Kılıcı bileylemek!
Ne oldumdan ne olacağıma...
Anayasa Mahkemesi’nin macerası ile hayatı birleşen bir Çiçekdağlı o.
“Çiçekdağı” deyip geçmeyin, Kırşehir vilayeti sınırları içinde fakat Yozgat merkeze daha yakın bir kaza. İlk, orta ve liseyi Yozgat’ta okuyan Anadolu delikanlısına Rabbi “yürü ya kulum” demiş...
Ankara’nın üniversitenin kenarında kalan okullarından, birilerinin diliyle söylersek, füruat mekteplerinden İktisadi ve Ticari ilimler Akademisi’nde okumuş. Mezuniyetten sonra Sayıştay’da denetçi yardımcısı olmuş. Daha ne olabilir ki? Kaç akademi mezunu böyle bir bahta malik olmuştur acaba?
Durun bakalım neler olmaz! Olmaz deme olmaz olmaz!
1980’de Turgut Özallı yıllar...
Seçimlerde sürekli kaybeden CHP hükümranlığını bürokraside hâlâ devam ettiriyor. Özal’ın çözüm arayışlarında onu Sayıştay üyesi olarak görüyoruz. Âlâdan aliyyülâlâya...
Lütfu İlahî buraya kadar mı?
1990 Turgut Özal artık Cumhurbaşkanı ve Anayasa Mahkemesi üyeliği. Anayasa Mahkemesi’nde bürokratik ideolojinin dışında üç halk çocuğundan biri ve en genci...
Anayasa Mahkemesi üyeliği... Hukuki kenardan okumuş bir AİTİA mezunu... Haddin üstünde bir durum. Var mı başka örneği?
Her Anayasa Mahkemesi üyesi başkan olmaz. En olmazı da her halde Çiçekdağlı olmalı.
Olmazdı ama oldu... Refah’ı kapatan Anayasa Mahkemesi, AK Parti’yi kapatmakta zorlanan Anayasa Mahkemesi haline geldi.
Ve Başkanlık!
Halkın hissiyatıyla uyumlu yönetim devri. Başbakan, Cumhurbaşkanı TMMM Başkanı ve hatta Anayasa Mahkemesi Başkanı aynı hissiyatın insanı.
Dil aynı, gönüller bir.
Ya da düne kadar öyleydi.
İktidar bozar arkadaş! İktidar ille de siyasi iktidar değildir. Siyasetin tepesinde konumlandırılan bir hukuk iktidarı da vardır.
O iktidar işte bu iktidar...
Anayasa mahkemesi bir cumhurbaşkanı verdi ülkeye.
Sui misal emsal olmaz demeyin!
Zaten olursa, kendini “hüsnü misal” sayacak. Necdet nerede, o nerede? (Ha sahi Necdet’i da başımıza belâ eden o değil miydi?)
Son günlerde birileri habire kılıcı bileyliyorlar. Anayasa Mahkemesi daha önce siyasi parti kapatırken yorum yoluyla bir takım işler yaptığı gibi, şimdi de sahasına girdiği meşkûk konulara el atıyor.
Tivittır kararı gibi.
Böyle saha dışına çıkmaya istekli üyeler var demek ki. Üyeler yetmez başkan da var anlaşılan.
Niye var?
Bileyciler boşuna Kılıç’ı bileylemiyorlar.
Bileylemekle yetinmiyorlar, kılağılıyanlar da var!
Günü gelince fani hayatta varabileceği son nokta için onu ne kadar tutarlar, desteklerler bilinmez.
Siyaset hukuk gibi değildir.
“Ben yaptım oldu, karakaplı kitap benim dilimle böyle okunur”la olmuyor.
Halk kendi hukukunu kendi yazıyor, seçimlerde.
Cumhurbaşkanlığı seçim konusu...
Kılıç kimin adayı olabilir?
Türkiye’nin en çok halk desteğine sahip olan partisinin mi, yoksa onun karşısında cephe oluşturma gücü olmayan bir takım kifayetsiz siyasi partilerin mi?
Bu türküyü Neşet baba okur muydu acaba?
Ah Çiçekdağı derler de var mı sana zararım
Yar yitirdim uğrun uğrun ararım
Anam böyle midi yar seninle kavlü kararım
fiahım ey ömrüm ey
Kereviz özüyünen
Kim görmüş gözüyünen
Adam hiç darılır mı
Ellerin sözüyünen
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.