Birer ikişer adaylar açıklanıyor. İstanbul toplam seçmenin beşte birinin bulunduğu bir yer olması nedeniyle son derece önemli. Dolayısıyla herhangi bir partinin İstanbul’da alacağı oy, Türkiye geneli toplam durumunu da doğrudan, belki de en azından 5-6 puan nispetinde etkileyecek. Sadece bu nedenle bile, en azından oyların yükseltilmesi adına partilerin İstanbul merkezli olarak yarışa hazırlanıyor olmaları anlaşılır bir durum. Ancak Yarış, devam ederken bazı partilerin, birbirlerine göre pozisyon aldıkları gibi bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.. Mesela CHP.. Kılıçdaroğlu her fırsatta; “en yüksek oyu alacak olan ismi seçeceğiz” diyor. Ama bir türlü adayını açıklayamıyor.. 

CHP ADAYLARI ABD’DE Mİ BELİRLENİYOR?

Tam yerel seçimler öncesi, parti başkanları harıl harıl hazırlık yaparken ABD’ye gidip, çeşitli görüşmeler yapan Kılıçdaroğlu, ağır toplarını açıklama işini de bu ziyaret sonrasına bıraktı.. Eğer bugünkü gibi cemaat ile hükümet arasında bir gerginlik yaşanmıyor olsaydı ve örneğin Erdoğan gitseydi tam seçimler öncesi Amerika’ya, CHP Medyası ne yazacaktı acaba? Biliyor muyuz? Elbette biliyoruz. “Adaylarını okyanus ötesi belirliyor” yazacaktı.. Net.. Şaşmaz.. Şimdi biz de soralım mı aynı soruyu? Ey CHP, acaba tam seçimler öncesinde Amerika’da olmanızın asıl sebebi nedir? Yoksa bazı adaylarınızı bazı merkezlerle müzakere mi ettiniz? Mesela Cemaat ile.. 

CEMAAT İLE CHP NEDEN BULUŞTU?

Daha açık konuşalım.. Kılıçdaroğlu’nun Washington gezisinde en çok sorulan soru, Cemaat temsilcileri ile görüşüp görüşmeyeceğiydi.. Doğrusu Kılıçdaroğlu, bizzat Fethullah Gülen ile bir araya gelmedi.. Bilemiyorum kim istemedi, kim tercih etmedi.. Yani Kılıçdaroğlu da Fethullah Gülen ile görüşmek istememiş olabilir ya da Kılıçdaroğlu istemiş ancak Hocaefendi görüşmemiş olabilir.. İşin bu tarafını bilmiyoruz. Ancak Türk-Amerikan Birliği’nin (Turkic Amerikan Alliance-TAA) Washington’daki genel merkezinde bir toplantı tertiplendiğini gördük.. ABD’nin 50 eyaletinde 300’ün üzerinde şubesi bulunan Türk-Amerikan Birlikleri, Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen derneklerden oluşuyor.. Kılıçdaroğlu’nun Türk-Amerikan Birliği yöneticileriyle buluşmasının daha evvelden planlandığı ancak çeşitli nedenlerle daha evvel duyurulmadığı ifade ediliyor.. Tam bu görüşmenin olduğu sırada Star Televizyonu’nda bir programa katılan Sarıgül ise gerek dershaneler konusunda Cemaat’e sıcak mesajlar göndermekle gerekse Hocaefendi’yi nasıl sevdiğini, nasıl saydığını anlatmakla meşguldü.. Daha evvel de söyledim.. Cemaat’in adayı olacak biri değil Mustafa Sarıgül.. Kendini öyle anlatmaya çalışıyor ise ve belli çevreler de böyle düşünüyorsa PR’ını iyi yapmış demektir.. Ama merakım şu; tam seçimler öncesi Sayın Kılıçdaroğlu’na, adayları da belirlememişken henüz Amerika’da ne yaptığını soracak kimse yok mu? Aday belirleme konusunda telkin ya da tesir altında kalabileceği endişesine CHP içinde kimse kapılmıyor mu? Enteresan.. 

İSTANBUL SEÇİM YARIŞINDA SON DURUM

Bir de şu en başta yarım bıraktığımız konuyu tamamlayalım izninizle.. Kılıçdaroğlu adayını belirlemek için acaba AK Parti’nin adayının netleşmesini mi bekledi?.. “Topbaş çıkarsa A, Egemen Bağış çıkarsa B Planı” mı uygulayacaklardı yoksa?.. Bugünden skor söylemek doğru olmaz amma eldeki verileri gözden geçirdiğimizde şu sonuca varıyoruz.. Son seçimlerde bizzat CHP’nin bugünkü genel başkanı olan Kılıçdaroğlu ile bugünkü aday adaylarından biri olan Gürsel Tekin’in kurduğu ittifaka karşı 36’ya 44’lük bir başarı yakalayan Kadir Topbaş’ın işi çok da zor değil.. Türkiye genelinde AK Parti’nin görece düşük tamamladığı bir seçim yarışında, Kadir Topbaş’ın CHP’ye karşı farkı 8, kendi partisinin aldığı (il genel meclisi) oya karşı farkı 4 puandı.. 30 Mart’a bakarken, bu veriler elinizin altında olsun.. Kalın sağlıcakla..