, hayatın bütün kademe ve karelerine amir olmasına karşı çıkanlar, zürriyet ve hürriyet düşmanlarıdır. Bunlara buracık seslenmek gerekir:

“Siz hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?”

Türkiyeli Müslüman olarak “dirileri mezarda ölüleri sokakta” olan bir ülkenin sakinleriyiz. Kur’an’a göre; el-Hak olan Allah’ın safi malı olan hakikat karşısında sağır, dilsiz ve kör kesilenler, kalbi taş gibi hatta taştan da katı olanlar, akletmedikleri için pisliğe mahkûm edilenler, sokaklarda dolaşsalar da ölülerin ta kendileridir. Biz Müslümanlar insanın dirisine de ölüsüne aynı değeri veren bir dinin mensuplarıyız. Rabbimiz buyuruyor: “İşte bundan dolayı İsrailoğullarına şu hükmü yazdık: ‘Kim bir cana karşılık veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak sebebiyle olmaksızın bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir kimseyi diriltirse (ölümden kurtarırsa) bütün insanları diriltmiş gibi olur.’ Muhakkak ki peygamberlerimiz onlara açık delillerle geldiler. Yine de bunun ardından onların çoğu yeryüzünde aşırıya gitmektedirler.” (Maide Sûresi/ 32) Dikkat edilirse, Kur’an, haksız yere bir insanın hayatına son vermeyi bir cihanın hayatına son vermek olarak kabul ediyor. Dolayısıyla hayat kanunlarını bu kitaptan almayanlar iflah olabilir mi? Bu kitabı beyan ve tefsir eden Hz. Muhammed (sav) buyuruyor: “Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir.” (Sünen-i İbni Mace Cenâiz: 63, İmam Malik Muvatta Cenâiz: 45) Şimdi rahatlıkla diyebiliriz ki; insanın dirisiyle ölüsünün değerini zirveleştiren alternatifsiz sistem, bir tek İslâm’dır. İnsanoğlu İslâm’la idare olunmadığı günden bu yana ihanete uğruyor. Her gün insanlığını kaybediyor.

Asrımız ve günümüz itibariyle Suriyeli Müslümanlar Suriye’deki Firavundan gördükleri zulümden ötürü Kedi, Köpek, Eşek eti için fetva sormakla “Bizi kurtaracak biri yok mu?” diye feryad ediyorlar. Bu feryad Nemrud karşısına baltasıyla dikilen bir İbrahim çağrısı, Firavun karşısına asasıyla çıkan bir Musa çağrısı, baltasıyla, asasıyla, kılıcıyla Ebu cehil ve avanelerinin yakasına yapışan bir Hz. Muhammed (sav) çağrısı, bir Ashab-ı Muhammed çağrısıdır. Nerdesiniz gelin ey çağın İbrahim’leri, Musa’ları Muhammed Sahâbeleri. “Bizi kurtaracak biri yok mu?” diyenlerin feryadlarına derman olun. Sadece Suriye’de değil bir bütün olarak İslâm ile idare olunmayan İslâm coğrafyasında insanlık ölüyor. Bu coğrafyanın sakinleri olarak bilelim ki; insanlığın kurtuluşu, Allah’a baş eğmek için putlaştırılan zorbalara baş kaldırmaktır. Zorbaların kuşatması altında yaşayan insanlardan, Müslümanlardan İslâm’ın istediği anın vacibi budur. İnsanın ihyasına, insanın insan kalmasına ve insanca yaşamasına çare aranıyorsa, bilinsin ki yapılacak iş; Avrupa’nın kokuşmuş kanunlarını kıble edinmekten vazgeçip behemehâl ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde kayıtsız şartsız İslâm’ı amir kılmaktır. Aksi bir durum insanı ateşin içine atmaktır.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Çelik Arşivi