Milat

 “İslam dininin giriş kapısında ‘Eşhedu en la ilahe illallah ve Eşheduennemuhammedenabduhu ve resuluhu’ yazar. Yani, şehadet ederim ki Allah’tan başka ibadet edilecek ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki Muhammed (s.a.v), Allah’ın kulu ve Resulüdür.

Bu kısa ama oldukça önemli kelimelere kalpten inanarak söylenilmesi beklenir. Kelime-i şehadet getirdikten sonra İslam dairesine girilir. İslam dairesine girdikten sonra önümüze altı maddelik bir dosya uzatılır.

Bu sıralanan altı maddeye iman etmemiz beklenir. Daha küçükken ezberletilen bu altı maddenin geniş açılımını her ne hikmetse ne kendileri öğrenmişlerdir ne de öğrenip öğretme ihtiyacı hissetmişlerdir.

İmanın şartları adı konulan bu maddelere iman ettiğimizi söyleyerek İslam dairesinde olduğumuzu ilan etmiş oluruz. İslam dairesindeyken bu kez önümüze müslüman olduğumuzun bir nevi ispat edilmesi için bazı salih ameller sunulur;

a- Kelime-i şehadet getirmek

b- Namaz kılmak

c- Oruç tutmak

d-  Zekât vermek

e- Hacca gitmek

f- Ve diğer salih ameller

‘Kalpten iman, dil ile söylem ve salih amellerin pratiği’ bu üçlüyü bir arada yaşayan kişiye ‘iman etmiş bir Müslüman’ adı verilir.

Zamanında yapılan salih ameller, imanın artmasını; işlenen günahlar da imanın azalmasını sağlar. İmanla günah ters orantılıdır. Hangisinde artma olsa diğerinde azalma olur. İmanın azalması demek insanın Allah ile arasının açılması demek olduğunu bilelim.

İster imanı artıran etkenler isterse de imanı azaltan etkenler olsun; adres tespiti çok önemlidir.

Herhangi bir adreste günah işleme oranı fazlaysa ve bu da yakini olarak biliniyorsa tedbir alma olasılığı her zaman vardır. Eğer adına günah dediğimiz bir şey, tarafınızdan günah olarak algılanmıyorsa çok rahat bir şekilde o günah tarafınızdan işlenir. Oysaki Allah-u Teâlâ kullarının daha dikkatli olmasını istemiştir:

“O takva sahiplerine şeytandan bir vesvese geldiğinde durup düşünürler. Bir de bakarsın ki anlayıvermişler”(A'raf - 201)

Değerli okuyucu kardeşim!

İmanımızı gözden geçirmek zorundayız. Neye ne şekilde iman ettiğimizi test ettirmezsek- öğrenmezsek hata ederiz... Allah-û Teala” Ey iman edenler iman edin” demiyor mu?