Türkiye bizim memleket! Talih kuşunun son durağının neresi olacağı hiç bilinmez. Fakat talih kuşunun başının üzerinden ayrılmadığını düşünenler her zaman olabilir...

Kısacası, “ne oldum değil ne olacağım?” demeli!

Sen tut, raf ömrün biterken kürsüye çık ağzına geleni söyle... Makam: Bayati!

Konuşma hukuka mı? Adalete mi?

Hakikate mi?

Tarihe mi? Güne mi?

Konuşma baştan sona bugüne hitap. Tekebbür kalesinden ve üst perdeden bir konuşma. Yüksek tekebbür kalesinden çekilen oklar, sağa sola habire sallanıyor. Tekebbürün olduğu yerde tefekkür olmaz!

Efendimiz “Gömlek çıkaran karakter” değilmiş!

Hukukî bir konuşmada ne işi var gömlek mevzuunun? Gömlek konusunu kimler diline dolamıştı bir zamanlar? Burada Başbakan’ın Milli Görüş geçmişine atıf var. Bu atfı sık sık gündeme getiren kimlerdi?

Onlar “değiştirmedi” diyordu, bu “değiştirdi” diyor. Fiil değişse de kasıt aynı! Hedef bir!

Ne farkın kaldı bir zamanların mütekebbir ve mütehakkim savcısı Vural Savaş’dan?

Vural vurdu da ne aldı? Kılıç sallayınca ne olacak?

Kişinin ahir akıbeti hayr olmalı!

Bir zamanların muktedir savcısı, kaç parti kapattığını kimsenin hatırlamadığı Vural Savaş bir aralar el üstünde idi. Ya şimdi? Son zamanlarda onu gören, haberini alan var mı?

Bir aralar, yani işi bittikten sonra, harıl harıl kitaplar yazdı. ADD’nin ve Ergenekoncuların gözdesi oldu.

Sağda solda konuşmalar, söyleşiler, imza günleri... Alkışlar, şakşaklar.

Ya şimdi?

Geçmişe mazi, yenmişe kuzu denir!

“Bal” demekle ağız tatlanmadığı gibi, yüksek perdeden “hukuk” demekle yapılan ille de hukukî olmuyor.

Orası Anasaya Mahkemesi... Çok günler gördü o mahkeme! Çok inişler çok çıkışlar yaşadı.

Ülkemiz Türkiye. Bu ülke 20. Yüzyılda büyük bâdireler atlattı. O bâdireler atlatılırken birileri -kifayetli kifayetsiz- öne çıktı. 21. Yüzyıldayız... 20. yüzyılın gerilim siyaseti ile ülke yönetmek mümkün değil.

Hukuku yerine yerleştirmek, adaleti temin edecek mevkii vermek... Bu öncelikle hukukçuların hukuku anlama ve kavrama gücüne bağlı.

Şimdi desen ki, “ben hukukçu değilim” bu itirafa asla itiraz etmem. Fakat resmen bir yüksek hukuk kurumunun tepesindesin. Hukuku anlamak, kavramak için ille de hukukçu olmak gerekmiyor. Hayatında hukuk fakültesinin önünden geçmemiş nice bilge insan var ki, hakkı hukuku, hukuk profesörlerinden daha iyi biliyor ve riayet ediyor.

Bir türkü ile başladık, başka bir türkü ile bitirelim:

İpek gömlek giyme dedim giymişsin

El sözüne uyma dedim uymuşsun!