Üniversiteler Gene İhmal Edildi
YÖK kanunundan söz etmiyorum. Onun çıkacağı falan yok. Bu soğuk kış günlerinde kanunun üstüne bir bardak sıcak sahlep için.
Akademisyen maaşlarından söz ediyorum.
Güya 2014 başında çıkacak bir kanunla akademisyenlerin maaşı arttırılacaktı. Suya düşmüş.
2012 Temmuz’unda YÖK Başkanı sayın Çetinsaya, bir “son baha müjdesi”nden söz etmişti. Biz de bir yazımızda bunu işlemiştik. O günden bu güne 2 son bahar geçti, akademisyenlerin ümitleri soldu. En son, geçen ay bir ümit belirmişti; duyuyoruz ki o ümit de boşa çıktı.
Sayın Hükumet, Sayın YÖK, akademisyenlerin hâli içler acısı. Kaç defa yazdık!... En mağdur kitle, üniversitelerin yükünü en fazla çeken Yardımcı Doçentler. Onları Araştırma Görevlileri, Öğretim Görevlileri ve Okutmanlar takip ediyor. Araştırma Görevlilerine Yusuf Ziya Bey zamanında verilen 170 liralık iyileştirme de bir işe yaramadı. Şu anda öğretmenlerle arasında pek bir maaş farkı yok. Fark yoksa, bir genç niye onca zahmete ve hoca kahrına katlanıp lisans üstü eğitim yapsın?... Gider öğretmenliğe... Mesleğe başlarkenki bilgileriyle emekli olur... Üstelik, bir Milli Eğitim Bakanımızın dediği gibi yazın 3 ay da yatar.
Hele o Yardımcı Doçentler!...
Bir yandan yabancı dil savaşına müstağrak olurlar, öbür yandan derslerin çoğu onların üzerindedir. Bir de 2 veya 3 senede bir sözleşme yenilemesi derdiyle boğuşurlar. Akademik danışmanlıklar da çoğu üniversitede bu gariplerin omuzundadır. İddia ediyorum; bugün Yardımcı Doçentleri üniversitelerden çeksek, üniversiteler çöker!... Bu kadar iddialıyım.
Bu gariplerin bir de ev geçindirme derdi vardır. Yardımcı Doçentlik maaşlerı ve ders ücretlerinin hepsi neredeyse taksitlere gider. Ne yapsınlar?... Evlenmişlerdir; çoluk çocuğa karışmışlardır. Bilimsel çalışmayla mı boğuşsunlar, geçim derdiyle mi?
Yardımcı Doçentler o kadar talihsiz ki, 57. Hükumet, Profesörlere ve kıdemli doçentlere 500 TL zam yaptı; hangi düşünceyle hareket ettiyse, Yeni Doçentleri ve Yardımcı Doçentleri atladı.
İmdiiiii!...
Sayın Hökümat, Sayın YÖK ve bilumum “Sayın”lar sözüm sizlere.
Unutulan Yardımcı Doçentler başta olma üzere bütün akademisyenlerin hayat standartlarını yükseltme zamanıdır. “Nasıl olsa rektörler ve üst yönetimlere getirilenler adamlarımız. Onlar yok makam ücretiydi, yok döner sermayeydi, yok sıfırlanan ders ücretleriydi derken durumlarını iyileştirmişlerdir. Bize ne geri kalanlardan!... Biz adamlarımızı kurtaralım da...” diye düşünürseniz, sandıkta hayal kırıklığına uğrarsınız.
Üniversiteler patlamak üzere.... Yargıdan sonra bir de üniversiteler kaosa sürüklenirse, sütre gerisinde bekleyenlere gün doğmuş olur. Hem üniversiteler “paralel-maralel” bakmazlar meseleye. Oradaki dalga dip dalgasıdır ve çarpınca tsunami etkisi yapar.
Haberiniz olsun...
Gezi olayları ile ilgili dediklerimi dinlemediniz; bari bunu dinleyin.
Bişi biliyoz da yazıyoz. Benden söylemesi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.