Adaylıklar Tehlikede
30 Mart Seçimleri’nde yarışacak adayların önemli bir bölümünün açıklandığını biliyoruz. Geriye kalan, İstanbul’un ilçeleri başta olmak üzere yüzlerce aday adayının heyecanlı bekleyişi sürüyor. Bir yandan da kalan dar süre zarfında adaylığı açıklananların nasıl seçim çalışması yapacakları sorgulanıyor.. Şunun şurasında seçime ne kaldı ki? Hemen bugün açıklansa bile adaylıklar bir buçuk ay gibi bir sürede nasıl çalışılacak? Öyle mi? Bugünlerde cevabı aranan soru bu.. Böyle bir beklenti ile ‘’Başbakan’ın Japonya seyahati bitse de adımız açıklansa’’ diyen varsa, tahminimi söylüyorum, fazla umutlu olmasın.. Zira YSK’nın kesin kabul tarihine kadar bu köprünün altından biraz daha su akacak gibi bir hisse kapılıyorum..
POTANSİYEL ADAYLAR HEDEF ALINDI
Bakınız 17 Aralık Darbe Girişimi’nin, öncelikli hedefinin yerel seçimler olduğunu Başbakan da çok kereler söyledi, biz de yazdık-çizdik.. Bunun en bariz kanıtı ise hedef seçilen isimler.. Aşağı-yukarı bir yıldır; Egemen Bağış’ın İstanbul, Zafer Çağlayan’ın Mersin, Muammer Güler’in Mardin, Binali Yıldırım’ın İzmir’e aday olacağı konuşulmuyor muydu? Demek oluyor ki bu yapı, doğrudan baba adaylar üzerinden başlamış operasyona.. Size de çok ilginç gelmiyor mu? Eldeki bu veri, bizi başka bir gerçeğe de götürüyor o vakit.. Potansiyel başkan adayları hedefe konduysa eğer, pek çok yerde mevcut belediye başkanı veya il-ilçe başkanlarına da bizim bilmediğimiz bazı operasyonlar yapılmış olabilir.. Peki biz bunu ne zaman öğreneceğiz? Bunun için dikkatle Emre Uslu twitter hesabını takip ediyorum ben de.. Öğreneceksek UYAP’tan falan değil, doğrudan Emre Uslu’dan öğreneceğiz..
YENİDEN DEĞERLENDİRME
YAPILMALI
Bu analizi neden yapıyorum biliyor musunuz? Ben aday belirleyen komitenin yerinde olsam, bugüne kadar adı açıklanmış adaylar dahil herkesi bir kez daha gözden geçirirdim.. Hakkında en küçük bir iddiası olan varsa, kimsenin eline koz vermemek adına, hani Binali Yıldırım’ın dediği gibi; ‘’Babam olsa’’ üzerini çizerdim.. Çünkü anlaşılıyor ki 30 Mart’a kadar her günü bir meseleyle dolduracak hazırlıklar yapılmış paralel adliyelerde, paralel savcılar eliyle.. Deliler toplanmış, belki de üretilmiş.. Buna ilişkin olarak darbenin bir numaralı hedefi olan Başbakan Erdoğan’ın, en güvenilir bir kaç adamıyla bir odaya kapanıp, bir kez daha çalışması şart.. ‘En güvenilir’ sözünü boşa söylemedim.. Çünkü kişi şahsen güvenilir olabilir ama hangi nedenle kime teslim olduğunu bilemezsiniz.. Erdoğan Bayraktar’ın, dava arkadaşını istifaya davet ettiğini, en kaotik günde İdris Naim Şahin’in istifasını açıkladığını hatırlayın.. ‘En güvenilir’ adama bugün ihtiyaç var..
KENDİNİZ ONURUNUZLA ÇEKİLİN
Bakın kimseyi kastederek söylemiyorum ama bugün bir cenderenin içinden geçiyoruz. Bu noktada yargı-emniyet cuntasının nereye kadar uzandığını da bilemiyoruz. Eğri oturup doğru konuşalım. AK Parti’li bazı önemli ya da önemli olmaya aday kişiler arasında bu yapıya teslim olmuş olanlar var. Kendilerine bir vesile kasetler gösterilmiş, önlerine bir takım yolsuzluk dosyalarının fotokopileri bırakılmış isimler.. İçerden teslim alınmış ihanete teşne siyasiler.. Eğer bu kişiler, kendi şahsi itibarları nedeniyle ihanet edecekleri şeyin, Tayyip Erdoğan değil de ‘’vatan’’ olduğunun farkına varsalar, hemen bugün adaylıktan aflarını isterlerdi.. Onlar sadece Erdoğan’a ihanet ederek zevahiri kurtarabileceklerini düşünüyorlar.. Bence yanılıyorlar.. Bakın ne diyoruz?.. İsmi açıklanmış dahi olsa, listeler kesinleşmeden Erdoğan’a yeniden seçme şansı verecek fırsatı tanıyın.. Faturasını çok ağır ödeyeceğiz yoksa.. Kalın sağlıcakla.