İslam, sanat ve estetik sempozyumu
Diyanet İşleri Başkanlığı, 28 Kasım 1 Aralık tarihleri arasında, İstanbul’da “İslam, Sanat ve Estetik” başlıklı bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, bu sene altıncısı gerçekleştirilen “Dini Yayınlar Kongresi” çerçevesindeydi.
Sempozyumdaki 10 oturumda 50 civarında tebliğ sunuldu. “Dinler ve Estetiğin Keşfi, İslam Sanatının Tarihsel Serüveni, İslam ve Edebiyat, İslam ve Mimari, İslam ve Musiki, İslam ve Görsel Sanatlar, Geleneksel Türk-İslam Sanatları, Din ve Sanat Konulu Neşriyat” genel başlıkları şeklinde düzenlenen oturumlardan sonra, sunulan tebliğlerin müzakereciler tarafından tartışılması, bilginin netleşmesi açısından iyi bir yöntemdi.
Sempozyumdaki özel oturumlar, ayrıntılı konuşmalara imkan sağladığı için çok yerinde birer düzenleme idi. Prof. Dr. Mehmet Özdemir’in “Endülüs’ten Esintiler” sunumunda, Endülüs görselleri çok zengindi. Özel oturumların en dikkat çekenleri, Ömer Lekesiz’in konuştuğu “Sanatta Perspektif Sorunu” ve Hilmi Yavuz’un konuştuğu “Medeniyetimiz ve Sanatçı Kimliği” oturumları idi. Lekesiz, özellikle minyatürdeki perspektifsizlik konusunda ayrıntılı bilgi verdi. Hilmi Yavuz, konusunu nakış nakış işlediği konuşmasında Batı’da şairliğin ortaya çıkışını işledi.
Başkanlığını yaptığım “İslam ve Edebiyat” oturumunda Doç. Dr. İsmail Güleç, “Kur’an’a göre Şair Kimdir?” sorusunun cevabını cahiliye dönemine kadar giderek verdi. Doç. Dr. Ahmet Albayrak, “Çocuk Edebiyatında Din Dili Hakkında Genellemeler” başlıklı bir bildiri sundu.
İslam ve Edebiyat oturmunun dikkat çeken 3 tebliği vardı. İlkini Prof. Dr. Alaattin Karaca sundu. Karaca, “Çağdaş Türk Romanında Dini İçerik” başlıklı tebliğinde, İslam medeniyetinin ifşacı bir zihniyete sahip olmadığından, modern roman tekniğinin bu zihniyete uygun olmadığını ve Müslüman sanatçının “mest bir şekilde temaşa etmek”le olayları ve olguları idrak ettiğini ifade etti.
Aynı oturumda Doç. Dr. Cüneyt Issı, “Çağdaş Türk Şiirinde Din” başlıklı tebliğinde, cumhuriyet dönemi şairlerinin imge olarak dine baş vurmalarının örneklerini sergiledi.
Oturumun son konuşmacısı Prof. Dr. İlhan Genç, “Sözlü ve Yazılı Kültürümüzde Kullanılan Din Kaynaklı Kalıplar” başlıklı tebliğini sundu. Söz kalıplarını muhtelif başlıklar altında tasnif eden Genç’in konuşmasından da anlaşıldı ki, günlük dilimizdeki pek çok söz kalıbı, İslamiyet’ten geliyor.
Çoğunlukla ilahiyatçı bilim adamlarını katıldığı sempozyumda, İslamiyet’in estetik boyutu konusunda yeteri kadar tartışılmadığı ortaya çıktı.
İslamiyetin sadece bir inanç sorunu olmadığı, bu inancın kurduğu estetik dünyaya da eğilmek gerektiği kararına varılan sempozyumda, ilahiyatçıların estetik, estetikçilerin ve sanatçıların da İslamiyetle daha çok ilgilenmesi gerektiğini fark ettim. İlahiyatçılar, dinin en küçük bir ayrıntısını biliyorlar ama bunun estetik olguya dönüşmesi konusunda hiç fikir yürütmemişler. Eserler veren sanatçılar da, ürettikleri eserlerin İslam ile ilişkileri konusunda yeteri kadar donanımlı değiller. Elbette bunda, cumhuriyet dönemindeki laikçi hegemonyanın yasakçı zihniyeti de rol oynamıştır.
Sempozyum’da Dr. Necdet Subaşı faktörünün farkı hemen hissediliyordu. Genel oturum başlıkları, tebliğlerin konuları ve davet edilenlerdeki vasıflar açısından, entelektüel seviye endişesi çekildiği belli oluyordu.
Sempozyumun en dikkati çeken tarafı, Sayın Başkan’ın bütün oturumları bizzat takip etmesiydi. Sanırım üretilen fikirlerin hayata geçirilmesinde tek yetkili olduğu için, neler üretildiğini merak etmişti.
Bu sempozyumda, İslamiyet ve estetik konusunda ilk ciddi işaret fişekleri atıldı. İnşallah arkası gelir.
Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.