Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

İhtiyaçtan kürtçülük!

İhtiyaçtan kürtçülük!

Kürtçülük en çok kimin işine gelir?

Kürtlerin mi?

Türkiye’nin dört bucağına yerleşmiş, iş güç sahibi olmuş, başka etnik unsurlarla evlenip yuva kurmuş, çoluk çocuğa karışmış “Kürt”lerinin kürtçülükle işi olabilir mi?

Zayıf, hatta çok zayıf ihtimal...

Ya güney doğuda, bir zamanlar çatışma bölgesi olan illerde yaşayanlar?

Büyük çoğunluğunun batıda, kuzeyde, güneyde yakınları, akrabaları var. Bu bölgede de nüfus silme Kürtlerden oluşmuyor. Türkler de var, Araplar da. Hatta, Çerkesler...

Türkiye gibi, çok sayıda etnik unsurun iç içe yaşadığı bir ülkede kürtçülük de bir yere kadar...

Kürtçülüğün esas zorluğu şurada: Kürtçülük kesin olarak etnik bir hareket! Onun karşısında görünen türkçülük asla tamamen etnik bir hareket olmadı, olamazdı. Türkçülüğün 20. Asrın başındaki ideologu, “Türkçülüğün Esasları” kitabının yazarı Ziya Gökalp etnik olarak Türk mü idi? Bunun cevabını zamanın kürtçüleri versinler!

Daha birçok türkçünün etnik anlamda Türk sayılamayacağını erbabı bilir. Türk olmak tek başına etnik bir anlam taşımadı. İnsanlar kendi iradeleri ile Türklüğü seçebilir. Nitekim Türkiye’nin dört bir tarafına dağılmış olan etnik topluluklar, kendilerini etnik aidiyetleri yanında Türk olarak da tanımlıyorlar. Evlerinde veya kendi aralarında ana dillerini konuşsalar bile, işlerini, eğitimlerini Türkçe ile görüyorlar. 

Bir Laz, Gürcü, Arnavut, Çerkes, Boşnak…adını bir çırpıda sayabileceğimiz veya sayamayacağımız çok sayıda etnik topluluk, kendilerini Türk kavramı içinde tanımlıyorlar ve bu onların aynı zamanda Laz, Arnavut, Gürcü vb. olmasına engel olmuyor. 

Kürtçüler için Kürt olmak ise, ancak etnik tanımlamalar içinde mümkün. Bir Türk, Gürcü, Çerkes bu durumda istese de Kürt olamaz. 

Kürt etnik grubundan olanlar “Türk” olabilir mi? Elbette olabilir ve muhtemelen çok sayıda Kürt asıllı vatandaş, kendini Türk kimliğinin bir parçası olarak görüyor ve bu onların Kürtlüğüne halel getirmiyor. 

Türkçe’nin yanında Kürtçe’nin resmi-gayri resmi alanlarda kullanılması yönündeki etnikçi hareketin kıymeti harbiyesi ne olabilir? 

Kanaatimize göre, Kürtçe’nin bölücülük maksadıyla kullanılması kürtçülük açısından beklenen sonuçları vermeyebilir. 

Manavda “hıyar”a “xiyar”, “patlıcan”a “badılcan” veya  “balcan” yazmakla ne yapılmış olunuyor? Türkiye’de hıyarın veya patlıcanın böyle etiketlere ihtiyacı yok! Hıyara xiyar yazmakla hıyarlıktan çıkmıyor! 

Mesele şu: Bu etiketlerin Türkçesi mi, Kürtçesi mi okunur?

İlk bakışta “Türkler Türkçe’sini, Kürtler Kürtçe’sini okur” denilebilir.

Kürtler için Paris’te imal edilmiş Latin asıllı alfabeyi kaç Kürt biliyor? Kaç Kürt bu alfabe ile okur yazar? Peki, Kürtçe ile günlük hayat dışında nasıl bir iletişim hayatı kurulabilir?

Kürtleri Kürtçe’ye mahkûm etmek, onların ufuklarını daraltmaktan başka bir işe yaramaz. 

Kürtçe, şifahi (sözlü) kültürü çok zengin, fakat yazılı kültürü aynı ölçüde olmayan bir dil. Geçmiş yüzyıllarda yazılmış bilinen Kürtçe eserler iki elin parmaklarını pek fazla geçmiyor.  

Modern dönemde Kürtçe şiir, hikâye, roman deneyen yazarlar var. Bu çaba da olumlu. Fakat, kısa zamanda binlerce şiir kitabı, hikâyesi, romanı olan bir Kürtçe edebiyat oluşturmak imkânsız. Mehmet Uzun’un geçen yıllarda yayınlanan romanından sonra kaç Kürtçe roman yayınlandı? Kürtlerin de çok iyi bildiği bir dille, Türkçe ile, bu yıl 1000’e yakın roman yayınlandı! Bunun şiiri, hikâyesi, diğer türleri de var. Bir sene içinde 30 binden fazla Türkçe kitap basılıyor. 

Kürtleri Türkçe’den mahrum etmek, Kürtçeyi siyasileştirmek onlara yapılacak en ağır haksızlıklardan biri. Türkçe eserleri ile edebiyatımıza mal olmuş çok sayıda etnik olarak Kürt şahsiyet var. Düşünsenize, Kürtler onların eserlerini okumaktan bile mahrum olacaklar. 

Türkiye’de yazılı kültür olarak Türkçe ile rekabet edebilecek tek dil Arapça. Malûm Türkiye’de ana dili Arapça olan topluluklar da var. Neden onlar Arapça üzerinde ısrar etmiyorlar? 

Türkiye’de Türkçe tabii olarak ortak iletişim dilidir. Türkçe’nin dışına çıktığınızda ortak iletişim alanının da dışına çıkmış oluyorsunuz. Elbette Arapça’yı, Kürtçe’yi veya bir başka dili çok iyi bilmek arzusunda kötü bir yön yok. Bunu siyasi bir çerçeve içinde yapmanın, maliyetleri var. O maliyete katlanan Türkçe’yi ihmal edebilir!

Siyasi kürtçülüğe en çok ihtiyaç duyan kesim, siyasi türkçüler. Onlar makul olanın yerine akıldışının gündemde olmasını istiyorlar. Yoksa sözlerinin dinlenir tarafı kalmayacak!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi