Ankara’da Son Durum
AK Parti Melih Gökçek’le devam dedi.
Başbakan’ın bu kararında, Melih Bey’in Gezicilere karşı koyduğu net tavrın etkisi oldu şüphesiz.
Kimi bakanlardan cılız seslerle de olsa özeleştiri kokan açıklamalar gelirken, Gökçek Gezicilerin üzerine abanarak, Başbakan’ın gözüne girmeyi başardı.
Bu dakikadan sonra diyecek lafım yok.
Hayırlı olsun.
Başkentimiz için inşallah hayırlı olur.
***
Gelelim diğer partilere, diğer partilerin adaylarına:
MHP’nin adayı malum.
İlk onlar açıkladı: Mevlüt Karakaya.
Hemen belirtmek gerekir,
MHP’nin Ankara’da Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmak gibi bir derdi yok.
Verdikleri görüntü bu.
“Kazanmamız imkansız” düşüncesindeler anlaşılan.
Dolayısıyla olsa gerek, sürpriz bir isim olan Karakaya ismi aday gösterildi.
***
CHP ise Ankara için uzun bir arayışın ardından Mansur Yavaş’ta karar kıldı.
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka bilinen aday adayıydı.
Muharrem İnce de, aday adayı olmadan, direk isminin aday gösterilmesini bekleyen biriydi.
Fakat CHP yönetimi Hatay, Adana, Uşak gibi illerde olduğu gibi Ankara’da da ancak “sağdan” bir adayla seçim kazanabileceklerini düşünüyordu.
Bu noktada gündemlerinde Mansur Yavaş vardı.
Mansur Yavaş, malum, eski MHP’li Beypazarı Belediye Başkanı.
2009 seçimlerinde MHP’nin Ankara Büyükşehir adayıydı,
MHP Ankara’da tarihinin en yüksek oyunu Yavaş’la aldı; yüzde 27.
CHP bu oya aldanıyor!
Kendi oyları ile Yavaş’ın şahsi oylarını birleştirmeyi planlıyor.
Peki bu plan tutar mı?
Göreceğiz!
Ama şimdiden şunları söyleyebiliriz:
Gerek Yavaş gerekse CHP için riskli bir tercih.
Mansur Yavaş için bir kere CHP, şu ana kadarki siyasi hayatının tam tersi istikametinde duran bir parti.
CHP’ye o kadar uzak ki Yavaş, MHP’den ayrılırken karşı karşıya geldiği Devlet Bahçeli’yi partiyi “CHP’lileştirmekle” eleştirmişti.
Bu yüzden kendisine sempatiyle bakan insanlara bunun hesabını vermesi zor.
MHP adayıyken aldığı şahsi oyları bu kez alamayabilir.
Bunu gören Yavaş, haliyle “Kazanamazsam, siyasi hayatım hem de kötü bir şekilde biter” endişesinde.
Daha bir asılacaktır seçim çalışmalarına.
CHP’de de aynı ikilemi görüyoruz.
Ve bu ikilem partide kavgaya dönüşmüş durumda.
CHP’nin uç kanadı, sağdan bir adaya; hele hele her fırsatta “faşist katiller” diye saldırdıkları MHP kökenli bir isme kesinlikle karşı.
Kılıçdaroğlu yönetimini bir süredir sıkıştırıyorlardı, “olmaz, izin vermeyiz” diye.
CHP’liler, Yavaş’ın dün resmen adının aday olarak açıklanmasının ardından, kavgayı bir kenara bırakıp, kenetleşirler mi?
Hiç sanmıyorum.
Bugün örneğin, CHP’de asıl tepkiler bugün gelecektir.
Başka Muharrem İnce’yi kim tutabilir ki.
“CHP’lilik” tartışması bile çıkacaktır partide.
***
CHP Ankara’yı kazanabilir mi?
Zor görünüyor.
Başkent’te Gökçek’e tepki oranı artmış olabilir fakat partisi hele hele lideri Erdoğan’a ilgi varlığını koruyor.
Ve Hizmet Hareketi ile girilen sürtüşme nedeniyle, AK Parti’ye değişik kesimlerden beklenmedik oylar gelebilir.
Gökçek isminin kaybı buralarla kapatılacaktır.
Ayrıca, CHP “sağ”dan aday gösterme stratejisini daha önce denedi ve umduğu sonucu alamadı.
2007’de yaşanan hezimeti hatırlayın.
2007 seçimlerinde CHP benzer bir strateji izlemiş, Yozgat ve Bitlis'te merkez sağdan isimleri aday göstermişti.
Yozgat'tan Lütfullah Kayalar aday olarak gösterilirken, Bitlis’te seçime Edip Safter Gaydalı ile gidilmişti.
CHP'nin 2 olan vekil sayısı, Kayalar'ın aday gösterilmesi sonucu 2007'de sıfıra düştü.
Bitlis'te aday gösterilen Anap’lı Edip Safter Gaydalı’yla da oyunu artıramadı.
Bu seçimde de Ankara, Uşak, Adana ve Hatay için düşünülen “sağ”dan isimler, CHP’ye oy kazandırmayacaktır.
Olan bu isimlere olacak, mevcut itibarlarını da kaybedeceklerdir.
Bakın bugün Lütfullah Kayalar’ı tanıyanınız, göreniniz var mı?
***
Ankara’da merkez ilçelere de şöyle bir bakalım:
AK Parti’de Altındağ, Sincan, Mamak garanti gözüküyor.
Çankaya ve Yenimahalle’de CHP; Gölbaşı ve Etimesgut’ta MHP önde…
Gelgelelim Keçiören, sonucu en çok merak edilen merkez ilçe.
AK Parti’li mevcut başkan öne çıkan hizmetlere imza atamadı maalesef.
Haliyle bir önceki Başkan Turgut Altınok’u arayanlar oldu.
Ve bu isim şimdi BBP’nin adayı.
MHP’nin de güçlü olduğu bu ilçede,
AK Parti, BBP ve MHP adayları arasında kıyasıya bir yarış yaşanacak.
Durumun kritik olduğunu gören AK Parti yönetimi, bu ilçe için şahsi oy toplayabilecek bir isim arayışında.
Bu noktada gözler Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’ye çevriliyor.
Tiryaki kuşkusuz Ankara’nın en başarılı belediye başkanı.
AK Parti Tiryaki’nin bu itibarından, sıkıntılı ilçelerde örneğin bir Keçiören’de yararlanmak isteyebilir.
***
Konuya derinlemesine girmek istemediğim için lafı uzatmadan, kısaca düşüncemi paylaşmak istiyorum.
1- “Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu”nun yapılış şekli sıkıntılıdır. 14 aylık bir takip sürecinde toplanan “deliller” ve sağlanan “gizlilik”; 3-5 şube müdürü polisin yeteneği ile açıklanamaz. Burada ciddi bir organizasyon sözkonusu. Ve bu, burada uluslararası güçlerin dahli olduğu şüphesi uyandırmaktadır. Operasyonda en fazla üzerinde durulması gereken nokta burasıdır.
2- Operasyonun Halkbank ayağını yorumlarken, bu bankanın birkaç yıldır kimlerin ve niçin hedefinde olduğunu iyi okumalıyız.
3- Operasyonda adı geçen bakan çocuklarıyla ilgili iddialar, tek başına düşünüldüğünde kesinlikle ciddidir; soruşturma yönlendirmeyle, Hükümet’i yıpratmaya dönük bir yanlılıkla değil, hakkaniyetle sürdürülmeli, meselenin üzerine gidilmelidir.
4- Bu süreçte Cemaat medyasının yayınları, “bu operasyonda parmakları olduğu” iddialarını güçlendirmektedir; bu tavır acilen gözden geçirilmelidir. Örneğin Zaman’ın, böylesi bir gündemde İspanya’daki bir olayı alıp, ana sayfadan kocaman “İspanya’da polis, iktidar partisine baskın yaptı” başlığıyla aktarması, Cemaat’le temel hassasiyetleri örtüşen ve her 2 kişiden birinin oyunu alarak iktidara gelmiş AK Parti ve lideri Erdoğan’ı neyle tehdit etmektir öyle?