Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

İlkokulda başarısızlık ve karne tatili

İlkokulda başarısızlık ve karne tatili

Okuldaki başarısızlık, öğrencinin gerçek yeteneği ile okuldaki başarı arasında görülen farklılık olarak tanımlanabilir. Okul yıllarının ilk dönemlerinde ortaya çıkan başarısızlık ilköğretim süresince düzeltilmezse, çocuğun okul hayatını çok etkiler.

Başarılı olamayan çocuklarda zekâ geriliği, öğrenme ve iletişim bozukluğu, gelişim kusurları, dikkat eksikliği, hiperaktivite bulunabilir.

Değerli okuyucular, akademik zekâ, başarı için şarttır ama yine de başarıyı garanti edemez. Başarı için birtakım duygusal niteliklere ve iletişim becerilerine sahip olmak gerekir. Bu nitelikler; empati kurabilme, duyguları ifade etme ve anlama, bağımsız davranabilme, uyum sağlayabilme, kişiler arası sorunları çözebilme, sabır gösterebilme, sevecen, saygılı olabilmedir.

Bazı çocuklarda belirli alanlarda (okuma, matematik, yazılı anlatım) yetersizlik görülür. Bu çocukların okuma başarıları, yazma becerileri zekâsı normal olduğu halde, beklenenin önemli derecede altındadır. Bu çocuklar ne yazık ki, sınıfta tembel damgası yerler. Çocuğun sosyal ilişkileri bozulur, kendine güveni azalır. Ders çalışmayı sevmez, çabuk sıkılır. Ödevlerini yapmak, içinden gelmez.

Çocuğun hangi alanda yetersizlik yaşadığı psikolog tarafından testlerle belirlendikten sonra çocuğa özgü eğitim programı yapılmalıdır.

Dikkat eksikliği yaşayan çocuklar da okulda başarısızdırlar. Bu çocukların dikkat süreleri kısadır, çalışmaları dağınıktır, eşyalarını çok sık kaybederler. Böyle çocuklar okulda uyum gösteremezler ve zekâları normal olduğu halde ders başarıları düşük olur.
 Bu çocuklar psikiyatrist ve psikologlara götürülmeli. İlaç tedavisiyle birlikte çocuklara yoğunlaştırıcı çalışmalar uygulanmalı, aileye danışmanlık yapılmalıdır.

Aile içi huzursuzluk ve şiddet, ailedeki ağır hastalık, maddi güçsüzlükler ve buna bağlı olarak uygun çalışma ortamının bulunmayışı çocuğun başarısını düşürür.

Anne ya da baba çocuğundan kapasitesinin üstünde yüksek başarı bekleyebilir, çocuk bu beklentiyi karşılayamadığında eleştirilir, suçlanır, başka çocuklarla kıyaslanır. Böyle bir tutum da çocuğun kaygısını artırır, düzeyini düşürür ve başarı kazanamaz.

Danışmanlık merkezine getirilen 1. sınıf öğrencisi Ömer, çekingen ve korkak bir çocuktu. Öğretmeninin gözlemine göre; morali çabuk bozuluyor, arkadaşlarıyla düzgün iletişim kuramıyor, bazen bir kenarda oturup düşlere dalıyor, düşünceli duruyor. Kendine güveni olmadığı gibi beceriksiz olduğunu sanıyor. Ders notları da çok düşük, okuyup yazması düzgün değil. Bunlar onda aşağılık duygusuna yol açıyor...

Ömer’e ilk iki  seansta zekâ testi ve dikkat testleri  uygulandı. Çıkan sonuçlara göre, normal bir zekâya sahipti, dikkati de iyiydi. Demek ki okuldaki başarısızlığının altında psikolojik faktörler rol alıyordu. Bu durum da düşünce ve davranışlarını etkiliyordu.

Ömer’in babası otoriter ve kuralcı bir insandı. Buna karşılık annesi zayıf ve yumuşak huyluydu. Aralarında daima bir çatışma var. Baba, çocukluğundan beri diş doktoru olmak istiyormuş. Ama babası çalışamayacak durumda olduğu için, çocuğuna yardımcı olamamış, o da üniversite sınavlarına yeterince hazırlanamamış, erken yaşta çalışmak, üniversite hayallerine veda etmek zorunda kalmış.

Babaya göre, çocuklarının çok iyi okuması, iyi bir mesleğe sahip olması gerek.

Ömer’in bilinçaltında onu üzen iki konu vardı; birincisi, ne kadar çalışırsa çalışsın, asla babasının istediği bir evlat olamayacağını düşünmesiydi. İkincisi, babasının annesine karşı sert ve acımasız tutumuydu.

Ortaya çıkan sonuca bakarsak, aslında sorunlu olan Ömer değil anne ve babaydı! Bu nedenle öğrencimin anne ve babasına “Evlilik terapisi” uygulandı. Ömer de hem geri kaldığı dersler için yardım aldı, hem de terapiye katıldı. Kısa sürede sevindirici sonuçlar alındı.

Çocuğun okuldaki başarısızlığında ailelerin tutumları çok önemlidir.

Belli başlı aile tutumları; 
*Katı tutum gösteren aileler: Otoriter aileler, çocuklarına aşırı baskı uygularlar. Bu yüzden çocuklar ders çalıştıkları halde, sınavlarda başarılı olamazlar. Ayrıca sınav sırasında heyecanlanıp başaramama hissine kapılırlar, bildiklerini bile unuturlar, sorulan sorulara doğru cevap veremezler.
*Aşırı kontrolcü aileler: Bu ailede anne baba çocuğu oturtup ders çalıştırır, ödev yaptırır, çocuk kendiliğinden bir şey yapamaz, sorumluluk duygusu tam gelişemez.
*Aşırı koruyucu aileler: Bu aileler çocuğuna kıyamaz, çocuğu yorulmasın, bunalmasın diye ödevleri kendileri yapıverirler, böylece onlara yardım ettiklerini sanırlar.

Sevgili  okuyucular, eğitimde yarıyılın bitmesiyle öğrenciler yakında iki haftalık bir tatile kavuşacaklar. Öncelikle başarılı olsun olmasın tatil bütün çocukların hakkı... Tatil, ders çalışmak için fırsat  olarak görülmemelidir. Çocuğunuzun  karnesi  başarısız ise suçlanmamalı, yaşıtlarıyla kıyaslanmamalıdır. Tatilde öncelikle çocuğun, dinlenme ihtiyacı göz önünde  bulundurularak ancak bu sürede neyle ilgilendiği, ne yaptığıyla yakından ilgilenilmelidir. Anne baba olarak bizim görevimiz de onun program yapmasına,  zamanını doğru ve verimli kullanmasına yardımcı olmaktır.

Çocuklar tatilde arkadaşlarıyla görüşmeli, sosyal ortamlarda bulunmasına fırsat verilmelidir. Kitap okumaya teşvik edilmelidir.

Sağlıklı hayırlı günler geçirmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.

PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI.   DNŞ TEL: 0212 503 79 95-0 506 401 79 91

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kıvanç Tığlı Arşivi