Demokrasi ateş çukurudur
Demokrasi; Ashab-ı Uhdud gibi zulümde sınır tanımayan, ellerindeki gücün kendilerine sunduğu imkânın tamamını başkalarına haksızlık etmede, zulüm uygulamada kullanabileceklerini düşünen sadist ruhlu sahte ilah taslaklarının düzenidir. Demokrasi denildiğinde aklıma Ashab-ı Uhdud’un muvahhidleri yakmak için açtıkları ateş çukurları gelir. Belki de Demokrasi, tarihte muvahhidleri yakmak için Ashab-ı Uhdud’un kazdıkları ateş çukurlarının toplamını ifade eden bir ateş çukurudur. Rabbimiz buyuruyor: “Kahrolsun o hendek ashabı (ashab-ı uhdud). Tutuşturucu yakıt dolu ateş (hendeğinin). O zaman onlar o (ateş hendeği)nin başında oturmuşlardı. Ve mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı. Onlardan sırf yüce ve övgüye layık olan Allah’a iman etmelerinden dolayı öç alıyorlardı. O (Allah) ki, göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Allah her şeye şahittir. Gerçekten mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence edip de sonra tevbe etmeyenler var ya; onlar için cehennem azabı vardır. Yine onlar için yakıcı ateş azabı vardır.” (Buruc, 85/4-10) Bu ayet-i kerime üzerinde dikkatlice düşünüldüğünde görülecektir ki; Ashab-ı Uhdud’un ateş çukurları Demokrasi üzerinden bugüne gelmiştir. Günümüzde Demokrasi hesabına nice haneler harabe oldu. Nice nesiller zayi oldu. İşte şeytan Amerika Irak’a Demokrasiyi götürdü. Amerika Irak’a Demokrasiyi götürdüğü günden bu yana Irak halkı yanıyor. Demokrasi, Irak halkı için bir ateş çukuru oldu. İşte Mısır. Demokrasi adına Rabia Meydanı’nda Ramazan ayında Şeytan Amerika ve sadık avanesi Suudi Amerika (!) eşliğinde beş bin Müslüman şehid edildi. Irak, Afganistan, Mısır, Suriye hepsi Demokrasi denilen ateş çukurunda yanıyorlar. Kur’an’la, İslâm’la idare olunmayı bırakıp Demokrasiyle idare olunmaya kalkışanlar, cehennem ateşinin bu dünyadaki çukuruna atlayanlardır. Bir milleti yok etmek istiyorsanız, askerî istilâya lüzum yoktur; Demokrasi çukuruna yuvarlamak kâfidir. Şeytan Amerika ve avaneleri bu durumun farkındadırlar.
Demokrasiyle İslâm’ı birbirinden uzak görmeyen Laik cehaletle dindar cehalet, Müslümanların demokrasi denilen ateş çukuruna düşmelerine sebep olmuşlardır. Demokrasinin özünde ilahlaşma vardır. Demokrasi, insanın iradesini Allah iradesinin fevkine çıkaran, beşerin hükmünü Allah’ın hükmünün fevkinde gören bir zulüm ve ölüm şebekesidir.
İslâm topraklarında Demokrasi bayrağını alarak sokaklara inip ortalığı velveleye verenlerin feryadları, İslâm’ın hayata amir olma emarelerinden gocunan zevatın; balans mekanizmalarını devreye sokma çabalarının başarısız bir şekilde sonlanmasının neticesindeki zırlamalarıdır. Bilmiyor ki; Zirveler Zırvalarla yıkılmaz!
Müslüman toplumlarda halkların iradelerinin gasbedilmiş olması, bir ilahlar rejimi olan Demokrasiye teslim olmanın mazereti olamaz. Müslümanlar, Hz. Peygamber (sav) döneminden itibaren, farklı dinlerle, kültürlerle o kültürleri ve dinleri dönüştürme kaygısı gütmeksizin nasıl birlikte, karşılıklı ilişki, iletişim ve alışveriş içinde yaşanılabileceğinin en mükemmel örneklerini ortaya koymuş, pergelleri bütün farklı kültürlere, bütün medeniyetlere, bütün farklı dünyalara açık olmuş, onlarla hemhal, hemdert olmuş asil bir medeniyetin çocuklarıdır. Müslümanların problemi, dinleriyle idare olunmama problemidir. Müslümanları İslâm ile idare olunmaktan menederek ilahlar rejimi olan Demokrasinin kucağına atıyorlar. Hiç kimse kimseyi kandırmasın; Demokrasi yöneticisini hür iradesiyle seçme ve seçtirmenin teknik ve taktiği değildir. Demokrasi, Allah’ın hükmünü ve hâkimiyetini hiçe sayarak halk iradesini Allah’ın hükmünün ve hâkimiyetinin yerine geçiren bir yaşama biçimidir. Demokraside halk zinanın serbest olması konusunda söz ve işbirliği yapsa derhal gereği yerine getirilir. Yani zina serbest kılınır. Ama İslâm’da durum böyle değildir. Halkın ittifakı, Allah’ın haram dediği şeyi helal yapamaz, helal dediği şeyi de haram yapamaz. İslâm idare sisteminde şûra esastır. Zorbalıkla, zulümle iktidarı ele geçirenler, gayr-i meşrudurlar. Kur’an’ın emrettiği şûra, Demokrasinin fevkindedir. Dinimiz bize yeter, Demokrasi ölümden beter!
Demokrasi; çağımızın en çok iğdiş edilen ve üzerinde en çok demagoji yapılan kavramlardan birisidir. Demokrasi dünya tarihine, Hitler’i, Mussolini’yi ve benzer birçok ruh hastasını insanlığa bela olarak hediye etmiştir. Hani bir zamanlar “demokrasi fahişe gibidir, herkes onu kullanır” demişti biri de 9 köyden kovulmuştu. Ne yaparsan yap demokrasi putuna sövme yeter! Hani diyecekler sen hâlâ nerdesin? Put vs diyorsun, hangi yüzyıldayız!? Elbette eski dönemin dilini kullanmıyorum. Ama Demokrasi adına ülkeyi put fuarına dönüştüren mürtecileri de unutmuyorum. Eskinin temizine yeninin pisini karıştırmamak gerekir. Demokrasi, bir köleler düzenidir. Bir ülkede değirmenin suyu, içeride unu olan adama göre akıyorsa, o ülkede yürürlükte olan her kanun hayatı yakıyor demektir. Demokrasiyi ilahlaştırıp gayrisini de ‘at çöpe’ diyenler, hürriyetin namusuna tecavüz edenlerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.