“İzmir’in meydanında çiçekler açar!”

Elbette bu marş böyle değildi. Fakat dünkü manzara başka nasıl anlatılabilir ki?

Büyük bir siyasî mücadele var. Mücadeleye heyecan katan, 17 Aralık hamlesi. Hamle savuşturuldu. Artçı hamleler de bir bir tesirsiz hale getirildi.

Bunu nereden anlıyoruz?

Doğudan batıya Başbakan’ın mitinglerinden.

Nerede miting varsa, orası mahşeri kalabalık. Muş, Bitlis, Batman, Urfa, Antalya ve nihayet İzmir...

İzmir bu seçimin kilidi.

İdeolojik bağnazlık kazanmaya devam edecek mi, yoksa halk üzerindeki ölü toprağını atacak mı?

İzmir meydanına bakarak, ikinci ihtimalin güçlendiğini söyleyebiliriz. Bizim söylememiz yetmez, bazılarının bilhassa susması da dikkate alınmalı. Hatta onların susması, önemsizleştirmesi bizim tahminimizden önemli.

Mevsim dut mevsimi değil ama, bunlar dut yemiş bülbüle döndüler. Neden acaba?

En başta reisin takası Hürriyet’e bakın... İzmir meydanı yok! Posta, Zaman, Taraf, Cumhuriyet, Bugün, Sözcü, Aydınlık vs. vs.

Hepsinin susuşu manidar!

İzmir ve Gündoğdu Meydanı ile ilgili haberleri en çok bu gazeteler yaparlardı.

Gündoğdu Meydanı edebiyatı bitti mi yoksa?

Cumhuriyet mitingleri, CHP mitingleri yapıldığında bu gazetelerin ağızları kulaklarına varır ve kalabalıkla ilgili milyonluk tahminler heyecanla ortaya atılırdı...

Dün aynı meydanda kaç kişi vardı?

Polisin rakamı 200 binin üstünde de, onlar “en fazla 50 bin kişi” demişler.

O da taşımalı imiş!

Geçen zaman içinde meydan küçülmüş, yani çekmiş olmasın?

Yukarıda daha önce bir arada zikredilemeyecek gazeteleri art arda sıraladık. Acayip bir durumla karşı karşıyayız!

Bu ittifak seçime kadar mı? Onu işte İzmir meydanındaki kalabalık tayin edecek.

Türkiye 2013 sonunda sokulduğu tünelden seçimle çıkacak. Bazı merkezlerde Türkiye üzerine bir takım kararlar alındığı, bunun hayata geçirilmesi için birtakım örgütlerin, yapıların devreye sokulduğu iddia olmaktan öte.

ABD’nin iki eski büyükelçisi Erik Edelman ve Morton Abramoviç düet yapmışlar, Vaşington Post’ta. “Son on yılda neler başarırsa başarsın Başbakan Erdoğan ülkenin hızla yükselen demokrasisine zarar veriyor. Amerika’nın kısa vadeli çıkarları etkilenecek diye sessiz kalmak Türkiye’nin uzun vadeli istikrarına zarar veriyor” buyurmuşlar. Demokrasi Amerikalıların tek derdidir zaten. Irak’a onun için saldırmışlardı. Sisi’ye onun için darbe yaptırdılar!

Türkiye karşıtı operasyonla elbette ABD’nin bir yerleri de ilgilidir. Fakat bu malûm iki büyükelçinin beyanları, asıl merkezin neresi olduğunu gösteriyor.

Fakat şartlar aralıktan beri epey değişti. Rusya’nın Ukrayna ve Kırım hamlesi, ciddi bir kırılma meydana getireceğe benziyor. Bundan sonra Suriye meselesinin halledilmesi daha kolaylaşabilir. Türkiye üzerindeki baskılar buna paralel olarak kaldırılabilir.

Dün Hocam kendiyle mülakatında neden yumuşak yüzünü gösterdi dersiniz? Türkiye’ye dönüş ceketini neden giydi dersiniz?

Bu ne şiddet bu ne celalden neden buraya gelindi? İki sebep var: Birincisi, Tayyip Bey’in kuru gürültüye pabuç bırakmaması. İkincisi ise, dünyanın değişen şartları...