Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Milliyetçi Kesim ve Medya

Milliyetçi Kesim ve Medya

İstanbul Esenyurt’ta MHP Seçim Bürosu açılışı sırasında yaşanan kanlı olayı kınıyor, göğsünden vurularak öldürülen meslektaşımız Cengiz Akyıldız’a Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Olay tam olarak nedir ne değildir, belirsizliğini koruyor.

MHP’liler, saldırının bölücü terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirildiği düşüncesinde.

Hükümet ve Emniyet yetkililerine göre ise, olay saldırı değil, kavga sonucu.

Ve medyanın tavrı:

Özellikle iri medyada olay, “karşıt görüş kavgası” denilip geçiştiriliyor.

Hangisi doğru, ilerleyen günlerde netleşir mi?

İnşallah!

Benim burada asıl irdelemek istediğim hususlar başka.

1-İri medyanın tavrı

CNN, NTV, Habertürk, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Radikal gibi tv kanalları ve gazetelerin olaya ilgisizliği mide bulandırıyor.

Klasik bir cümle olacak belki ama cuk diye oturuyor burada da:

Öldürülen gazeteci Cengiz Akyıldız ülkücü değil de bir BDP’li, bir azınlık mensubu olsaydı ortalığı yıkarlardı, yıkarlar…

TV’lerde 24 saat program yapılıp, ilgili ilgisiz tonla insan ekrana çıkarılarak, ne senaryolar üretilirdi ve hepsinde de peşin hükümle katil olarak “sağ görüş” / “İslami görüş” hedefe oturtulurdu.

Gazetelerde çarşaf çarşaf maktul fotoğrafları yayınlanır, detay flaşları ile kamuoyu ideolojik temelli bir zanlı profiline yönlendirilmeye çalışılırdı.

Bunun pek çok örneği var.

Fakat bu olayda maktul bir ülkücü olunca onlar için bunun hiçbir önemi yok!

“Karşıt görüş kavgası” de geç!

Lanet olsun size.

Lanet olsun bu ayrımcılığa.

Lanet olsun bu “sağ” düşmanlığına.

2-MHP’nin tavrı

Bu olay provokasyon olabilir.

“Ülkede zaten sisli bir hava hakim, fırsatı değerlendirmeli!”

Bu amaçla, MHP’lilerle BDP’lilerin karşı karşıya getirilmek istenmiş olabileceği ihtimal dahilindedir.

Bu noktada gözlerin çevrildiği MHP’nin oyuna gelmemesi hayati önem taşıyor.

Tabi bu, lideri Devlet Bahçeli’nin sorumlu davranışıyla alakalı bir durum.

Bahçeli’nin bu gibi durumlarda ortaya koyduğu tavrı, ülkemiz ve kardeşliğimiz adına büyük bir kazanç olarak görüyorum.  

Vitrinlere oynamıyor,

Tabanını galeyana getirmiyor,

Olası taşkınlıkların önünü başından itibaren kesiyor.

Bahçeli’yi tebrik ediyorum.

3-Milliyetçi kesimin medyasızlığı

Bu son olay da göstermiştir ki,

İri medyada İslami Camia ve milliyetçi kesime büyük bir haksızlık yapılıyor. 

Konumuz MHP olduğu için, şunu açık bir şekilde söyleyebilirim:

MHP, iri medyada BDP’den bile az yer bulabiliyor.

MHP ve tabanı, BDP ve PKK’lılar kadar bile anlaşılmaya çalışılmıyor.

Özellikle iri medyada hergün BDP haberleri görebiliyor ve çoğu lehte iken,

MHP ve tabanına dair olumlu bir habere rastlamak çok zor.

BBP için de aynı durum sözkonusu.

Ama şu var:

BDP’ye göz kırptın mı, “PKK’ya karşı hata ettik” şeklinde yorumlanabilecek bir şeyler söyledin mi, başköşedesin.

Bunun son örneğini Radikal’de gördüm.

Geçen gün bu gazete, BBP’nin Genel Başkanı Mustafa Destici’yi manşet yaptı.

Şaşırdınız öyle değil mi?

Ben de çok şaşırdım, ilk sayfasında kocaman bir Destici fotoğrafı görünce.

Fakat uzun sürmedi bu şaşkınlık.

Başlık ve haberi okuyunca mesele anlaşıldı.

Destici’nin ağzından Uludere olayı konusunda BDP/PKK’lıları onure ederken, tabanını üzecek bir yorum koparılmış:

“PKK’lı olsalar bile bombalamak yanlıştı.”

Bu Radikal için bulunmaz bir haber tabi!

7 sütuna manşeti çakmışlar.

Manşetteki bu düşünceye katılırsınız katılmazsınız, ben işin orasında değilim; medyanın milliyetçi kesime olan tavrını ortaya koymak için yazıyorum bunları.

Bakın, aynı gazetede BBP’yi olduğu şekliyle bir kez olsun manşette görmedik; gençlik örgütü Alperenleri de…

Diyeceğim şu ki, ülkemizde milliyetçi kesimin ciddi bir medya sorunu bulunuyor.

Bu sorunda iri medyanın rolünü değiştirmek çok güç.

Peki ya milliyetçi kesimin rolünü.

Bence onların da ciddi bir sorumluluğu var bu sorunda. 

Bir “imkansızlık türküsü” tutturmuşlar gidiyorlar.

Çaba yok, çalışma yok…

Tembellik sarmış tüm vücudu.

Örneğin,

MHP’nin gazetesi olarak bilinen Ortadoğu’nun, muhabirleri Cengiz Akyıldız’ın vurularak öldürüldüğü Esenyurt’taki olayı 1 gün sonra yayınlayabildiğini düşünürsek, ne demek istediğim daya iyi anlaşılacaktır.

Olay Pazar günü 15.00 sularında yaşanıyor.

Ortadoğu bu olayı Pazartesi günkü sayısına yetiştiremiyor.

Sonra da “imkanlarımız kısıtlı, baskıya erken başlanıyor” gerekçesinin ardına sığınılıyor.

İnternet siteniz de mi erken giriyor baskıya?

Bu imkansızlık falan değil, tembelliktir bence.

Eminim ki gazete yönetimi “alıcıları”nın azlığından yakınıyordur.

Alıcı az olunca imkan da oluşturamadıklarını söylüyorlardır.

Dedik ya, tembellik tüm vücudu sarmış,

Bahane fışkırıyor, neresine dokunsanız.

Fakat kapattıklarını sandıkları gerçek ise, dışarıda bas bas bağırıyor:

Alıcının gözü her zaman iyi olandadır.

Siz önce iyi olmaya çalışın, alıcı o zaman oluşur, imkan da…

Milliyetçi kesim göbeğini kendisi kesmeli.

Çok büyük bir potansiyel var.

Alperen Ocakları, Ülkü Ocakları…

Gençlerle dolu…

Boş işlerle değil, boş alanları doldurma işleriyle uğraşılmalı.

Gazete ise gazete, tv ise tv, sosyal medya ise sosyal medya…

Bu işlere meraklı ve kafası çalışan gençlerin elinden tutulup, kadrolar oluşturulmalı.

Her şeyden önce bu yönde bilinç, irade, şuur olmalı.

Tabi ilk önce bu gençleri yönlendiren başlarda.

Örneğin MHP lideri Bahçeli,

Tamam tutuyorsun gençleri, sokaktan koruyorsun…

Takdir de ediliyor bu tavrın.

Peki içeride ne yapıyorsun bu gençlere?

Ne veriyorsun?

Geleceğe nasıl hazırlıyorsun?

Hangi alanlarda yetiştiriliyor bu gençler?

Mesela yetişmiş ve bir Ortadoğu gazetesinde görev yapan kaç Ocak’lı var?

Veya diğer medya organlarında, sosyal medyada?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi