Sizi gidi gavur aşıkları sizii!
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın resmi misafiri olarak İstanbul’a gelen İran Cumhurbaşkanı’nın ziyareti, Türk medyasının “malum kanadı”nı fena üzdü.
öyle ki Ahmedinejad için alınan güvenlik önlemlerinden yola çıkarak, “İstanbul’un felç yaşadığı”nı ve “büyük bir zulüm gördüğü”nü bile yazdılar. Ne kadar da İstanbullu’yu düşünüyorlarmış!
Ahmedinejad için alınan güvenlik önlemlerinin benzerleri daha önce ABD Başkanı George Bush ve birçok devlet başkanı için de alınmıştı ancak “malum medya” Bush ve diğer devlet başkanlarının ziyaretindeki en ince ayrıntıları bile magazinleştirerek övgüyle okuyucularına duyururken, bu ziyarette nedense karalar bağladı.
Normal şartlar altında her yabancı devlet başkanı için alınabilecek rutin güvenlik önlemlerinin, nükleer tartışmalar nedeniyle en fazla gündemde olan bir devlet başkanı için alınmasına “malum gazeteler”den biri ‘İstanbullu böyle zulüm görmedi’ başlığıyla duyururken; diğeri de; ‘İstanbul’a kilit E-5 bile kapalı’ başlığıyla vererek, güvenlik önlemleri üzerinden anti-Ahmedinejad propagandası yaptılar.
İnternet gazetem habervaktim çifte standardı haberleştirince bana da Bush Ahmedinejad arasındaki temel farkları ortaya çıkarmak kaldı ve araştırmalarım şu sonuçları verdi:
Bir: 1956 yılında doğan Ahmedinejad, 1946 yılında doğan Bush’tan tam 10 yaş daha genç!
İki: Rivayetlere göre babası büyük George’un, gençlik dönemlerinde sık sık 'Serserilikten başka ne işe yararsın' diye fırçaladığı ve ‘kibirli’ olarak addettiği küçük Bush’un aksine, mütevazi hayatı ve sadeliği ile tanınan Mahmud Ahmedinejad, cumhurbaşkanlığı döneminde de mübarek Ramazan ayında yoksulların sofrasında iftar açması ve çocuklarına mütevazi düğün merasimleri yapmasıyla halkının gönlünde müstesna bir yer edindi.
üç: Ahmedinejad; İran’ın Aradan köyünde bir nalbantın oğlu olarak dünyaya gelmiş ve profesörlüğe kadar yükselmiş, Tahran Belediye Başkanlığı’nda başarılı olduktan sonra cumhurbaşkanı seçilirken, Bush; Baba Bush’un nüfuzunu kullanarak Teksas eyaletinin valiliğini yaptıktan sonra seçimlerde rakibi Al Gore'dan daha az oy almasına rağmen Federal Yüksek Mahkemesi’nin 5-4 olarak George W. Bush lehine tartışmalı bir karar vermesi sonucu başkan ilan edilmişti.
Dört: Bush, her seferinde ‘İsrail’in yanındayız’ mesajı vererek Yahudileri şımartıp Filistin halkının üstüne sürerken; Ahmedinejad, ‘Yahudiler bu bölgeye ait değiller, sürekli fitne ve fesat kaynağı olarak huzur bozmaktadırlar’ mesajını vererek esasında bölgenin temel sorununa dikkat çekmektedir.
Beş: ölçüsüz davranışları, sık sık pot kırmaları ve gaflarıyla meşhur Bush bir yana; ölçülü, dikkatli , dürüst politikalarıyla, sözlerinin arkasında duran bir portre çizen Ahmedinejad öbür yana.
Altı: Enerji için dünyayı kana bulayan, emperyalist düşüncenin esiri Bush bir yana; ülkesinin çıkarlarını koruyarak petrol gelirlerinin fakir halka yansıtılmasıyla halkının refahını yeğleyen Ahmedinejad öteki yana.
Yedi: Bush, belki de Amerika’nın yaptığı 11 Eylül saldırılarını bahane ederek, Irak, Afganistan, Somali, Sudan ve daha birçok coğrafyayı kana bularken, Ahmedinejad, Bush’un kana buladığı bu ülkelerin durumuna düşmemek için halkının ve milletinin teknolojik refahını sağlamaya çalışıyor, Bush gibi ne ülkeleri işgal ediyor ne de soykırım yapıyor.
Benim az zamanda ulaşabildiğim farklar bunlar. Eminim, siz bu yazıyı okurken ‘Bu da var. Şöyle bir fark da var’ diyorsunuzdur. Gerisini size bırakıyorum. Ama dedim ya, malum medyaya dikkat çekmek gerekiyor.
İşte bizdeki “malum medya”nın farkı da bu!
Bush’a öyle!
Ahmedinejad’a böyle!
Ne diyelim?
Herkes görevini yapıyor:
Bush Bushluğunu,
Ahmedinejad Ahmedinejadlığını
Hani derler ya
Hacı hacıyı Mekke’de diye.
İşte gavur aşıkları da birbirini böyle buluyor.
Buluyor işte…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.