Ersoy Dede

Ersoy Dede

Kılıçdaroğlu’na Dosyaları Kim Verdi?

Kılıçdaroğlu’na Dosyaları Kim Verdi?

Yerel seçimler bitti, CHP yine; C, H ve P olarak üç ayrı yerden kafa gösterdi.. Kimsenin kavgası üzerine kimse mutlu aile yuvası bina edemez.. Dolayısıyla CHP içindeki aile kavgasının, CHP dahil kimseye bir kuruşluk yararı yok.. Hele AK Parti’ye hiç yok.. Zira istikrarlı bir muhalefet, iktidarı diri tutar. Tayyip Erdoğan bunu en iyi bilenlerden biridir.. Dahası, Kılıçdaroğlu’nun da işine gelmez kavgalı bir parti, Baykal’ın da.. Fakat hepsi de ateşi körüklüyor..

CEMAAT KAVGASI

İçeride ideolojik bir tartışma yürüyor gibi görünse de ana kavga cemaat.. Kılıçdaroğlu; “bize oy verene vermeyin mi diyelim” diyor ya.. Böyle anlatınca tablo çok masum görünüyor.. Öyle ya kim olsa gelecek oyu reddetmez.. Ama gerek Sarıgül ismi üzerinde Cemaat’in önemli isimleriyle müzakere yapılmış olması gerekse Mustafa Sarıgül’ün Cemaat’e sahip çıkan sözleri, işin kendiliğinden gelişmediği algısını doğurdu.. Ama tüm bunlar bugünün konusu.. Oysa işin evveli de var mı diye sorgulamak gerekiyor.. O yüzden filmi biraz geri saralım istiyorum..

KILIÇDAROĞLU NEREDEN ÇIKTI?

Biz Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanıdığımızda o zaten bir yıldızdı.. Tuncay Özkan’ın Kanaltürk’ünde “Yolsuzluk ve Yoksulluk” isimli bir programın devamlı konuğuydu.. Aydın Doğan’ın Star Tv’sinde, Ruhat Mengi’nin pazar günleri yaptığı programa sıklıkla katılırdı. Buralarda, açık kaynaklardan gelen bilgiler ışığında eleştiriler yapardı.. Ama kendisini genel başkanlığa taşıyan süreç, bu değildi.. Bu vitrin, Kılıçdaroğlu’nun ne yapabileceğinin anlaşılması bakımından sadece referanstı.. Onu bir adım öteye taşıyan, koltuğunun altındaki dosyalarla sızma bir takım bilgilerle giriştiği düellolar oldu.. Melih Gökçek, Dengir Fırat ve Şaban Dişli dosyaları.. Bu dosyalar nerede ve kimlerce hazırlandı, kimse merak etmedi o vakit bunu.. Ve peşinden gelen “ideal lider adayı” anketleri.. Sonra da Baykal’a kurulan kaset komplosu.. Kılıçdaroğlu’nu “umut” olarak gösteren anketler, yolsuzluk dosyaları ve Baykal’a kaset komplosu arasında bir ilişki olabileceği sizin de aklınıza gelmiyor mu? Ve şu soru yersiz değil herhalde; “son dönem grup toplantısına taşıdığı kasetlerin kaynağı ile dört yıl önceki dosyaların kaynağı aynı mı?” Demem o ki, acaba CHP ile bağlantılı tüm bu “garip” gelişmeler, uzun soluklu bir projenin ayakları mıydı yoksa? İçinden geçerken anlamıyoruz ama tüm doneleri birleştirdiğimizde sanki bir gizli el, ilmek ilmek dokumuş CHP’yi..

OYUN BOZULDU

Son seçimlerde CHP eğer, 1957 seçimleri gibi ya da 1977 seçimleri gibi yüksek bir oy alabilseydi, Kılıçdaroğlu parti içindeki aykırı sesleri pekâlâ bastırabilirdi.. Ama attığı taş ürküttüğü kurbaya değmeğince kavga başladı.. Bunu sadece Kılıçdaroğlu için söylemiyorum. Partinin bugün isyan eden ulusalcıları için de.. Nur Serter, Birgül Ayman Güler ya da İlhan Cihaner.. Neden ittifak günlerinde itiraz etmediler de başarısızlığı görünce seslerini yükselttiler?.. İlkesel bir tavır alacaksanız, bunu oya tahvil etmeden de alabilirdiniz.. Sonuç şu.. Cemaat ittifakının götürdükleri getirdiklerinden fazla olduğundan oyun bozuldu.. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de stratejik taktik bir hata yaparsa Kılıçdaroğlu, ağustos sonu gibi gönlünce bir tatil yapmaya vakti olacak.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi