Fethullah Hoca’ya sataşmanın cezbedici reytingi
Baştan söyleyeyim de beni bir yerlere çekmeye, yamamaya, raptetmeye kalkışmayın: Fethullah Hoca’ya bağlılığım falan yok ve “genel metodoloji”sini tasvip ediyor değilim.
Hatta...
Mensuplarının “bazı faaliyetler”ini “İslam ve müslümanlar adına zararlı” görüyorum. Mesela: Maksadı ne olursa olsun, “diyalog çalışmaları”nın “İslami tebliğ” çizgisinden çıkıp, “İslam’ı, karşıtlarının hoşnut olacağı şekle dönüştürme”ye varmış olmasının “tasvip” edilecek, “hoş” görülecek, “tolerans” gösterilecek, “iyi”ye yorulacak bir yanının olmadığını vurgulamak istiyorum. STV’deki bazı yayınların algılara yerleştirdiği “inanç”ın “İslam itikadı” ile alâkasını kuramıyorum. “Siyonist odaklara karşı mülayim” duruşu, onların “güçlü konum”larını peşinen kabul ederek onları “otorite” sayıp müslümanları o güç karşısında “susma”ya, “durma”ya, “sinik ve silik kalma”ya, “çekinik ve ezik olma”ya davet eden telkinleri kabul etmem mümkün değil. Zaman’ın “Hükümet’e karşı yürütülen kampanyaya alet olma”sını anlamlandırmak da imkânsız.
Yani “hoş ve önemli çalışmalar”ı olsa da, “ciddi çekinceler”im olduğundan “Gülen Cemaati”nin faaliyetlerini cazip bulmuyorum.
Ancak...
Hal böyle diye, meseleyi neredeyse “tekfir noktası”na dayandırmayı da tasvip etmiyorum. Fethullah Hoca’yı “hain” ilan etmeyi, “İslam’a ihanet içinde” göstermeyi de doğru ve ahlâki bulmuyorum. “Fethullah Hoca’ya sataşma üzerinden reyting kazanma”yı, yangına körükle gidilmesini de onaylamıyorum.
Fethullah Hoca hain mi? İslam’a ihanet mi ediyor?
Bu soruya “evet” diyebilen varsa, delillerini getirmesini ve şu hususu açıklamasını istiyorum:
Bir kimse İslam’a ihanet ediyorsa, üstelik de bu kişi ardından İslam adına büyük kitleler sürükleyen biriyse, bu hal üzere ölmesi halinde onun yeri doğrudan Cehennem olmaz mı? Bunun böyle olduğunu Fethullah Hoca da biliyor olsa gerek, değil mi? Peki, “Cehennem” diye bir kaygısı/korkusu olmayan bir kişi, niçin “dünyanın zevkleri”ni tatmasın da kendini “dünya nimetlerinden mahrum” bıraksın? Tarihte İslam’a, Allah’a, Kur’an’a, Tevhid’e ihaneti ilke ve metod edinen bir tek kişi gösterin ki, dünyanın zevklerinden faydalanmasın... Var mı böyle biri?
Şimdi Fethullah Hoca’ya bakalım. 40 yıldır objektiflerin üzerinden eksik olmadığı bir zat; eğer dünya nimetleri adına bir şey tatmışsa, mesela müslümanların hizmet için verdiği paraları zimmetine geçirmiş, zevk ve eğlenceye dalmış, gayri İslami yerlere harcamış ve benzeri bir durum olsaydı, bu bir şekilde, kıyısından-köşesinden de olsa ortaya çıkardı, değil mi?
Peki, Fethullah Hoca hakkında bu hususta “en ufak bir şaibe” var mı? Bırakın kendisini, bir yakınının, akrabasının, yakın kadrosundan herhangi birinin üzerinde böyle bir şaibe var mı?
Yok!...
“Var” diyen göstersin de bilelim. Ben “yok” biliyorum. Olsaydı, pireyi deve yapanlar, bir şekilde bunu fâş etmez miydi?
Fethullah Hoca İslam’a ve Allah’a ihanet içinde olsaydı, kendisini tutan ne ki dünya nimetlerinden de elini eteğini çekmiş olsun? Hem de sadece yaşlılığında değil, gençliğinden bu yana böyle bir şaibeden arınmış olarak kendini korumuş olsun...
Sırf bu bile, benim için Fethullah Hoca hakkında “İslam’a ihanet”e dair bir düşünceyi muhal kılıyor.
Bu, yanlış yapmadığı anlamına gelmez. Nitekim bu köşenin müdavimleri bilir, zaman zaman yanlış gördüklerimi dile getiriyorum. Ancak “metod farkı”nın getirdiği bu “yanlış”ları “İslam’a ihanet”le açıklamak o kadar da kolay, çok da doğru değil.
Bu yüzden kimilerinin, konjonktürün getirdiği havaya/esintiye kapılıp Fethullah Hoca’ya sataşarak reytingini parlatmasını son derece yanlış ve esef verici buluyorum. Bunun “müslümanca” olamayacağını düşünüyorum.
Şimdi diyeceksiniz ki; “peki, o halde yazıya başlarken işaret ettiğin temel hatalara ne demeli?”
Bu konudaki teorimi de ifade edeyim de eksik bir şey kalmasın.
Kanaatimce, Fethullah Hoca ile kendini ona izafe edenleri, hatta bugün itibariyle “hizmet hareketi”ni kontrol eden “kimi çevreler”i birbirinden ayırmak lazım.
Hatta, “Cemaat”i de kendi içinde iki gruba ayırmak lazım. Bir grubu -ki büyük bir kesimi bunlar teşkil eder-, samimi ve hizmet ehli müslümanlar. Diğer grubu ise, cemaatin bir şekilde kilit mevkilerine kadar tırmanmış olan, ama “İslam görüntüsü altında İslam’a ve müslümanlara zarar verenler”dir; ki bence bunlar, “Fethullah Hoca’yı kuşatmışlar, esir almışlar”dır.
Fethullah Hoca ABD’de “esir” olduğundan, dediği müsbet şeyleri kabul ederiz. Ancak kendisinden, “İslam inancı ve İslami çizgi açısından menfi” şeyler duyarsak, bunları reddederiz; bunları onun söylemediğine hükmeder, kendisini mazur görürüz. Esaretten kurtulana kadar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.