Serdar Demirel

Serdar Demirel

İtaat ama nereye kadar?..

İtaat ama nereye kadar?..

Din tasavvurumuzda itaat çok önemsenen bir kavramdır. Allah’a (c.c) ve Peygamberine (sas) itaat imanla eşdeğerdir çünkü. Bir de liderlere, mürşitlere, ağabeylere itaat vardır; bu ikisini aynı kategoride tutmamak icab eder.

Malum, ‘lidere itaat’ cemaatlerin ve hatta siyasi partilerin en temel öğretilerindendir. O derece ki, lidere sadâkatle prensiplere sadâkat arasındaki ince çizgi çoğu zaman flulaşır. Oysa itaat idrakimizde bir eğrilik oluşursa bunun amele yansımaması düşünülemez. 

Dine itaat etmek lidere itaat etmek değildir. Bunun içindir ki, lidere itaat etmenin esasında onun dine itaat etmesi, temel prensiplerin dışına çıkmaması, ahlâkî ve vicdanî duruş sergilemesi, dar cemaat çıkarlarını ülkenin ve ümmetin maslahatlarına tercih etmemesi gerekir. Bunlar itaati meşrulaştıran unsurlardır. 

Lidere itaat nerede başlar, nerede biter? İtaatin sınırları nelerdir? Sadâkat önceliği kişinin müntesip olduğu cemaatin çıkarlarına mı yoksa Ümmet’in maslahatlarına göre mi olmalıdır? Müslümanlar dinî ilkelerine bağlılıkla liderlerine bağlılık arasında bir tercih yapmak zorunda kalsalar hangisini tercih etmelidirler? Bu minvalde bir dizi soru güncel olayların yıkıcı anaforunda aklımızı kemiriyor..

İlmî geleneğimizde bu tür sorulara teorik zeminde aslında çok tutarlı cevaplar verilmiştir. Ancak işin teorisiyle pratiği her zaman paralel düşmeyebiliyor. Bu paradoksa bugün daha fazla şahitlik ediyoruz.     

Müslüman, liderine kendisini Allah’a daha çok yaklaştırması için itaat eder. Ama her itaat kişiyi Allah’a yaklaştırmadığı gibi meşru olmayan itaat ateşe de yaklaştırabilir. 

Bu meyanda İmam Buhari ve Müslim’in rivâyet ettiği çok manidar sahih bir hadisi olayın vahametine dikkat çekmek için nazarlarınıza sunuyorum: 

Hz. Ali (r.a) şöyle nakletti: “Rasûlullah (sas) bir seriyye gönderdi ve birliğin başına Ensâr’dan bir sahabiyi tayin ederek askerlere komutanlarına itaat etmelerini emretti. (Seferden dönerken komutan, bir meseleden dolayı) öfkelenip; ‘Rasûlullah (sas) bana itaat etmenizi emretmedi mi?’ dedi. Mücahid sahabiler de: ‘Evet emretti!’ cevabını verdiler. 

‘Öyleyse, derhal bana odun toplayın!’ dedi. Hemen odun toplandı. Bunun üzerine: ‘Ateş yakın!’ emrini verdi. Ashab da ateşi yaktı. Komutan: ‘Şimdi ateşe girin!’ dedi. 

Askerlerden bir kısmı ateşe girmek üzereyken diğer bir kısmı onları engelleyerek şöyle diyerek itiraz ettiler:

‘Biz, ateşe girmemek, ondan kaçmak amacıyla Rasûlullah’a (sas) geldik (şimdi ateşe girmemiz olur mu?) ’ Öylece durdular. Ateş söndü. Komutanın da öfkesi geçti. Bu vaka Rasûlullah’a (sas) intikal edince:

‘Eğer o ateşe girselerdi, Kıyamet gününe kadar bir daha ondan çıkamazlardı! Allah’a isyanda (kula) itaat yoktur! İtaat maruftadır (iyilikte, İslâm’ın izin verdiği ölçüler içinde)’ buyurdular!” (Buhari: 5/203-204, hn. 4340; Müslim: 6/16, hn. 4872)

Buraya kadar söylediklerimin teorik çerçevesine bir itirazın gelmeyeceğini biliyorum. Ancak bunun amele indirdiğimizde hemen ihtilaflar başlayacaktır. Çünkü insanların önemli bir bölümü kanaat önderlerini “layüs’el” makamında görüyor. Onların her tasarrufunda hikmetler arıyor. ‘İhtişam baktığın şeyde değil, bakış açısında olsun’ fehvasınca hareket edildiğinden olsa gerek bâriz hatalar görülmüyor... 

“Ne yapacağımı şaşırdım!” diyen okurlarıma ilkelere sarılın, hakkı kişilere göre değil, kişileri hakka göre bilin demek durumunda kalıyorum. Başkalarının aklıyla, başkalarının vicdanıyla yanılacağınıza tarafları dinleyin ama kendi aklınız ve vicdanınızla hareket edin nasihatını veriyorum. Hiç olmazsa kişi kendi samimiyetinden emindir.

Kanaat önderleri de hata yapar, günah işlerler. Günah işlememekten korunmuş tek sınıf peygamberlerdir. Bu hakikati hiç unutmama gerek.  

Bir soru: Cemaatler itaat hükmünü müntesiplerinin zihin dünyasına nakış nakış işlerken neden acaba itaatin sınırlarını ve caiz olmayan itaati de aynı hassasiyetle öğretmezler?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Serdar Demirel Arşivi