Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Ankara’da kim kazandı?

Ankara’da kim kazandı?

Sanmayın ki Melih Gökçek ve Mansur Yavaş muhabbeti yapacağım! Asla!

Ankara’da seçimin kazananı apaçık belli: Başbakan Tayyip Erdoğan!

Fakat işe bakın ki, hem de bir zamanlar Parti’nin önde gelenlerinden olan bir zat, 5. defa seçildiği için Gökçek’e plastik kemer takmış! Ankara’nın başpehlivanına bu yakışır! Sevsinler!

Gelin eğri oturup doğru konuşalım:

Seçimden önce parti anket yaptırıyor. Melihli veya Melihsiz seçim için.

Melihli seçim yüzde kırk yedide kalıyor.

Melihsiz ise yüzde elli üç!

Buna rağmen Başbakan Melih’i aday gösteriyor. Tercih onun. Elhak kazanmasını da sağlıyor.

Şimdi ne olacak?

Melih Gökçek Ankara’nın en yıpranmış, en fersude ismi.

Metro yapmayı becerememiş, büyük kaynakları çarçur etmiş, Hükümet el atıp iki metro hattını tamamlayarak hamamın namusunu kurtarmış.

Söyleyin bana: Sincan ve Çayyolu metroları açılmasa idi bu seçimin sonucu ne olurdu?

Anketten söz ettim ya, hani ismi cismi belli olmayan birinin aday gösterilmesi halinde bile Melih’ten fazla oy alacağını gösteren anket. O yeter.

Melih Ankara’ya iki dönem hizmet etti. Bunun için teşekkür. Ondan sonra işler tersine döndü. “Ankara’nın tarihî kimliğine bugüne kadar en fazla hangi belediye başkanı zarar verdi?” sorusunun cevabı belli: Melih Gökçek!

Ankara’nın gözbebeği Hacıbayram semtini çökertti. Etrafı mezbeleliğe çevirdi. Halkın yaşayamayacağı bir alan haline getirdi. Vatandaş bu harabe semti terk etmek zorunda kaldı. Sonra kamulaştırma faslı başladı. Halk terkedince, belediye buraları kamulaştırdı ve bazı dernek ve vakıflara 26 yıllığına verdi, bina yapmak kaydıyla.  

Bir hayli bina yapıldı! Görünüş biraz düzeldi. Fakat burası şehrin yaşayan bir mahallesi olamadı. Gündüzleri dernekçiler-vakıfçılar oralarda, akşam toplantıları varsa keza. Fakat gece kimse yok. Bazı binalar bitmiş ama bugüne kadar kapısını açan olmamış. Halkın yaşamadığı bu alanın çevresi en müptezel gazinolar ve başka kirli mekânlarla dolu. Malûm, Melih civardaki resmî fuhuş yerlerini kapattı, böylece gayri resmî fuhuş Ulus civarında patladı!

Ankara kalesinin durumu malûm. İç kalede evlerin bir kısmı yıkıldı, yıkılmayanlar gecekondulaştı, çok azı da onarıldı lokanta, meyhane vs. için kullanılıyor.

Melih Ankara’nın fiziği ile epeyce ilgilendi. İnkârı mümkün olmayan bazı şeyler yaptı. Fakat kültürde sıfır noktasında kaldı. Bir ülkenin başkentinde büyükşehir belediyesinin kültürel alanda görünürlüğü 20 yıldır sıfır! Bu utanılacak bir durumdur. Bakın İstanbul’a, bakın Bursa’ya, herbirinin aylık kültürel faaliyetleri kitapcık teşkil ediyor. Ya Ankara?

Seçim öncesi dağıttığı propaganda kitabında, çöplükle ilgili bölüm var, plaj voleybolu bile var, tahsisen kültürle ilgili bir fasıl yok. Çünkü Ankara büyükşehirde kültür yok!

Bu propaganda materyalinde elbette “sosyal ve kültürel hizmetler” bahsi var. Fakat içinde olanlara bakın: Yemek çadırları, çorba dağıtımı, kömür yardımı vs.

Nihayet en sonlarda bir resim ve altındaki şu ibareye ne demeli: “Başkent Tiyatrosu 3 milyon 66 bin 800 kişiyi sanatla buluşturdu!”

Sayı saymasını bilmemek demek ki, büyükşehir belediye başkanı olmak için nakise değil. Koskoca Devlet tiyatrosu... Binlerce elemanı, onlarca sahnesi var. Bir yılda bir buçuk milyon seyirciye ulaşıyor... Sadece Ankara’da değil. Belli başlı şehirlerde. İstanbul dahil. Hadi bunu beşle çarpalım beş yıllık bir hizmet döneminin hesabı olsun... 8 milyon seyirci...

Bu kadar elemana, sahneye, paraya ne lüzum var? Melih Gökçek’in tiyatrosu elemansız, sahnesiz 3 milyon seyirci topluyor! Ben olsam Gökçek’i Devlet Tiyatroları Genel Müdürü yaparım. Bir yılda bütün. Türkiye nüfusunu tiyatro seyircisi yapar!

Evet: Türkiye altyapı belediyeciliğinden sosyal belediyeciliğe geçti, şimdi sıra kültürel belediyecilikte. Şehrin yollarını, lağımlarını, parklarını yaptık, ulaşımını hallettik. Kısaca fiziğini düzelttik. Ya içinde yaşayan insanlar ne olacak? Onlara yönelik ne yapıyoruz? Onların sadece ayakları mı belediyeyi ilgilendiriyor?

Sıra insanda. Kültürel belediyecilik bu. Fakat bunun Ankara’da olması mümkün değil. Melih Gökçek’in şimdiki aşaması “sirk ve lunapark belediyeciliği”. Ondan kampanya boyunca bir kültürel vaad işittiniz mi?

Ama Ankara’ya altı aylık yerine yıllık sirk getireceği kesin. Büyük eğlence merkezleri yapacağından şüphe yok!

Hele bir tanesi var ki, tam bir rezalet: Anka-Park. Siz hiç bir eğlence merkezinin giriş kapısını türbe kubbesi şeklinde tasarlamayı düşünür müsünüz? Melih düşünür!

Resimlere bakılırsa, Hz. Mevlâna türbesinin meşhur yeşil kubbesi Anka-Park’ın girişini süslüyor! Bana kalsa bu yetmez! Peygamber türbesinin kubbesini kullansaydı!

Dünyanın en büyük dinazorunu Melih yapacakmış. Zahmet etmesin! Ankara’nın dinazoru zaten en büyük!

Sayın Başbakan’a pulsuz dilekçemdir:

Ankara’da kültürel-insanî belediyecilik için sizin müdahaleniz şarttır. Aklı oyun ve eğlenceden başka şeye ermeyen Melih’in yapacağı iş değildir. Mevlâna türbesini eğlence mekânına yamayan, Mehmet Âkif’in Safahat’ının çalma çırpma ve yanlışlarla dolu baskılarını yapacak rezaletlere imza atan bir başkanla Ankara 5 yıl gitmez. Medet ancak sizden olur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
20 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi