Balbay, albay, bay ve bay bay!
Şu sıralar “günlük”lerine ne yazıyor?
Doğrusu ondan bahsetmek istemezdim. Hani şu “önce darbeci sonra gazeteci” olan zattan.
Epey zaman mahpus yattı. Haklı veya haksız. Mağdur mu, değil mi, bu karar kesinleşince ortaya çıkacak. Siyaseten, dokunulmazlık kazanmak için, CHP tarafından vekil seçildi. Hemen kurtulmadıysa da, sonunda Anayasa mahkemesinin bir yorumuyla serbest bırakıldı.
Yorum doğru mu yanlış mı? Karar hukukî mi, değil mi?
Bunların tartışması hiç bitmeyecek.
Mustafa Balbay çıkar çıkmaz ucuz siyasete daldı. Dışişleri Bakanımız Davutoğlu’na “Avutoğlu” demek bahtsızlığında bulundu.
Cevabını da hemen aldı. Davutoğlu da ona “Albay” dedi!
Darbeci askerler nezdinde Mustafa Balbay’ın rütbesi ne idi, bunu açık olarak bilmiyoruz. Fakat “albay” olmadığını kolaylıkla tahmin edebiliriz. Emir eri mesabesinde birine askerler kolay kolay albay demezler!
Balbay gazeteci iken askerle hemhal oldu, darbeci mahfillerde onlarla düşüp kalktı ve onların talepleri doğrultusunda bir gazetecilik yürüttü. Darbe olsa idi ne olurdu? En fazla 27 Mayısçı Bedii Faik gibi olurdu!
Şimdi mahpustan kurtulmanın, hür olmanın tadını çıkarıyor. Çoluğu çocuğu ile, ailesi ile beraber. Siyaset çevresinden, basın âleminden ilgi görüyor. Bu geçici bir dönem. Sonrası siyaset. Siyaset nereye kadar? Bunu da zaman gösterecek.
Balbay ortalama bir Türk ailesinden geliyor. Burdurlu. E ortalama yani normal Türk ailesinde kadınlar örtünür! Şöyle veya böyle örtünür!
Balbay’ın annesi de öyle imiş. Resimlerinde görülüyor. Yaşı 75 olan anne Türkiye’nin çoğunluğunun resmini veriyor bize. Oğlu ise, bir zamanların hâkim azınlığının fotoğrafı.
Buradan onun bir “yanaşma” olduğunu çıkarabiliriz! Devşirilmiş bir “yeniçeri” olduğuna hükmedebiliriz.
Hâkim azınlığa yanaşmış, hayatını buna bağlamış ve bu yolda epey ilerlemiş. Dolayısıyla köküyle alâkası çok fazla kalmamış. Bakmayın siz onun ailesine, anasına babasını yakın görünmesine.
Onun imza attığı bir bildiriye göre, 75 yaşındaki annesi anayasal suç işliyormuş. Yani başını örtüyormuş! Mustafa Balbay gibi 18 CHP’li milletvekili daha imzalamış “Laik Devlet, Özgür Toplum” bildirisini. Meşhur Süheyl Batum ve Birgül Ayman gibi isimlerle bir arada bulunuyor “Albay”ımız!
Sadece onlarla değil, sanatçı makulesinin bildik isimleriyle de.
Balbay, yeni generallerini bulmuş!
Bakın eski generalleri ile neler yapmış. Bir Kara Kuvvetleri kumandanının yanında, bir jandarma genel komutanının! Onlarla konuşmaları, basına yön vermekle ilgili talimatlardan ibaret!
Öte yandan, darbelerin vazgeçilmez organı Hürriyet, Balbay’la konuşmuş. Birinci sayfadan verilen bu konuşmada Balbay bildik yaveleri tekrarlıyor. Şu benzetmeye de bayıldım: “Hiroşima kurbanı gibiyim!”
Hani Amerikalılar ilk atom bombası denemesini Hiroşima’da yaptılar ya. Orada ölenlerin 20 bini yardıma gidenlermiş. İçlerinde gazeteciler de varmış.
Balbay eğer Hiroşima ile ilişkilendirilirse, o bombayı atmaya karar veren generallerle beraber olurdu ve bir gazeteci olarak en fazla zarar nereye atılınca verilir, patronlarına onun bilgisini temin ederdi!
28 Şubat’ta yaptığı da bundan ibarettir!
İşte böyle Mustafa “Albay”
Asıl tantana, kesinleşmiş cezan Yargıtay’da tasdik edilince çıkacak Mustafa Bay!
Ve o zaman Mustafa Bay bay (by by)!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.