Çanakkale Şehidlerimize...
Bugün 18 Mart. Makarr-ı Hilafet olan İstanbul’u işgal etmek için Çanakkale Boğazı’na yüklenen Düvel-i Muazzama’nın, ecdadın şanlı direnişi üzerine ağır kayıplar vererek geri çekildikleri gün…
Bu vesileyle, dedem Adanalı Koca Mehmed’in de aralarında bulunduğu Çanakkale şehitlerimizin, “sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyerek”, “Allah yolunda can vermelerinin” ifade ettiği anlamı, Bakara sûresinin 153 ve 154. âyetlerinin tefsiri bağlamında yeniden hatırlayıp kavramaya çalışalım:
153: “Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerin yanındadır.”
Ey müminler! Hayatın türlü sıkıntılarına karşı sabır ve direnç gösteriniz. Bir taraftan nefislerinizin heves ve arzusu, diğer taraftan kâfirlerin, hak düşmanlarının hücum ve eziyetleri ile uğraşacaksınız…
Ruhen ve bedenen nefsinizi terbiye etmezseniz, sabır ve tahammüle, kararlı ve metin olmaya alışamazsınız ve Allah’ın yardımının ilk sebeplerinden birini kaybetmiş olursunuz, tehlikeye uğrarsınız. En ufak bir sıkıntı, bir acı karşısında korkmaya, sızlanmaya başlar, ümitsizliğe ve gevşekliğe düşersiniz. Şunu biliniz ki sabır, her başarının başıdır. İmandan sonra takip edilecek yolun başı sabırdır…
Ancak bazı durumlar da vardır ki, orada sabır kötüdür, meşrû değildir. Öyle durumlarda hızla savunmak için hayatı feda etmek daha çok tercih edilir ve belki de vâcib olur (Hak Dini Kur’ân Dili).
Bu âyette hangi konuda sabırlı olmak gerektiği belirtilmemiştir. Bu sebeple, ibadetleri yerine getirmek, haramlardan kaçınmak, her türlü düşmanca hareketlere karşı direnmek, musibet ve acılara katlanmak gibi dayanıklılığı gerektiren her durumda sabretmek bu buyruğun kapsamına girer…
153 ve devamındaki âyetler, Müslümanları Bedir savaşı ile başlayan sıkıntılı dönemlere hazırlıyor; bu dönemlerde sabır ve sebat göstererek, Allah’ın divanına durup namaz kılarak O’ndan yardım dilemelerini istiyor ve Allah’ın sabredenlerin yanında olduğu müjdesini veriyor (Kur’ân Yolu).
Bu ayetteki “sabır” ile; oruç, cihad ve diğer sabır çeşitlerinin kastedildiği söylenmiştir. Özetle; imandan sonra sabır, ilâhî yardımın ilk celbedilme yoludur. Namaz da böyledir. Ruhun düzelmesinin, bedenin intizama girmesinin, sabır ve vakarın, ruhî ve bedenî her görevin, dünya ve ahiretle ilgili her olgunluğun düzenleyicisi olan, kişisel ve sosyal her özelliği içine alan ve ümmet teşkilatının en birinci ve en esaslı belirtisi bulunan namaz, imanın en büyük güçlendiricisi, bütün ibadetlerin ve amellerin başıdır. Müminin miracı, âlemlerin Rabbine durumunu arz etmek suretiyle niyazı, kısaca zikir ve şükrü içine alan bir ibadet olduğu için, ilâhî yardımın en önde gelen celbedilme yoludur (Hak Dini Kur’ân Dili).
İşte Çanakkale şehitleri, sabır ve namazla yardım dileyerek Allah’ın yardımını ve zaferi celbettiler.
154: “Allah yolunda öldürülenler için ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler fakat siz bilemezsiniz.”
Allah yolunda öldürülenlere “şehîd” denir ki; ‘meşhûd bi’l-cenne’ yani ‘cennetlik olduğuna şahitlik edilen kişi’ demektir. Allah yolunda ölmek yani şehîd olmak sıradan bir ölüm gibi değildir. Bu sebeple şehidlere “ölüler” demek, yani onların ölüp yok olduklarını düşünmek yanlıştır. Aksine onlar diridirler; fakat insanlar bunu fark edemez, canlı olduklarını hissedemezler. Razi ve Taberi’nin yorumu şöyledir:
‘Sabır gösterip namaz kılarak dinimi yaşatma konusunda benden yardım isteyin. Bu hususta düşmanlarıma karşı mallarınızla, bedenlerinizle savaşmanız gerekir. Bunu yaparken canlarınız telef olursa zannetmeyin ki kendinizi zayi ettiniz! Aksine iyi bilin ki ölenleriniz benim nezdimde diridirler.’
‘Çünkü ölü, hayatı bitmiş, duyuları yok olmuş insandır; bu sebeple hiçbir şekilde hiçbir şeyden tat alamaz, hiçbir nimeti algılayamaz. Oysa sizden veya diğer kullarımdan biri benim yolumda katledilmiş ise onlar benim nezdimde diridirler; onlar bol nimetler, geniş rızıklar içinde mutlu bir hayat yaşarlar...’
Hasan Basri der ki: ‘Şehitler Rableri nezdinde hayattadırlar; rızıkları ruhlarına sunulur’ (Beydavi).
Bedir şehidleri hakkında indiği rivayet edilen bu âyetle aşağıdaki âyetler, Allah yolunda canlarını verenlerin âhiretteki güzel makamlarını görüp rızıklanarak onunla mutlu olacaklarını haber veriyor:
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.” (Âl-i İmran 169-170)
Mehmet Akif, ‘kanları ile Tevhid’i kurtaran’ Çanakkale şehitlerimizi ‘Bedrin aslanları’na benzetti.
O yiğitler sabır/cihad ve namazla Allah’ın yardımına ve zafere nail oldular. Ya torunları yani bizler?!
•
NOT: Her Salı günü, saat: 09.00 – 10.00 arasında KON TV’de “Aşır Aşır Kur’ân Dersleri”mizi izleyebilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.